8 Kasım sabahı resmi tören. Kaymakam orada, Amiral orada, Belediye Başkanı orada. Uzun Mehmet’in torunları orada. TTK ve GMİS yöneticileri orada. Diğer protokol ve vatandaşlar da orada.
Törenin konusu kömür kaşifi Uzun Mehmet’i anma.
Ne güzel.
Ereğlili Uzun Mehmet, doğduğu köyde anılıyor.
Madenci torunu olarak gurur duymamak mümkün mü?
Coşkumuz çok büyük.
 
Akşam da, Belediyenin Uzun Mehmet Belgeselinin galası varmış.
Gazeteciliğe başladığım yıldan bu yana Uzun Mehmet ile ilgili yüzlerce yazıyı kaleme almış biri olarak gittim Atatürk Kültür Merkezi’ne. Ortam buz gibi. Sevmedim ortamı ve çekip gittim belgeseli izlemeden.
Gece haber geldi “Belgeselde Uzun Mehmet’i efsanedir” dediler.
“Nasıl?” dedim.
Anlattılar.
Duyduklarıma inanamadım gerçekten.
“Olmaz! Belediye gündüzlerin resmi törende Uzun Mehmet’e övgüler düzüp de akşam ‘efsane’ demez” dedim.
Videoyu izledim.
İnanılmaz!
Uzun Mehmet’e “efsanedir” diyenin diğer söylediklerini tekrar etmeyeceğim.
Boğazım düğümlendi.
Dedim ki, “o salonda bir tek kişi çıkıp da ‘bu ne diyor?’ demedi mi?”
Dememiş.
İsmi bende saklı bir dostum “Valla ben bağıracaktım ama, hep bu muhalefetlik yapıyorlar demesinler diye sustum” dedi.
Vay anasını.
 
Şimdi açık açık Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Uysal’a soruyorum.
İlçe halkının parası ile yaptırdığınız bu belgeseli yayımlanmadan izlediniz mi?
İzleyip de bu “efsanedir palavrasını" fark etmemiş iseniz …
İzlemediniz ise şimdi gelelim çam kertmesine!
Kamu işlerinde “hak ediş” diye bir olay vardır. Bu sistem, kamunun ihale ettiği (belgesel için ihale yapıldı mı ve kaça mal oldu?) bir iş alımında, siparişin istenen şartlara uyup uymadığı kontrol edilir ve yetkililer tarafından onanması durumunda ödeme yapılır.
Bu sistem; adı Uzun Mehmet” olan ama içerik olarak “Uzun Mehmet’e efsanedir” diyerek, öncelikle ailesine, madencilere, bölge halkına hakaret eden belgesele ödeme yapılırken işletildi mi?
Saydamlık çerçevesinde bu bilgileri kamuoyunun bilmeye hakkı vardır.
Ve bu bilgi saklı tutulamaz, tutulur ise oradan da kötü kokular gelir.
Şimdi olayın ikinci yüzü, bu ayıbı kim temizleyecek?
Elbette ki Hüseyin Uysal.
Uysal, çıkıp bu tarihi ayıbın muhataplarını bulup çıkaracak ve önce görevden alıp hesabını soracak mı?
Sonra da çıkıp özür dileyecek mi?
Tabi ki, o fotoğraf çektirdiği başta Uzun Mehmet’in torunu Mehmet Ali Altay’dan.
 
Bakalım, “özür dileme” erdemine sahip mi?


**


Ameri-KAN Başkanı Trump basın toplantısında CNN muhabirini azarlamış.
Öfkesi dinmemiş ki, bu kez Beyaz Saray’a girmesini de yasaklamış.
Hey yavrum hey!
Şu Trump neymiş be!
Ha, bir de şu var; ülkesinde gazeteciyi azarlayan Bay Trump, Suudi Gazeteci Kaşıkçı’nın katledilmesi olayını “unutturmayız” diyor.
Allah Allah!
Bu ne perhiz ne …. Turşusu?
Sizlere de tuhaf gelmiyor mu?