28. kuruluş yıldönümünü geride bırakıp 29. Yayın yılına merhaba diyen Gazeteniz Önder’in bu yıldönümünde, 9 yıl önce kaleme aldığım yazımı sizlerle paylaşacağım bugün. “Nereden nereye” ve “Kimler geldi kimler geçti”  diyeceğimiz süreci anlatan işte o yazım:

ÖZ GERÇEK

22 Nisan bizim için önemli bir tarih.

Gazeteniz Önder’in kuruluş yıldönümü 22 Nisan.

1992 yılında kurulan bu gazeteye emeği geçenlere ayrımsız şükranlarımı sunuyorum, bayrak yarışını daha sonra devir alan bir meslektaşları olarak.

Ereğli Memleket, Gündem Gazetesi ve ardından ERT’nin kuruluşundan sonra 1 Eylül 1995 tarihinde kapısından girdiğim Önder, 41 aylıktı daha.

Vasıflı günlük gazete Önder 225 ayı  geride bıraktı ve 19 yayın yılının ardından "20. yıla merhaba" dedi bugün.

Evet merhaba 20. yayın yılı merhaba

Merhaba sevgili okurlar merhaba.

Merhaba mesleğimizin etik kurallarına bağlı meslektaşlarımız merhaba.

Merhaba refiklerimiz.

Merhaba.

Dostlara merhaba.

Hemşehrilerimize merhaba.

Bugün, bugün 22 Nisan 2011 ve Önder bir yaşına daha girdi.

Coşkumuzu size armağan ettik.

Merhaba.                                                                                                                            

Önder’i anlatmaya gerek yok.

Geride kalan yılların dili olsa da bir konuşabilse yaşananları.

Onca yıl içinde emek dolu günleri, haftaları, ayları bize anlatsa.

Kolay olmadı kolay.

Önder, bebeklikten çocukluğa ve nihayetinde gençliğe uzanırken, elbette çalışanların emeğiyle büyüdü.

O emektir ki, alın teridir, mücadeledir, yürektir.

O alın teridir ki, üretir.

O üretim heyecanıdır ki, gündemin oluşmasında dopingdir, pirimdir, sevgidir.

Böyle aşıldı onca yıl.

Emek emek emek.

Ve emekçiler.

Kuruluşundaki kalitenin çizilmesinde ışık olan Şevket Salcı’yı unutmak mümkün mü?

O yok şimdi yaşamda.

Bırakıp gitti bizi sonsuzluğa.

Seda Tahan da terk etti bizi genç yaşında ölümle tanışarak.

İhtiyar Delikanlı Turgut Kabaoğlu yitirdiğimiz son ana kadar haberleriyle yaşama bağlanırdı.

Ya Hüseyin Zengin dostumuz. O da gitti işte dünyadan.

Teknik ustamız Mehmet Saydam’ı unutur muyuz? Akköy’deki mezarında yatıyor o da.

Yorgun Savaşçı Büyük Usta Birol Karadeniz'i Eylül 2010'da toprağa verdik. Acısı daha taptaze.

Hey gidi yıllar hey!

Hem verdin hem aldın.

Bugün 22 Nisan.

2012'nin 22 Nisan’ında kim olur kim olmaz bilemeyiz.

Yaşam sürprizlere gebe.

Yaş da çökünce insanın üzerine, biraz uzaklaşıyor mu ne meslekten.

Veya "gençlerin önünü açmalı"  ilkesi mi hazan yaprakları çöküyor üzerimize.

Bilmiyorum.

Ama gerçek şu ki; yarın ne olur bilinmez.

Kim öle kim kala.

Veya?!!

Bugün 22 Nisan.

Bu günün kıymetini bilmeli.

Her şeyi bir kenara bırakarak "deniz ve mehtap" olgusunda insan kendini yaşamalı.

Yılların yorgunluğundan bir nefes çıkmalı.

Sağ olun sevgili okurlar ve dostlar.

Zorlu yıllarımızda bize hep moral ve güç verdiniz.

Tek öz önemli gerçek de bu işte!