Türk Sağlık-Sen Ereğli Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Tabipler Odası üyeleri sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlara dikkat çekti, haksız uygulamaların sağlık çalışanlarını ağır bir tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya bıraktığını belirttiler. Kdz.Ereğli Devlet Hastanesi önünde toplanan kalabalık zaman zaman sloganlar attı.

 

Türk Sağlık-Sen Ereğli Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Tabipler Odası üyeleri, sağlık alanında çalışanlarının sorun ve taleplerinin göz ardı edildiğini belirterek Ereğli Devlet Hastanesi önünde eylem yaptı. Ereğli Devlet Hastanesi girişinde toplanan kalabalık çeşitli sloganlar atarak sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesini istedi. Grup adına açıklama yapan Türk Sağlık-Sen Ereğli İşyeri Temsilcisi Faik Akbaba, sağlık çalışanlarının problemlerinin giderek arttığı bir dönem yaşadıklarını iddia etti. Sağlık çalışanlarının ağır bir tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Akbaba konuşmasında şunları söyledi:

 

“YABANCI DOKTOR RÜYALARI”

“Şiddet, yetersiz istihdam, ağır iş yükü, bitmek bilmeyen nöbetler, yapılan haksız uygulamalar nedeniyle sağlık çalışanları ağır bir tükenmişlik sendromu ile karşı karşıyadır. Bunların yanı sıra sağlık çalışanları için tüm memurların maaşla aldıkları ek ödemeler geciktirilerek yatırılması, yoğun çalışmaya rağmen performans ücretlerinin 1,5 TL gibi komik ücretlere inmesi ve ekonomik kayıpların dayanılacak sınırları çoktan aşması gibi durumlar yaşanmaktadır. Türk Doktorlarının sorunlarına sürekli kulak tıkanarak yabancı doktor rüyalarına dalınmakta, niteliği olmadan ucuz iş gücü için ince hesaplar yapılarak, yabancı doktor rüyalarına dalınmaktadır. 
 

“KAN AĞLAMAKTADIRLAR”

Asistanlar 36 saate varan nöbetlerde helak olmakta, hemşireler, ebeler, sağlık çalışanları ağır iş yükü altında adeta kan ağlamaktadırlar. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına angarya Cumartesi nöbeti dayatılmakta ve pazarda çalışacaksınız denilerek hızla köle sistemine dümen kırılmaktadır. Kamu hizmeti yürüten ama kadro talepleri yerine getirilmeyen kamu dışı aile sağlığı çalışanları, vekil ebe hemşireler ve 4/C’liler umutsuzluğa sevk edilmektedir. Memurlarımız yok sayılmış, Hizmetliler görevini yaptıkları memur kadrosuna atanmamıştır.

 

“ŞİFA VEREN ELE VEFA”

Kısacası Sağlık hizmetlerinde görev alan doktorumuzdan hemşiresine, ebemizden sağlık memurumuza sağlık teknisyenine, teknik personelden, memura, hizmetli arkadaşlara kadar her birinin sorunu ve sıkıntısı vardır. Kısacası dertler boyu aşmış, sabır taşı çatlatmıştır. Ama hala çözümden uzak açıklamaları ile iktidar, sorunlara ne kadar uzaklığını ortaya koymaktadır. Sağlık Bakanlığı dün ''Şifa Veren Ele Vefa'' adlı bir program düzenlemiştir. Öncelikle belirtmek isteriz ki Bakanlık hiçbir zaman sağlık çalışanlarına vefa göstermemiştir. Şifa veren elleri sorunları ve dertleri ile baş başa bırakmıştır. Süslü toplantılarla bu işi geçiştirmeyi adet edinmiştir.  Bu toplantıda Sayın Başbakan sağlık çalışanlarının hakları ile ilgili bazı açıklamalar yapmıştır. Nöbet ücretlerine yüzde 50 zam yapacağız demiştir. Bir saatlik nöbet ücreti bir doktor için şu anda 7 TL, ebe hemşire arkadaşlarımız için 4.7 TL’ dir. Bu komik ücretlerin yüzde 50 artması çok büyük bir müjde midir? Nöbet ücretlerinde gerçek bir müjde verilmek isteniyorsa bir saatlik çalışma karşılığında alınan ücret nöbet ücreti olarak ödenmelidir.

 

“ŞİDDETE ÇÖZÜM MÜ BULUNACAKTIR?”

70 yaşına kadar istenirse çalışılabilecekmiş, biz 70 yaşına kadar çalışma değil, emeklilikte rahat etmek ve insanca bir ücret almak istiyoruz. Bunun için döner sermayelerin emekliliğe yansıtılmasını talep ediyoruz. Bugün şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasına yönelik düzenleme var olmasına rağmen tam uygulanmıyor. Gözaltı süresini uzatınca şiddete çözüm mü bulunacaktır? Yıpranma payı ile ilgili çalışma yapılıyormuş, yıpranma payı için 1 senedir aynı sözler söyleniyor. Somut bir adım, ortaya çıkmış bir icraat yok. Artık siyasetçinin iki dudağı arasından öteye gitmeyen vaatlerden bunalan çalışanlar; devletin somut adımlarını, hayata geçen uygulamalarını görmek istiyor. 

 

“HAKKIMIZI TALEP EDİYORUZ”

Sağlık çalışanları olarak ne lütuf bekliyoruz, ne de karşılanamaz talepleri dile getiriyoruz. Sadece hakkımızı talep ediyoruz. Haklı taleplerimizi dile getirmek ve çalışanların talepleri karşısındaki vurdumduymazlığa tepki olarak Tıp Bayramı Arifesinde 13 Martta iş bırakıyoruz. Çalışanların taleplerinin yerine getirilmesi ve Türkiye kamuoyunda tekrar güçlü bir şekilde gündeme gelmesi adına yaptığımız bu eylemle alanlara çıktık ve yetti gari diyoruz. Ayrıca 14 Mart Cumartesi günü de kararlığımızı devam ettirip, aile hekimliklerinde ve TSM’lerde Cumartesi nöbetine hayır diyerek iş bırakacağız. 

 

“BAYRAM TADINDA KARŞILAMAK İSTİYORUZ”

Bugün iş bırakma eylemine neredeyse sağlık alanında faaliyet gösteren tüm STK’lar katılıyor. Biri hariç O da memur-sen’e bağlı sağlık-sen. Bizim dilekçe kampanyamızı karalayanlar çalışan hakkı için iş bırakıldığında da ortada yoklar. Toplantılarında idareci ağırlayıp, bakandan oy toplayın talimatı alanların bugün bu alanda olması zaten çok zordur. Onların yeri idareci yanıdır. Çalışanlarla alanlara çıkmak yerine idarecilerle poz vermek tek yaptıkları iştir. Tüm sağlık çalışanları kendilerini uçurumun kenarına götüren bu yetkilendirilmişleri iyi tanımalı ve görmelidir. Bunlara üye olarak kalınan her saniye çalışanın kendine verdiği en büyük zarardır.  Türk Sağlık-Sen olarak bayram tadında 14 Martlar karşılamak istiyor, sorunların çözümü için acil düzenlemeler yapılmasını istiyoruz”

 

GAZOZ OLMA SENDİKACI OL

Üyeler zaman zaman slogan attılar mağduriyetlerinin çözümünü istediler. Grubun son sloganı ise, “Gazoz olma sendikacı ol” oldu.

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)