Ereğli halkı bana göre haklı bir eylem gerçekleştirdi ve Ereğli Belediyesine devri engellenen eski Erdemir plajına gidip denize girmek istedi.

İşte budur!

Halk haklı talepleri için mücadele etmelidir.

Gerçi, mahkeme tarafından kapatma kararı bulunan Gülüç Belediyesi, bu plaja talip olmasaydı, o plaj çoktan Ereğli’ye verilmişti bile.

Olmadı!

Bir kez şekil hoş değil Gülüç Belediye Başkanının yaptığı. Ereğli’nin bir beldesinin Ereğli Belediyesi’nin sınırları içinde bulunan tesislere talip olması hiçbir anlamda şık değil. Derler ya, “etin ne budun ne” diye.

Gülüç Belediye Başkanı bu tavrı ile hem ayıp işledi hem de bu kentin insanlarının denizden daha çok yararlanmasının önüne geçti.

Siyasi çap bu olunca, cezasını halk seçiyor.

Sözü eğip bükmeden açık ve net söylüyorum:

Gülüç Belediyesi araya girmeseydi, eski Erdemir plajının Ereğli’ye tahsis edilmesi için hiçbir engel yoktu.

**

Şimdi konuyu 10 Ağustos günü yaşanan halk eylemine getirmek istiyorum.

Vatandaş cumartesi günü eski Erdemir plajının önüne gitti ve denize girmek istedi.

Polis dedi ki “Bu plaj hazinenin ve kimseye tahsisli değil. Bu nedenle, böyle yasa dışı eyleme izin veremeyiz!”

Özü bu!

Halk polisin bu “yasak!” kararına saygısızlık yapmadı ve eylem çağrısı yapan Belediye Meclis üyesi ve Kent Konseyi Başkanı Gökhan Günay “Vali ve Kaymakam iyi niyetli” vurgusunun ardından hedefine “Ankara baronları”nı koyan bir açıklama yaptı.

Sonrası evli evine köylü köyüne.

**

Dikkatimi çok çekti eyleme sadece birkaç meclis üyesi destek verdi. Sosyal medyada eylem çağrısı yapan üyeler bile eylemde yoktu.

CHP içindeki ilçe başkanlığı çekişmesinin eyleme etki edeceği yönündeki yorumlar haklı mıydı yoksa?

Bilmiyoruz ?

CHP’lilerin çekişmesi ne zaman bitti ki?

**

Bu eylemde toplumsal huzurun bozulabileceği yönünde gerçekten de çok ciddi bir korkum vardı.

Eylem sel gibidir, yangın gibidir.

Bir anda patlar ve nereye gideceği veya sürükleneceği hiç belli olmaz.

Olayları canlı yayımlayan Yazı işleri müdürümüzün görüntülerini dikkatle izleyip, açıklamanın ardından katılımcıların dağılması, büyük nefes aldırdı bana.

Ne mi vardı korkulacak?

Söyleyeyim!  Ya oraya eyleme gelenlerden biri deseydi ki:

“Arkadaşlar polis bizi eski Erdemir plajına sokmadı. Buraya gelmişken denize girmeden mi gideceğiz? O halde biz de belediyenin özel kampına gidelim ve orada denize girelim.” Dese ve ardından “SAHİLLER HALKINDIR HALKIN KALACAK” ajitasyonunu çekseydi?

Şimdi  böyle bir durumu hayalinizde canlandırın ve bu çağrıya uyan üç-beş kişiye tüm katılımcıların destek verdiğini düşünür müsünüz?

Hurra yürü!

Kampın güvenlikçisi ne yapardı bu gelenlere?

“Buyurun” mu derdi yoksa  “yasak” mı?

Elbette ikincisi.

Sonra, bu durum gerginlik yaratır mıydı?

Hele o kampta keyif çatanlar “Burası bizimdir bizim kalacak. Güvenlik atın şu çapulcuları” deseydi?

Alın başınıza püsküllü bela.

İçinden çık çıkabilirsen!

“Verilmiş sadakamız varmış” mı  diyeyim!