Gitmeyenler bir gitsin.

Görmeyenler bir görsün.

Bilmeyenler bir öğrensin.

Mutlaka ama mutlaka.

Kireçlik dedikleri yer; Ereğli-Zonguldak karayolu üzerindeki Bayat ile Ballıca köylerinin sahil noktası. Aynı karayolu üzerindeki  Bayat ve Sücüllü köy kavşaklarından eski Zonguldak yoluna inilerek Kireçlik’a ulaşabilmek mümkün. Sücüllü kavşağından çıkıp da Ballıca kavşağına indiğinizde, direkt karşısı Kireçlik, Cemaller Köyü yönüne dönerseniz de, Çavuşağzı sahiline gidebilirsiniz.

Çavuşağzı Zonguldak il Genel Meclisinin kararı ile “Günü Birlik Turizm Alanı” ilan edilerek korumaya alındı.

Kireçlik, Çavuşağzı’nın daha batısında ve bir koy ve doğal liman.

Kireçlik’te eskiden Ereğli Kömürleri İşletmesi’nin (EKİ) maden ocağı vardı ve bu ocaktaki kömürün taşlı ve nakliye maliyettinin yüksek olması nedeniyle kapatma kararı alınmıştı. O alanda halen daha EKİ’nin tesis ve lojmanlarının yıkıntıları bulunmaktadır.

Sahilinden daha çok iç kesine doğru uzanan alanıyla muhteşem bir doğa harikasıdır.

Herkesin deyimiyle de “Saklı Kenttir Kireçlik.”

Kireçlik ve çevresinde şu an başta fındık olmak üzere tarım ve kestane ağaçlarının bolluğuyla da balcılık yapılmaktadır.

Yalnız Ereğli-Kireçlik veya Zonguldak-Kireçlik arasındaki deniz mesafesini bilmiyorum.

Bir gram kirlenme olmayan ve pırıl pırıl bir denize sahip Kireçlik’e Kdz. Ereğli’nin il Genel Meclis Üyelerinden Ayhan Taşdelen ile de gittim. Bayat Köyü’nden sahile inen yol boyunca hep doğal güzellikler dikkat çekti. Ne kadar çok arı kovanı var. Bravo o çalışanlara. Ve o bölgenin balını gözünüz kapalı alın. Hatta tarım ürünlerini de. Çünkü kirlenme yok.

EKİ’nin terk ettiği alanların tümünü otlar dikenler kaplamış. Ballıca Köyü’nden inen yolun kötü olduğunu söyledi öğretmen emeklisi çocukluk arkadaşım Naci Açıkgöz. Oysa o yol daha kısa Bayat’tan sağlanan ulaşıma göre.

Evet ister adına Saklı Kent deyin, isterse Saklı Cennet.

Kireçlik doğanın bir armağanı bize.

Hele ki, Kdz. Ereğli’nin sosyal yaşamına yeni keşifler gerekli iken Kireçlik’i görmemenin adı ne olabilir?

Tek kelime: körlük!

Ya da işbilmemezlik.

Kireçlik hazinenin.

Bu bölgenin özellikle Kdz. Ereğli Belediyesi’ne tahsis edildiğini düşünmek bile heyecanlandırıyor.

Düşünsenize yaz aylarında Ereğli-Kireçlik arasındaki tekne seferlerini.

Tıkır tıkır motor sesiyle Ereğli’den itibaren, Köseağzı, Çamlı, Kandilli, İncirlik ve Alacaağzı koylarını geçerek Kireçlik’e geliyor ve buradaki sosyal tesislerde dinlenip, akşamleyin de aynı tekne seferlerile geri dönüyorsunuz.

Çok zor değil.

Maliyeti de nanay.

Ereğli’de sahile yapılan süs havuzu ile ucube üst geçide harcanan parayla Kireçlik cennetin cenneti olurdu.

Ah ah!

“Ah”lar bile yetmez ya…

 

Merhum Ressam Osman Zeki Oral’ı  Kireçlik’e götürdüğümde “Burası balıkçı kasabası olur. Balıkçılar aileleri ile buraya yerleştirilir. Burada teknelerini onarır ve ürünlerini değerlendirirler. Hatta burada konserve fabrikaları bile yapılır” demişti.

Yanisi şu:

Kireçlik kirletilmeden ve korunarak Kdz. Ereğli’nin en önemli sosyal yaşamı olur.

Ama…

Bu cenneti görecek, anlayacak, araştıracak, kaynak yaratıp iş bitirecek yönetenlere veya yönetim gücünü elinde bulunduranlar olacak ki, iş bitsin.

Ah ah!

Dün kaçtı.

Ya bugün?

Ya bugün?

Sahi bugün kimse var mı?

Aloooo!

Kimse yok mu?