Gemi İnşa Makineleri Mühendisi Harun Kaçmaz balıkçı barınaklarının yat limanı kapsamına alınması için başlatılan çalışmaların çok eskiye dayandığını söyledi.
TURİZM EKMEK KAPISI: Düşünün yani bugün koskoca Karadeniz'de hala doğru düzgün bir marinamız yok. Artık marinalar öyle küçük tekneler gelmiyor. Artık yatlar megayat oldu megayat da 40 metreden başlıyor. Yatlar 40 metre ve üzeri artık. Onun altındakiler 20 metreler, 25 metreler, 10 metreler yat olmaktan çıktı. Yatlar bugün 40 metreden başlayıp 100 metre 110 metre yatlar var. Bunlara sığınacak marina yok. Gönül isterdi ki Ereğli Marinası zamanında olsaydı da şuanda turizmiyle, yan sanayisiyle her şeyiyle herkese bir ekmek kapısı olurdu. Ama o zamanlar bütün millet Karadeniz'de yatçılık mı olur, Karadeniz'de mevsim mi var, Karadeniz'de turizm mi var dedi.
Karadeniz Ajans'ın Zonguldak'ta düzenlediği Karadeniz'in Yat Turizmine Açılması 2023 Vizyonu Çalıştayında atıl durumdaki balıkçı barınaklarının yat turizmi kapsamında değerlendirilmesi konusunun tartışılması ile ilgili olarak bölgenin tek Gemi İnşa Makineleri Mühendisi Harun Kaçmaz'ın düşüncelerine başvurduk.
Kaçmaz bu konunun daha önceki yıllarda değerlendirildiğini ve ardından bürokratik çalışma yapılmadığı için çözüm noktasına ulaşılamadığına ifade ederken, konunu yeniden gündeme getirilmesini ise bugün birilerin aklı ba-şına gelmiş gibi görünüyor ama at alan Üsküdar'ı geçti dedi.
Kaçmaz, 1993 yılında Kdz. Ereğli'de marina projesi hazırladığını ve bu projenin 1997 yılında da Yüksek Planlama Kurulu'ndan Başbakan, Başbakan yardımcısı ve 10 Bakan tarafından imzalanmasına rağmen, ihale sürecinde ilgi bulamadığını da hatırlatarak çalıştayla ilgili düşüncelerini şöyle ifade etti:
ÜÇ BAKANLIK BİRARAYA GELEMİYOR
Balıkçı Barınaklarının ıslahı ile ilgili bundan 15 sene önce yapılan toplantıda böyle bir karar da alınmıştı. Ancak tabi yapılan görüşmeler neticesinde büyük bir bürokratik sorunlarla karşılanıldı. Burada Balıkçı Barınaklarının yetkisi Tarım Bakanlığı'nda yatların ve yat işletmeciliğinin yetkisi Turizm Bakanlığı'nda, limanların ve denizle alakalı kısımların yetkisi Ulaşma Bakanlığı'na aitti. Bu üç Bakanlık kendi arasında anlaşıp da bir türlü bu kararı yürürlüğe sokamadılar. Bu 15 yıl önce İzmir'de yapılan bir sempozyumdu. Çok da yoğun bir katılım olmuştu. Hatta bir sürü bakan ve bakan yardımcıları o dönemde söz verdiler. Turizme yatkın büyük balıkçı barınaklarının olduğu yerlerde balıkçıların haricisinde yatlara da bir bölüm ayrılacaktı. Elektrik, su hizmeti verebileceklerdi. Ne yazık ki yapılan çalışma neticesinde bir sonuca varılamadı. Ve sonunda biz geç de olsa şunu anladık. Bütün bu çalışmaların neticesinde büyük bir bürokratik çalışmanın olması gerekiyordu ve bundan kaçınıldı.
BALIKÇI BARINAKLARI-YAT LİMANI BÜYÜK PROJEYDİ
Örneğin Turizm Bakanlığı'nın tüm yönetmeliklerinde olan marinalar haricinde balıkçı barınakları ilavesi yapılması gerekiyordu, öte yandan Tarım Bakanlığı'nın bütün yönetmeliklerinde bulunan balıkçı barınakları kelimesinin yanında belki balıkçı barınakları ve marina mı balıkçı barınakları yat ifadesi mi gelmesi gerekiyordu ki bunların hepsi büyük bir bürokratik çalışma olacaktı. Herhalde bundan kaçınıldı. Sonuç olarak neticeye ulaşılamadı.
Bugün gündeme getirilen yine aynı benzer balıkçı barınaklarının ıslahı konusu zannedersem bu 3 Bakanlığın kendi arasında şimdi hep tartışma konusu oldu. Tabi belki bugün Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik Bakanlığı olarak isim değiştirdi. Belki biraz daha kolay olabilir. Emin de değilim tabi. Üç Bakanlıkta yetki alanında anlaşıp bunların bir an önce yapılması lazım. Biz emin olun bu projelere başladığımızda karşı tarafta eski Rusya sahillerinde bir tane doğru düzgün yat limanı yoktu. Şimdi duyuyoruz tüm karşıdaki yat limanların dolu olduğunu söylüyorlar. Son haber olarak İtalya'nın bu krize girmesinden dolayı İtalya'da bulunan ve Marsilya adalarında bulunan bir sürü yatların Atletic denizinin karşı tarafına eski Yugoslavya sahillerine göç ettikleri ifade ediliyor. Tabi İtalya ne yaptı zenginden daha fazla vergi alayım diye yat yanaşma fiyatlarını veya marina ücretlerini arttırmış olacak ki bunların hepsi kaçıyorlar. Ne olacaktı bunların içerisinden %20'si bize gelseydi yine de bize bir katkısı olacaktı. Ama şuanda zaten İstanbul dolu, Ege'de doğru dürüst marina yok yine biz bu işlerden istifade edemeyiz. Zamanında Ataköy bize ne söyledi? Bizden artanları size göndersek Kdz. Ereğli'de yapılacak olan marinaya göndersek siz onları bile karşılayamazsınız kapasiteniz yetmez demişti.
KARADENİZ DE MEVSİM Mİ VAR DİYE KÜÇÜMSENDİ
Düşünün yani bugün koskoca Karadeniz'de hala doğru düzgün bir marinamız yok. Artık marinalar öyle küçük tekneler gelmiyor. Artık yatlar megayat oldu megayat da 40 metreden başlıyor. Yatlar 40 metre ve üzeri artık. Onun altındakiler 20 metreler, 25 metreler, 10 metreler yat olmaktan çıktı. Yatlar bugün 40 metreden başlayıp 100 metre 110 metre yatlar var. Bunlara sığınacak marina yok. Gönül isterdi ki Ereğli Marinası zamanında olsaydı da şuanda turizmiyle, yan sanayisiyle her şeyiyle herkese bir ekmek kapısı olurdu. Ama o zamanlar bütün millet Karadeniz'de yatçılık mı olur, Karadeniz'de mevsim mi var, Karadeniz'de turizm mi var dedi.
Benim söylediğim hep şuydu otomobilin ormana gitmesi için yol yapılması gerekir. Yol olmayan yere otomobil gidemeyeceği için orada da otomobil var mı yok mu diye sormanın bir anlamı yok. Burada da marina olmadığına göre buraya yat gelir mi gelmez mi diye tartışmanın da bir anlamı yok. Ama bugün birilerin aklı başına gelmiş gibi görünüyor ama at alan Üsküdar'ı geçti diye bir laf bizde de öyle olma maalesef.