Bir haber okudum ki, bir kez daha canım yandı.

Eline aldığı mikrofon ile kişi hak ve özgürlüklerine “ben istediğim yerde istediğim soruyu sorar ve kayıtlarda yaparım” hastalığına yakalanmış bir gazeteci kılıklı soytarının haberini izlediğimde içim ürperdi.

“Ben gazeteciyim” diyor.

“Ben sorarım” diyor.

“Ben çekerim” diyor.

Diyor da diyor.

Muhatabı da, “burası benim özel yaşamım, sen bana ne hakla sorarsın ve fotomu çekersin?” diye tepki gösteriyor.

Gazeteci (!) altını çize çize “ben gazeteciyim!” demeyi sürdürüyor.

Ayıp mı o da ne?

Ne ayıbı!

Gazeteci ya gaztenekesi!

*

Bu tür kişi hak ve özgürlüklerine saldırı olayları o kadar çok ki.

Rezillik diz boyu.

Aile terbiyesinden nasibini almamışlar “gazeteci kisvesi" altında insanları taciz ediyorlar.

Sınırsız pislik akıyor şu saygın mesleğin içine yuvalanmışlar tarafından.

İstediğini soramazsın.

İstediğin yerde fotoğraf çekemezsin.

İstediğin yerde insanları taciz edemezsin hey kendilerine  gazeteci  (!) diyen soytarılar.

Halkın haber alma hakkı bu değil.

Halkın haber alma hakkının birinci maddesi, başkalarının özgürlüklerine ve özgür alanlarına saygı duymaktan geçer.

Haberde, kamu yararı var mı ki, bir bireyin özel yaşamına giriyorsun?

Ya aynı olayı sana yapsalar.

Eşin, ailen ve çocuklarının yanında birileri kameralar ile karşına geçip de “bu saatte dışarıda ne işin var?” deseler.

*

Böyle bir haberin altına Türkiye Gazetecileri Cemiyeti tarafından hazırlanan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi’nden  birşeyler yazdım ve öfkemi ifade ettim.

Hem de sosyal medyada.

Yazdıktan sonra daha önce yapılmış yorumları bir okudum ki.

Eyvah!

Abi, gazeteciye hak veren 100 kişi, bu tacizin alçakça olduğunu ifade eden 5 kişi.

Şok!

Bir de, saldırıyı kınayanlara öyle bir saldırıyorlar ki, ana, bacı, avrat dümdüz!

Aynı saldırıya uğrama korku ve endişesi ile sildim yorumumu.

*

Sosyal medya bataklığında o kadar çok kötü örnek var ki!

Bazı insanlar (!) kin ve nefret dolu.

Hakaret etmekten zevk alan ve ezikliklerini bu şekilde tatmin etmeye çalışanlar, bir çok platformda karşımıza çıkıyor.

İşte son örnek, yeşil top!

Adı üstünde top!

Yine aynı soruyu soracağım:

Bu alçaklığı yapanlar, kendi ailelerine küfredildiğinde zevk mi alıyorlar yoksa?

Mutlu olup aynı şekilde daha çok küfür mü istiyorlar?

Ve böyle bir ruhsal dünya, ne ifade ediyor?

*

İyi ve güzel paylaşımlar ile bilgin zenginliğine ulaşma heyecanı amaçlı kullanımı sekteye uğratan ve insan olma erdemlerinin kavramlarını yok eden bu tip zibidilikler en ağır şekilde cezalandırılmalı.

Hakaret, kesinlikle cezasız bırakılmamalı.

Öyle şartlı tahliye falan ile de kurtulamamalı!