Özellikle Ramazan ayı içinde gündeme gelir fırınlardaki “askıdaki torba” paylaşımı.

Ne de güzel ve anlamlıdır değil mi?

Nereden gelmiştir, nasıl halk arasında yaygınlaşmıştır bilemem de, ilk  duyduğumda herkes  gibi sevinenler arasında yer almıştım.

Fırına gidiyorsun ve askıda ekmeğe gönlünden ne koparsa ekmek satın alıp bırakıyorsun. Ve yoksul bir vatandaş fırına gelip askıdaki torbadan ihtiyacı kadarı olanı alıp gidiyor.

Müthiş bir olay!

 

Halk arasındaki bu dayanışma kültürü bir parça da olsa imeceye benziyor. Kimin iş gücüne ihtiyacı var ise komşuları gidip yardım ediyor (Halen daha köylerimizde devam eden bir gelenek) ve sıra bir diğerine geldiğinde de aynı paylaşma kültürü gerçekleştiriliyor.

Arada para pul yok.

Sadece emek dayanışması var.

 

Hani ne derler “komşusu aç iken tok yatılmaz” diye.

 

Komşu kavramı o kadar önemli ki, “komşu  komşunun külüne muhtaçtır” sözü de buradan geliyor olsa gerek.

Külüne bile muhtaç olmak.

Yani, iyi ve kötü günde komşuluk dayanışmasının erdeminde buluşabilmek.

İnsan olmanın güzellik fotoğrafları bunlar.

 

Komşu deyince aklıma Irak, Suriye, İran, Bulgaristan, Yunanistan, Ermenistan ve Gürcistan gibi ülkeler geliyor.

Irak’ta yangın var.

Suriye’de de öyle.

Yunanistan ile kimi zaman limonu olsa da eh!

Bulgaristan ile genellikle iyi.

Ya Ermenistan?

Akyaka sınır kapısı açık mı? Kapalı mı?

Gürcistan ise bizden.

Kardeş!

 

Güneyimizdeki  Irak ile Suriye’nin toprak bütünlüğü bozulduğundan bu yana ölüm var. Öyle bir yangın var ki, tüm komşu ülkelerini de o yangının içine çekiveriyor. Bizim komşumuzdaki bu yangının sönmesini istemeyen çevreler, petrol bölgesine ateş üstüne ateş açarken, yeni devletlerin kurulmasına destek olarak büyük güç olabilecek devletleri parçalıyorlar.

Neydi slogan?

Böl, parçala ve yönet!

Onlarda öyle yapıyor.

Onlar, emperyalistler.

Onlar, süper güçler.

Onlar, dünyanın jandarmaları.

Onlar, kan emiciler.

Onlar, ezilen halkların düşmanları.

Onlar, insanlığın düşmanları.

İşte onlar bunu yaparken, biz komşumuzdaki bu yangın ortamında ne yapmalıyız?

Hani külüne  bile muhtaç olduğumuz  komşumuz için ne düşünüyoruz?

İyilik mi?

Yoksa…

Yoksa ne?!!