Yok yok yok…

Her işin zorunun ötesinde…

Bir de kolayı yok mu?

Olmaz mı?

Engel ne?

Önce insan ise!

O halde!

Olur olur bal gibi olur.

*

Korana belası ülkemizde gerçek anlamda büyük bir kitleyi öncelikle ekonomik olarak yaktı, bitirdi, kül etti.

İşsizlik tavan yapmış iken işi olanlar da işsiz kaldı.

Eve ekmek götürmek gerek.

Ama nasıl?

*

Bu çok boyutlu ve yönetenlerin işin içinden nasıl çıkacaklarını çok yönlü düşünüp düşünüp düşünüp çözüm arayıp bulacakları bir konu.

Allah herkese kolaylık versin.

Ancak oo.oo dan saatler 24.00’a geldiğinde bir gün dönüyor.

Gün demek üç öğün.

Elektrik.

Su.

Doğalgaz.

Gerisini sayma.

Nasıl olacak bu iş?

*

Çözüm elbette var.

Arayıp bulmak için “öneri sistemi” kurmak gerek.

Bunun bir diğer adı katılımcılık.

Bir diğer adı da ortak akıl.

İdealist bir yöntem ve hep sadece sözde kalır.

*

Bunu da geçtim.

Somut bir öneri.

Önemli olan hizmetin tabana gitmesi ve yayılması ise, bir çok belediye su bedellerini almayacağını veya indirime gideceğini açıklarken, en önemli iki konu var ailelere derin nefes aldıracak.

Bu iki konunun birincisi elektrik, diğeri doğalgaz.

Elektrik ve doğalgaz şirketleri birkaç ay cukkadan tamamen değil de, küçük jestlerle vatandaşın bu zor ve zorlu günlerinde yanlarında olamaz mı?

Örneğin, elektriğin KW ve doğalgazın metreküp harcamalarından biner KW ve metre küp destek olsalar.

Olmaz mı?

Öyle bir olur ki?

Vatandaşı sağmal inek gibi görmekten bir vazgeçseler.

İyi günde ve kötü günde paylaşma kültürü öyle bir zenginleşir ki, bu duruş ülkede yeniden bir çok değeri ayaklandırır.