FRAGMANIN VİDEOSUNU MUTLAKA İZLEYİNİZ..

 

Kdz. Ereğli ile ilgili daha önce  “veresiye defteri” başta olmak üzere bir çok belgesel hazırlayıp TRT’de yayımlayan Kadir Özdemir, bu kez “Ereğli’nin Sesleri” üzerine çalışıyor.

 

13 bölümden oluşacak “Yaşamın Senfonisi” başlıklı çalışma TRT’nin dışında Almanya’da da ekranlara gelecek. Gazetemiz Haber Merkezini ziyaret eden Özdemir, Ereğli’nin tanıtımı konusunda da kentin içindeki dinamiklerin biraraya getirilmesi ile yeni modeller çıkabileceğine dikkat çekti.

 

Kdz. Ereğli’de doğup büyümüş ve daha sonraki süreçte de “doğduğum değil, doyduğum yer” demek zorunda kalan nice Ereğlili var ilçe dışında. Ereğli’nin bu yetişmiş insan ordusu yurt içi ve dışında bir çok başarıya imza atmayı sürdürürken, Kadir Özdemir de  bu ordudan biri. Özdemir, mesleği gereği Ereğli’nin tanıtıma  katkı vererek bir yerde vicdan borcunu ödeyenlerden. Daha önce Kdz. Ereğli ile ilgili yaptığı belgeselleri TRT’de yayımlayarak tanıtım yapan Özdemir, bu kez yine ilçemiz ile ilgili farklı bir belgesel hazırlığına başladı. Doğduğu kente gelerek, ilçenin farkında olunamayan seslerini araştıran ve bu konuyla ilgili 13 bölümlük bir belgesel hazırlığı yapan Kadir Özdemir projenin küçük bir fragmanını da hazırladı.

 

Kadir Özdemir bu süreç içinde geldiğini Ereğli’de gazetemiz haber merkezini de ziyaret ederek Almanya’dan dostları olan Celal Bozkuş ile Alper Güldal ile de görüşerek özlem giderdi. Özdemir daha sonra çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: 

 

ÇOCUKLUĞUMUZUN SESLERİ


Kdz. Ereğli’de yetişen bir çocukluk uzun yıllar yurt dışında kalma son yıllarda televizyon ve sinemalarda iştirak etme. Yıllar sonra çocukluğumuzun Kdz.Ereğli’deki sesleri ile ilgili bir takım çalışmaları planladık ve şimdilerde geldik. Oysaki bu çalışmaların ilk adımlarını geçen yıl yapmıştık. 1-2 TRT’de belgeselde program yapıp yayınladık. Çocukluğun sesleri ama çocukluğun tatları önemliydi. Tatlardan kasıt, genelde halen Anadolu’nun bir çok lokal bölgesinde devam eden veresiye defteri alışkanlığını işlediğimiz bir bölüm hazırladık burada. Çocukluğumuzun o veresiye defterinden şimdilerdeki finans kapitalin kredi kartlarına kadar olan serüveni Ereğli’deki Pazar yeri esnafları ile birlikte hazırladık. Ondan sonra kent sesleri, deniz ile bütünleşen fabrika ile bütünleşen geleneksel yaşam alışkanlıkları olan bir diyar burası. Ereğli’nin geleneksel seslerini, kentin sesini bütünleştirebileceğimiz bir iki müzik programı hazırlamaya karar verdik. İlkini geçen hafta çektik. Toplamında 13 bölüm yer alacak.

“Siz bu işin profesyonelisiniz, Karadeniz Ereğli’ye ne önerebilirsiniz, daha farklı nasıl tanıtabiliriz?”

 

EREĞLİ’NNİ KENDİNE HAS GIRTLAK YAPISI VAR


Bu açıdan dünyada bir çok modeller var,  ilk adımlarına şuanda başladık. Önümüzdeki dönem kente biraz daha yoğunlaştıktan sonra kentin içerisindeki o iyi dinamiklerle bir araya geldikten sonra yeni modeller çıkar. İlk adımı şu televizyon programı. 
Hem TRT cephesinde müzik ve belgeselde seri olarak yayımlanacak. Bir başka çekimde Almanya’da ART’de yayınlanacak. Önümüzdeki aylarda ARD’ye programı tamamlayıp vermiş olacağız. Köçeklerden çıkışı almamızın sebebi oldukça eski bir kültür. Belki biz bu kültürü unuttuk, tadını farklılaştırdık sadece düğün eğlencesi olarak görmeye başladık ama, binlerce yılın bir ahengi var o köçeklerin yaptığı havalarda. Ereğli’nin kendine has müzik aletleri, ritim aletleri var. Kendine has bir gırtlak yapısı var. Batı şuan spiritüel müziğin arayışı içerisinde. Yani kökenini ruhaniyetten alan müziğin arayışı içerisinde. Batı sadece Anadolu’da, Kafkaslarda ve İran’da bunlar aşıklık geleneğine doğru gitmiş reeller ön plana çıkmaya başlamış. Bu cephede devam ettiğinizde bir tanıtım imkanı çıkar. Genel olarak Küçük küçük parçaları birleştirdiğimizde iyi sonuçlarda çıkabilir ortaya. 

 

FESTİVALLERDE GELENEKÇİ MODERN SUNUMLAR


Festivallere bakış açısı biraz daha ilginç. Festivalleri salt 1-2 günlük uçucu eğlence olarak görmek doğru değil sanki. Tabi ki farklı düşünceler olabilir ama ben diyebilirim ki festivaller şehirlerin yaşayan ruhudur bu ruhları oluşturmak lazım. Tabi ki başka ruhları da zedelemeden. Biraz daha gelenekçi modern sunumlarla yapılmış festivallere gitmesinde apayrı bir tanıtım aracı olarak çıkacaktır ortaya”

 

(Haber Merkezi)

Muhabir: Haber Merkezi