Her gün bir yakınımın rahatsızlığı nedeniyle Zonguldak’a gidip gelsem de, yerel gündemi yakından izliyorum.
“Ben giderim adım kalır” ya da “ben giderim adım bile kalmaz” süreci hızla devam ederken, 2014’de adaylığı kesinleşmeden önceki benim için çok değerli bir dostum olan ve sonrasında ise tanımakta zorluk çektiğim Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’ın, AK Parti’den istifa edeceğini bilmeyen yoktu.
İş bitti yapı paydos!
CHP’den sonra AK Parti’ye de veda.
Kapı biter mi?
Aç kapa, aç kapa !
**
2014 yerel genel seçimlerindeki süreci yeniden gözlerimin önüne getirdiğimde iki sahne geliyor gözlerimin önüne.
Biri sonradan yakından tanıma şansı bulduğum Prof. Dr. Ercan Candan ve diğeri de Türk Metal Sendikası’nın dönemin Ereğli Şube Başkanı Yusuf Ziya Odabaş.
CHP’nin kendi elleriyle AK Parti’ye teslim ettiği 2014 seçimlerinin Uysal tarafındaki lokomotifi bu ikiliydi.
Gece gündüz demediler ve kendileri adaymış gibi çalışarak Uysal’ı başkanlık koltuğuna oturttular.
Seçimden sonra bu ikili birdenbire kayboluverdi.
Ya da kaybedildi.
Siyaset mi bu?
Ya dostluk?
Ya kardeşlik?
Ya arkadaşlık?
 
Adam satmak, dost satmak!
Vefayı iğfal etmek!
Hastalık mı?
**
Dün dündür. Dün, dün de kaldı şimdi yine.
Ne seçimler geldi geçti.
Bu da gider ve biri gelip o koltuğa lök diye oturur.
Ya kazanan?
Halk mı?
Halk mı rant mı?
Keşke birincisi olsa.
**
Sayılı günler rüzgar gibi!
Daha dün annemin kollarında yaşarken… İnanamıyorum 65’i bitirdiğime… Oğlum 40’ı, geçti, kızım da 40’a geliyor.
Vay anasını yıllar!
Evet, tüm yaşanmışlıklara rağmen ruh genç kalıyor kalmasına da, ya beden? Sağdan soldan teklemeye başlıyor.
Zamana direnmek çok zor! Mümkün de değil !
Zaman, taşı öğütür taşı!
Onca yılın ardından bir tek diri kalan ise anılar oluyor.
Güzel anılar unutulmuyor. Her akla gelişte, yürekte tatlı bir tebessüm olarak açıyor.
Kötüler ise anımsanmak bile istenmiyor ki!
Tatlı ve güzel anıları anımsamak/anımsatmak dünyada bırakılacak en onurlu miras. Dostluğu ve sevgiyi paylaşmanın hoşluğunda buluşmanın erdeminden daha özel ne olabilir ki?
Paralar, pullar, makamlar ve diğer güçler gelip geçer.
Dünya senin/benim olsa ne yazar?
Geride bıraktığımız ne ki?
 
Allah kimseyi şaşırtmasın!