Bir insan öldürülmüş.

Manyağın biri tarafından katledilmiş ve biz yani gazeteciler o genç kızın fotoğraflarını çarşaf çarşaf yayımlarken, özellikle de cinsel objelerini teşhir ediyoruz.

Balerinli kıyafetleri ile çekileni,  deniz kenarındaki çekilen fotoğrafları.

Aferin bize (!)

Ne de güzel sömürüyoruz o çocuğun bedenini.

Reyting alacağız ya!

*

Hani biz insandık.

Her şeyi çok iyi bilirdik.

Aile terbiyemiz vardı.

Her haberde empati yapar ve “kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmaz” dık !

Etik diye bir kavramı savunur dururduk.

Her ortamda; “Gazeteciyim ben” diye hava basardık.

De mi?

*

Tüh .bize.

Yazıklar olsun.

Ölmüş bir genç kızın bedenini sömürecek kadar kişiliğimizi kaybetmişiz.

İnsanlığımızdan istifa edelim.

Biz insan mıyız?

Bu öldürülen  ya bizim annemiz, kardeşimiz, karımız, kızımız olsa ve fotoğraflarını böyle alçakça yayınlansaydı.

Sorarım bize: ne yapardık?

En ağır küfürleri makineli tüfek gibi saydırır, yedi sülalesine  dümdüz gitmez miydik?

*

Her ne olur isek olalım, insan olmayı becerememiş isek  yazık bize yazık.

Önce insan.

Sonra şu, bu, o.

Bakınız Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) yayımladığı ilkelere.

Herkes okusun.

Olması gereken bu.

Bugün dünyada, artık ölen ve öldürenin bile adını yayımlamamaya düşünüyorlar.

Diyorlar ki, ölenin ailesi var, öldürenin de var.

Aile korunmalı.

Hiç kimse, öldürülen şunun yakını veya katilin annesi-babası, çocuğu diye yaftalanmasın.

Amaç insan hakkı.

*

Ne olur okuyun ve okutun.

TGC’nin açıklamasındaki görüşler şöyle:

“Son dönemde birbiri ardına gelen kadın cinayetlerinin yazılı ve görsel medya tarafından haberleştirilmesi noktasında meslektaşlarımıza büyük görev düşmektedir.

Son olarak bir internet sitesinde cinayet aleti olan kocaman bir bıçak kurbanlarla özdeşleştirilmiş ve konu pornografik bir anlatımla basite indirgenmiştir.

Haberlerde katilin cinayet işleme konusundaki iştahını, potansiyel katillere yol gösterecek ve/veya özendirecek biçimde birebir aktarmak, katilin ruh haliyle empati kurmaya çalışmak sorunlu bir yaklaşımdır.

Bu nedenle TGC Kadın Gazeteciler Komisyonu’nun hazırladığı “Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu”nda yer alan kadın cinayeti haberlerinde dikkat edilecek noktaları bir kez daha meslektaşlarımızın dikkatine sunuyoruz.

  1. Melodramdan, sansasyon ve pornografiden kaçınılmalı. Cinayetin ayrıntılarını pornografik olarak resmederek şiddetin pornografisi üretilmemeli.
  2. Öldürülen kadının değil, katilin fotoğrafları kullanılmalı.
  3. Haber fail ifadesine dayanarak yazılmamalı, ölen kadının katilin/failin iddialarını yanıtlayacak ve çürütecek durumda olmadığı unutulmamalı.
  4. Haberi yapan kişi psikolog, yargıç, falcı veya öykü yazarı değil, haberci olduğunu unutmamalı.
  5. Cinayetin sorumlusu olarak cinnet, kıskançlık, öfke, namus, iflas, psikolojik sorun vb. gibi “cinayeti haklı gibi gösterecek, cinayeti meşrulaştırmaya çalışan ifadeler kesinlikle kullanılmamalı.”
  6. Bu bahanelerin kadın cinayetlerinde meşrulaştırmanın yanı sıra haksız tahrik indirimi talebiyle mahkemede delil gösterilebildiği unutulmamalı.
  7. Kadınların -varsa- cinayet öncesi koruma talepleri, maktulün -varsa- karakol şikayetleri, hakkında verilmiş savcılık kararı, geçmişte şiddete maruz kalıp kalmadığı, gelenekler, destek olmayan aile vb. gibi etkenler mutlaka haberde yer almalı.
  8. Fikri takip yapılmalı. Cinayet haberinin ardından failin yakalanma, yargılanma süreçleri de takip edilerek haberleştirilmeli.”