Sevgiyle yetiştirilmiş çocuklardan biridir CEREN.

İlkokul öğrencisi daha.

Küçük.

Ve gözleri gülüyor.

Komşu çocuğu ve her pencereye çıkışında “Eyüp Dede” diye çağırır.

Takılırız karşılıklı.

Muhabbetimiz en büyük malzemesi kerrat cetveli.

Sorar 9 kere 9 kaç diye.

Derim ki, 99

Güler ve 81 der.

Ben derim ki, iki dokuz yanyana gelince 99 eder,

O der ki, öyle olmaz 81 eder.

Tüm rakamları dans ettiririz karşılıklı.

Dedim ya, altını özellikle çiziyorum sevgiyle yetiştirilmiş bir çocuk CEREN.

Bizim bu muhabbetimiz kimi zaman hastalıklar ve tedavisi üzerine kaydığında Ceren bana ‘reçete’ yazar ve getirir,

Okurum reçetesini ki, kahkahalar sınırsız.

Sonraki günlerde takılırım “senin reçeten bir işe yaramadı yine hastayım” diye.

Önceki gün sabah annesinin telefonundan aradı ve “Eyüp Dede evde misin?” diye sordu. Evde olduğumu öğrenince “Bekle beni reçete yazdım onu getiriyorum” dedi.

Geldi Dr. Ceren Erdem. Okuyalım mı reçetesini?

REÇETE KAĞIDI

Ad: Eyüp Soy ad: Bektaş, Eş adı: Lale, Soy ad: Bektaş

Doktor ad: Ceren

Soy ad: Erdem.

İlaçlar: Matematik, çarpma, bölme, çıkarma

Çarpma; antputik, matematik; calpol, Bölme; meyve, Çıkarma; sebze.

Ceren’in reçetesini okurken eşim de “çok içmesin” diye ekleme yaptırıyor bir yandan.
Ortalık neşe ve mutluluk.
Sevgi dili işte bu.
Sevgiyle yetişmiş ve yetiştirilmekte olan çocuklar bir başka.
Hayat.
Umut.
Şimdi sıra bende. Dr. Ceren Erdem’in reçetesini uygulamalıyım ki, sağlıklı olayım.