Kdz. Ereğli Çevre Platformu’nun düzenlediği “Termik Cehenneme Hayır” konulu söyleşi hava muhalefeti nedeniyle amfi tiyatro yerine AKM Nikah salonunda yapıldı. Konuşmacılardan Prof. Dr. Ali Osman Karababa “Biz bu kadar aptal mıyız? Mezbahaneye giden koyunlar gibiyiz” dedi.
Haber Merkezi: Batı Karadeniz bölgesini termik santrallerle boğarak yok etmek isteyenler, Kireçlik’ten vazgeçmiyorlar. Kireçlik sahillerini ve bölgesini yok edecek termik santrallere karşı bölge halkı, denizlerden sonra fındık tarlaları başta olmak üzere tarım başta olmak üzere tüm çevreyi yaşanmaz hale getirecek gelişmeleri dikkatle izliyor. Kdz. Ereğli Çevre Platformu, bu tehlikeli gelişmeleri dikkatle izleyip kamuoyunu bilgilendirirken, son olarak “Termik Cehenneme Hayır” başlıklı söyleşi düzenledi. Ereğli’de amfi tiyatroda gerçekleştirilecek olan söyleşi hava muhalefeti nedeniyle Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Nikah Salonunda yapıldı. Kireçlik’in bulunduğu yalı boyları köyleri muhtar ve halkının da katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü Batı Karadeniz Platformu adına Ahmet Öztürk yaptı. Öztürk termik santrallerin yaratacağı tehlikeleri vurgularken, Sinop Gerze’deki tehlikenin halkın direnişi ile kazanıldığına dikkat çekti.
KOYUN MUYUZ?
Panelin ilk konuşmacısı Ege Üniversitesi Halk sağlığı Bilim Dalı Başkanı Ali Osman Karababa oldu. Karababa “Termik Santrallerin Doğa ve İnsan Sağlığına Etkileri”ni anlattı. Karababa, ülkemizin enerjiye gereksinimi olmadığını, tam aksine enerji fazlası bulunduğunu belirtirken, enerji tasarrufunun önemini belirtti. Termik santrallerle havaya atılan arsenik ve civanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini rakamlarla anlatan Karababa konuşmasını “Biz bu kadar aptal mıyız? Mezbahaneye giden koyunlar gibiyiz” sözleriyle tamamladı.
DAHA AZ ENERJİ TÜKETELİM
Sabancı Üniversitesi Birgün Gazetesi Yazarı Özgür Gürbüz “Yenilenebilir Enerji Kaynakları” üzerinde konuştu.
Gürbüz, sermayenin haritadan beğendiği bir yere gidip oranın tüm özelliklerini de umursamadan “ben buraya termik santral kuracağım” dediğini ama Sinop Gerze’de ülkenin önemli bir grubu olmasına rağmen halkın direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kaldığını belirtirken “Gerzeliler yeri geldi güvenlik kuvvetlerinin üzerine arı kovanlarını atarak bu mücadeleyi kazandılar” dedi. Bakanlığın enerji verimliliğini yüzde 15 ler olarak gördüğünü, teknolojik yatırımlarla daha az enerji tüketileceğini, Avrupa’da sanayinin hızlı gelişimine rağmen elektrik talebinin ancak yüzde 1 olduğunu kaydeden Özgür Gürbüz çok enerji tüketmenin kalkınmışlık olmadığının altını çizdi. Avrupa’nın çimento fabrikalarını kapatarak çevresini koruduğunu ve çimentoyu Türkiye’den aldığını da ifade eden Gürbüz, kendi enerjimizi kendimizin üretebileceği rüzgar güllerini kurabileceğimizi ve bunun içinde kooperatifleşebileceğimizi söyledi.
Hayat TV Çepeçevre Program Yapımcısı Özer Akdemir “Türkiye’de Çevre Katliamını ve Mücadele Deneyimlerini” yayımladığı haberlerle aktardı. Akdemir, Bergama köylülerinin direnişi ile başlayan mücadelelerden örnekler verdi.
Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Tarihçi Gürdal Özçakır, “Kdz. Ereğli Çevresinde Termik Santral Yapılması Planlanan Doğal Alanlar” konusundaki görüşlerini belirtirken, Köseağzı’na da termik santral kurmak isteyenlerin önüne bu bölgenin belediye tarafından “Günü Birlik Turizm Alanı” ilan edilmesinin çıktığını ve böylelikle Köseağzı’nın kurtulduğunu belirtti. Özçakır, Erdemir’in kamunun elinden çıktıktan sonra çevreye daha çok zarar verdiğini, limanda boşaltma yapan gemilerin bile kirlilik yarattığını fotoğraflarla örnekledi. Kestane balının bölgenin önemli bir ürünü olduğunu da anlatan Özçakır, Zonguldak’ın hava kirliliği açısından birinci sırada olduğuna da dikkat çekti.
Söyleşi soruların yanıtlanması ile son buldu.