DÜZCE (AA) - GÖKSEL CÜNEYT İĞDE - Düzce'de ilkokuldayken resimle tanışan eczacı Ömer Koç, bu tutkusunu iş yerinin duvarlarını eserleriyle süsleyerek yaşatıyor.
Merkeze bağlı Yenitaşköprü köyünde eczacılık yapan 28 yaşındaki Koç, 10 yaşında müzikle ilgilenmeye başladı.
Sanata merakı dolayısıyla resme de yönelen Koç, kara kalem çalışmalarıyla kısa sürede resim öğretmeninin dikkatini çekti.
Öğretmeninin motivasyonuyla çalışmalarına devam eden Koç, resim tutkusunu ortaokul ve lisede yağlı boya tekniğiyle yaptığı eserlerle sürdürdü.
Üniversite yıllarında da sulu boya yeteneğini geliştiren Ömer Koç, 18 yıldır ilgilendiği resim sanatında kara kalem, yağlı boya ve sulu boya tekniğiyle 100'ü aşkın eser ortaya çıkardı.
İki yıl önce eczacı olan Koç, resim tutkusundan vazgeçmeyerek iş yerinin duvarlarını hayal dünyasını yansıttığı tablolarıyla süsledi.
- "Resim bana huzur veriyor"
Ömer Koç, AA muhabirine, eğitimci bir aileden geldiğini belirterek özellikle annesinin kendisini farklı alanlarda geliştirmesini istediğini söyledi.
Önce müzikle ilgilenmeye başladığını belirten Koç, "Ardından resme geçince daha çok zevk aldığımı fark ettim. Gerçekten resim yapmak beni çok mutlu ediyordu." dedi.
Koç, ilkokulda resim öğretmeninin desteğinin kendisini motive ettiğini dile getirerek resmin, kendisi için tutkuya dönüştüğünü kaydetti.
Zamanla kendini geliştirdiğini aktaran Koç, ortaokul ve lise yıllarında daha büyük tablolara yağlı boya resimler yaptığını, üniversitede ise daha pratik olduğu için sulu boya tekniğine yöneldiğini anlattı.
Ömer Koç kara kalem, yağlı boya ve sulu boya tekniğiyle bugüne kadar yaptığı 100'ü aşkın eserin çoğunu, çevresindekilere hediye ettiğini ifade etti.
Eczacı olduktan sonra da resim tutkusunun peşini bırakmadığını belirten Koç, şöyle devam etti:
"Mesleğimi de resmi de çok sevdiğim için ikisini bir arada yürütüyorum. Eczanemin duvarlarına eserlerimden asabildiğim kadarını astım. Çok da güzel dönüşler alıyorum. Siz mi yaptınız? Elinizden her iş geliyor maşallah.' diyorlar. Dışarıdan bakıldığında sadece eczacılık yapılıyor şeklinde algı oluşuyor. Resim bu algıdan çıkmamı sağlıyor. Resim yapmanın bendeki en büyük artısı; ardımdan bir şeyler bırakmayı seviyorum yani tüketen toplumdan değil de üreten toplumdan olmak istiyorum ve bunu bu sayede yaptığımı düşünüyorum."
Eczacılığı stresli ve yoğun bir meslek olarak tarif eden Koç, "Sürekli odaklanmam, sürekli iş başında durmam gereken bir meslek. Bu yüzden kendime vakit ayıramıyordum, kendimi geliştiremiyordum. O yüzden geçmişten bu yana çok büyük emeğim olduğu için resim sanatını da asla bırakmadım, devam ettim." dedi.
Koç, bunun, kendisine çok huzur verdiğini ifade ederek "Yani kafamın içindeki yoğunluğu tamamen hafifleten özelliği var. Resim yaparken yanında klasik müzik de açıyorum ki iyice akıl durgunluğu versin çünkü hayal gücüm o şekilde işliyor. Normal anlarda çok dolu bir kafam var. Resim ondan bir tık kaçmamı sağlıyor. Ancak mesleğimden uzak da tutmuyorum, ikisini bir arada dengeli götürmeye çalışıyorum." diye konuştu.