Mart’ın 31’nden sonra ülkede yaşam değişti. Değişti dediğim; ekonominin gelişmesi, sosyal ve kültürel yaşamda yeni bir umut ve heyecan değil.

Değişen büyük oranda sadece isimler.

Bir çoğu kaldı, bazıları da yenilendi.

Bahar geldi.

Baharda boya badana ve temizlik yapılır.

Baharda heyecanlar tazelenir, aşk çiçekleri sürgün verir.

Baharda yaza hazırlık yapılır ki, hafiften tatil moduna girilir.

Baharda kış aylarında üşüyen bedenin yeni ve taze hücrelere dirilmesine katkı verilir.

Yani, herşey baharda olur.

Baharda, eski ağaçlar ve fidanlar da budanır ki alttan tazeleri çıksın ve sürgün versin.

Hey bahar hey, her şey seninle başlıyor.

31 Mart ile başladık, sözü nerelere kadar taşıdık!

Gözünü sevdiğim baharı.

Bahar ismi ne güzel.

En son okuduğum kitaplardan biri olan Grizu da, kız ismi olarak “Şenbahar”ın da verildiğini öğrenmiştim.

Hem şen hem de bahar.

Anında gaza geldim bakın, hemen Şenay’dan “Bütün dünya buna inansa bir inansa, hayat bayram olsa”yı dinlemeli.

“Şu dünyadaki en mutlu kişi, mutluluk verendir, şu dünyada sevilen kişi, sevmeyi bilen kişidir” diye başlayan bir şarkı, insanı nasıl gökkuşağının renkleriyle sarmaz?

Nasıl coşmaz?

Ah, bütün dünya buna inansa!

31 Mart’ın devamına gelindiğine bu seçimlerden sonraki seçilen bazı belediye başkanlarının topluma verdikleri ilk mesaj “Koltuk meraklısı değilim” oluyor.

Başkanlar, makam koltuğunu değiştiriyor ve sandalyeye oturuyor, kimi de o koltuğu sembolik olarak yakıyor.

Tabi ki bu hikaye.

Göreceğiz beş yıl sonra.

Oturan kalkmıyor ki!

İş koltuğun cinsinde değil, iş oturma eyleminde.

Klozete oturur gibi öyle rahatlatıyor ve güçlendiriyor ki koltuklar, “bırakmam da bırakmam” dedirtiyor.

Ama mesaj iyi.

Koltuk meraklısı olmamak ve meraklılarına “gitmesini bil” diyebilmek.

Ha sahi, batı demokrasilerinde “istifa” diye bir kavram var.

En küçük başarısızlıkta basıp gidiyorlar.

Hayal gibi.

Bize göre akıl alacak bir şey değil.

İstifa ha!

Olamaz!

Bizde olmuyor zaten.

Hayat Bayram Olsa şarkısından sonra sıradaki hangi şarkıymış biliyor musunuz?

Erkin Koray’ın Fesuphanallah!

Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah!