Üniversitenin ilçe kaymakamlığı ile birlikte düzenlediğini sonradan öğrendiğim Turizm Haftası etkinliğine giderken, ”yine sıradan bir etkinliktir” ön yargımın ne kadar haksız olduğunu özelikle öğleden sonraki çalışmada gördüm.

Sabahki oturumda kaymakamın konuya olan yoğun ilgisi ve belediye başkanının formunu ortaya koyan konuşmaları ile mutlu olsam da, ilçeyi tanıtım bölümünde Uzun Mehmet’in unutulmuşluğu dikkatimden kaçmadı ve  içim acıdı! Kömür ile var olan bir şehirde Uzun Mehmet neden akıllara gelmez ve hep “Unutulmuş!” olur ki?

Ünlemli nokta!

Etkinliğin en somut ve ciddi çalışması öğleden sonraki oturumda gerçekleşti. Belediye Başkanlarının gittiği ve Kaymakamın sonuna kadar herkesi dinleyip görüşlerini belirttiği oturumda kaydettiklerim “ortak akılda buluşmanın” derin hazzını ortaya koydu.

Doğaldır ki, kentimizin tarihi zenginliklerini arayıp bulmak ve bilinmeyeni gün ışığını çıkarmak öncelikle kaynak yaratma açısından yerel yönetimdekilerin (Kaymakamlık, belediye, Erdemir, Tat Metal, Çınar Boru, Özdemirler, Belediye ve il genel meclis üyeleri, STK’lar) görev ve sorumluluğunda olmalı diye düşünenlerdenim.

Bu kurumlar işbirliği yapar ve araştırmacıları destekler ise neler başarılır kimbilir?

İnönü Mağaralarında arkeolojik kazı yapan öğretim elemanlarının sigara molasında kaymakamdan eleman çalıştırmak için nasıl ricacı olduklarını bizzat gördüm ve onların o çalışma heyecanı karşısında boğazım düğümlendi.

Ah ah!

1965 yılında üretime başlayan Erdemir ile birlikte Kdz. Ereğli’nin havaalanına sahip olduğunu kim hatırlar?

1992 yılının Ekim ayında meydana gelen kazadan sonra kapatılan havaalanı günümüze kadar çalıştırılmış olsa idi?

Lütfen bu sorunun içini hayallerinizi zorlayarak doldurur musunuz?

Çok uzun bir süre OSB’yi doldurabilmek için kaybolan yıllar yaşanır mıydı?

Ya da, günümüzde hep tartışılan ama bir ucundan bile tutulmayan marina projesi bitmiş/bitirilmiş olur olmaz mıydı?

Bir adım ötesi, 2010 yılında sökülen Ereğli/Kandilli arasındaki demiryolu belki Kozlu’ya, veya projesi çoktan hazır olan Arifiye ile birleştirilmez miydi?

Kara, hava, deniz ve demir yollarının işler hali ile Ereğli’yi düşünür müsünüz lütfen?

Nasıl bir zenginlik geliyor gözlerinizin önüne?

Ha Filyos Projesi’nin farkında mısınız? O proje tamamlandığında Ereğli’nin ekonomisi dip yapacak dip! Filyos’un demiryolu da, havayolu da var dikkatinizi çekerim !

Konu yeniden turizme geldiğinde de, altını çizmekte yarar görüyorum ki, amaçlandığı vurgulanan katılımcılık ilkesinden ödün verilmemeli ve var olan başlangıçtaki dinamikler artırılmalıdır. Toplumun her kesimini kucaklama sürdürülmelidir.  “Ben yaptım” gibi bir saplantıya asla düşmemeye çalışılmak projeyi başarıya götüren tek yoldur.

Turizm Haftasının toplantısında, ilçemizin turizmde yapacağı atağın her yolu inanın Kandilli’ye, maden ocaklarına ve varagele çıktı.

Öğleden sonraki oturuma da katılan Kaymakam, sökülen demiryolunun işgal edildiğine dikkat çekerek bu alanın derhal çevrilmesi ve bisiklet ve yaya yolu olarak kullanılmasından yana olduğunu açıkladı. Oysa, o demiryolunu yeniden yapmak zor mu?

Kırmacı (Kemer) ile Kandilli arasındaki demiryolunun yeniden inşası ile Kandilli’yi bütünleştirelim ve turizmi hayal edelim?

Turistler Ereğli’ye geldi.

Kemer’den trene bindi ve gitti Kandilli’ye.

Köseağzı arasında bir mola.

Seyret denizi çek fotoğrafları.

Sabah kahvaltısı veya akşam yemekleri bu arada da olmaz mı?

Kandilli’ye yeni kuyudan ve çevresindeki bir ocaktan (Çamlı ile varagel arasında maden ocağı var) girildiğinde, alın size adrenalin turizmi.

Maden elbiseli, baretli turistler!

Yayla Mahallesi’nde misafirhanede kuş sesleriyle öğle yemeği.

Hatta, 92 diye bilinen kesimde, eski hamamları, fırınları, madenkeşlerin yattığı pavyonları (yatakhane), sinemayı, ekenomayı da temsili inşa etmek zor değil ki.

İster Kandilli’de yatsın turist  isterse Ereğli’de. Trenin yemekli vagonlarında caz festivali bile yapılır, yerli turistleri de türkü ve  fasıl geceleri mest eder mest!

Düşünün bir de Ereğli’nin inanç turizmine kazandırılmasını.

Çeşitlendirmenin sınırı yok!

Hele ki, “Ey Erdemir!” diye söze başlanılsa. “Havaalanını işler hale getirir misiniz?” sözleriyle isteğimizi anlatırken, geçmiş dönemlerde projesinin bile hazırlandığını, Kerim Dervişoğlu’ndan öğrenebileceklerini söylesek. Pardon, ilçenin kaymakamı Erdemir’in müzesinin olduğunu da bu toplantıda öğrendi.

İşin şakası bir yana, Filyos Liman Projesini asla ve asla dikkatlerden kaçırmadan, o liman bitmeden önce,  Ereğli öncelikle demiryolu ağına bağlanmalı ve de havaalanına yeniden kavuşturulmalı.  Ki turizm için alınacak tedbirleri ve programları desteklesin.

Sonuçta,  üniversitenin öncülüğünde sürdürülen çalışmaların var olan dinamiklerine:

Kandilli Kültür Derneği, Alemdar Derneği, Genel Maden İş, Türk Metal, Kültür Sanat Dernekleri veya grupları ve basın dünyasından yeni isimler eklenerek daha güçlü olmak kazan kazan olur!

Başlamak bitirmenin yarısı ise ki o da gerçekleşmiştir.

BİR NOT: BAKKA yetkilisinin önerdiği “Düğün turizmi” yerel kültür ve sanatı büyük oranda besler. Eski köy düğünleri şimdi yok. Üç gün üç gece devam eden düğünlerde; yağlı güreşler ve at yarışları da olurdu. Evlere dağıtılan posta konuklar ve sonrasındaki takı tesliminin ardından düğün sahibinin evinden davullar eşliğinde uğurlamayı düşünüyorum.  Düğün turizmi gerçekten çok yönlü ele alındığında ve bir bölgede konuşlandığında, özüne uygun gerçekleştiğinde öncelikle kendi iç turizmini ve sonrasında da dışa yapılacak tanıtım ile dış turizmi besleyecek yabana atılmaması gereken bir öneri olarak gördüğümü ifade ediyorum.