Biz bu yıl bir iş yaptık bir iş yaptık!

Öf!

Belki de yaşamımızda tatil açısından en akıllı işi gerçekleştirdik.

Kandillili Korhan Us ve Nüvit Koray ile sohbet ederken, “bir çadır alalım” fikrine balıklama daldık ve aynı gün akşamı internetten tanınmış bir markadan tak diye 4 artı 1 kişilik çadırı sipariş ettik.

Bir gün sonra kargo ve ertesi günü de çadırı teslim alınca, 9 Temmuz’da çadırlı günlerimiz başladı.

Hem de ne başlayış!

İki gün sonra çıkan fırtınada gece yarısı çadırı söktük.

Çadırı kurmayı bilmeyenlerin başına gelene bakar mısınız?

Eş dost olmasa işimiz gerçekten yaş!

İnadımız inat, çadıra devam. Kurduk bir daha ama bu kez fırtınada daha az zarar gören bir mevkiyi tercih ederken, corana belasına göre konuşlandık.

Ve böyle başladı bizim tatilimiz.

*

Masa-sandalye gibi eşyalarımızı da koyduğumuz çadırda akşamüstleri çadıra gittik. Denize girdik. Evlerimizden getirdiklerimiz ile karnımızı doyururken, her gün güneşi denizde batırdık.

Süper!

Böyle bir güzellik varmış da, bizim haberimiz yokmuş.

İnanın böyle bir keyif olmaz.

Maliyeti de sıfır gibi.

Çünkü, her birimiz 300’er TL verdik ve çadır sahibi olurken, evlerimizin depolarındaki eşyalarla donatımını sağlayınca, beleşe geldi her şey.

*

Anlayacağınız genellikle Kandillili dostlarımız ile yaz boyu Köseağzı’nda hem koranaya karşı tedbirli davrandık hem de tatil yaptık.

Deniz, kum ve güneş.

Ektrası yeşil.

Ve tertemiz bir hava.

Vadinin koynunda doğanın bize sunduklarını yakalayarak geçirdiğimiz 70 gün bizim yaşımızdakiler için piyango oldu.

2020’nin en iyi olayı buydu.

*

Bizim ekip gırgıra bulandığı için piyango kaymaklı oldu. İnsan şarj olunca, kendini de güçlü hissediyor. Güç/güçleri depoladık.

Hayat bize güzel.

Allah tek sağlık versin.

Yoksa….

Ereğli senin, bankalarda milyonların, makam ve mevkilerin tepelerinde gezinsen ne yazar?

Herkes günde üç öğün yemek yiyor.

Aynı havayı soluyor.

Ve aynı ortamı paylaşıyor.

O halde, moralini diri tutacaksın ki yaşamda mutlu olasın.

Ve de herşeye rağmen!