Timur Selçuk da gitti bu dünyadan.

Gitti ve kurtuldu mu?

Bilmiyoruz!

Geride ise öyle bir eser/eserler bıraktı ki.

Tarihler boyunca yaşayacak/yaşatılacaktır!

Ruhu şad olsun!

*

Kendisini n iki Mustafa tarafından beslendiğini bir televizyon programında duygusallığını da öne çıkararak anlatan Timur Selçuk, ülkedeki tüm ahlaklı insanların kardeşi olduğunun altını çizip, programın sunucusuna sorular yöneltip yanıtını da veriyor!

“Bizim ülkemizde kim seçer milletvekillerini? Genel Başkanlar. Bu nasıl bir demokrasidir? Peki bu doğrultudaki siyasetçiler helalleşmeden bahsedenlerse bu nasıl helalleşmedir? Bu helalleşmenin hayata pratik olarak yansıması nasıldır? Silahlı kuvvetlerde generallerin gizli tanıklar aracılığıyla Hasdal’a konulması mıdır? Yoksa bu dini değerler doğrultusunda toplanmış oyların intikama dönüşmesi midir? Bu ne anlama gelir? Türk Ordusunun aşağılanması güçsüzleştirilmesidir. Bu ileriye dönük neyi ifade eder? Besteci hep ileriye bakar. İlk notadan son notayı nasıl yazacağına bakar. Öyle bir tehlike gelmektedir ki, o tehlikeye doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri bu tehlikeyle mücadele edecek güçte olmasın. Dolayısıyla önce bütün kadroları tasfiye edilsin, tüm morali sıfıra indirilsin, ondan sonra gelecek olan tehlike, şöyle veya böyle tehlikelere gebe bir ülkedir Türkiye.”

Nokta!

*

Timur Selçuk’dan vasiyet de şu:

  1. Kuran’ı Kerim’i anlayarak iyi okuyun!
  2. Mustafa Kemal Atatürk’ü iyi öğrenin!

*

Neray Kesinbaşoğlu sanat ve eğlence dünyasının önemli isimlerinden biridir bölgemizde. Neray, Ereğli’ye ilk geldiğinde kurulan Ekspress Gazetesi’nin yönetiminde de uzun süre çalışan ve kısa zamanda gerçekten de çok başarılı olan Neray, en son olarak Nazende Resteurant’ın sahibi olarak ekmek kavgasını sürdürmektir.

Eskiden ekmeğin aslanın ağzında olduğu söylenirdi.

Sonra ağızdan mideye ve ardından da bağırsaklara kadar indi.

Ya şimdi?

Döviz ve altın “Başımı alır giderim” diye meydan okuya okuya gözlerini yükseklerden indirmezken, coronayı ne yapacağız?

Oylum oylum fidan boylum diye yakaladığının imamını gevretmeyi sürdüren bu salgın, sınır tanımadan ilerliyor.

Her adımı bir kalenin daha yıkılması.

Vurup geçen bu salgın çok yönlü yıkımını sürdürürken, bir çok işletme ve sektör ekonominin güven vermez ve geleceği karanlık sürecinde olmak ya da olmamak noktasında.

Neray da diyor ki:

“Covid 19 dan ölmesek yokluktan yada borçtan öleceğiz... Herkesin ruh hali bozuk artık. Ya deliriyor ya da intiharı düşünüyor insanlar. Neden yok sayıyorsunuz.?”

Çok ama çok ciddi bir feryat bu!

Duymak gerek.

Duyup da anlamak gerek.

Anlayıp da çözmek gerek!

Hava kurşun gibi ağır!