Şimdi kimse bir şey demiyor.

Hatta,…

Tam tersine, takmazsan yadırgamıyorlar.

Sen eskiden öyle gezeceksin ha!

Öyle bankaya,

Emniyete,

Jandarmaya,

Okula,

Oraya buraya gideceksin.

Hatta kapıdan da gireceksin!

Pöh… pöh…pöh!

Sıkar!

Ne mümkün!

Oyarlardı.

Hatta…. Oymanın ötesi, tüm güvenlik kuvvetleri alarma geçer ve operasyon/operasyonlar yapardı.

Şimdi öyle mi?

*

Maskeden söz ediyorum tabi ki.

Bizim dönemimizin çizgi filmlerinde özellikle banka soygunlarında takardı Daltonlar maskeyi.

Joe Dalton, William Dalton, JackDalton ve AverellDalton’un maceralarını bilmeyen mi var.

En çok da AverellDalton’unsalaklarını.

Şimdi… Averell hikaye.

Hepimiz çoktan Averell olduk bile.

Tak maskeni laf söyletme kendine.

Hala vardır daha tuvaletlerin çıkışında, at elini cebine laf söyletme kendine diye.

Öyle mi olduk?

*

Kim derdi bir gün tüm dünya maske takacak diye.

İnanamazdık.

Diyene de kalaylı bir koy verirdik.

Ama oldu.

Maskeliyiz hepimiz.

Yolda selam verenler oluyor.

Bakıyoruz tuhafça “kim bu?” diye.

Selam veren de anlayamıyor yüzünde maske olduğunu ki, eski alışkanlıkla sevgisini ifade ediyor.

Belli etmiyoruz ve “kim bu?” sorumuza yanıt ararken selamı alıyoruz.

Ya bu maske ne işmiş.

Dağıttı bizi.

*

Bugünler de elbette geçecek.

Ve yine maskeli gezmenin suç olduğunu günlere ulaşacağız.

Ha bugün ya yarın.

Ha diyeceksiniz ki, sağlık en büyük soygun düzeni.

Olabilir.

Soydurmayalım o zaman.

Hep birlikte.