Kamu kaynaklarının yardım adı altında dağıtımı sırasında fotoğraf çektirerek iç politika malzemesi yapanlara öyle büyük öfke var ki?
Bile bile bu ayıp işleniyor,
Utanıp sıkılmadan hem de.
Ahlak meselesi.
Cebinde akrep olanlar, iş kamu parasına gelince öyle savurgan oluyorlar ki.
Bu savurganlıklarını da, normal ve rutin olan yardımlaşma kültüründe de reklam aracı yapıyorlar.
Yaşanan son rezilliğe dikkat çeken yazımda, belediyenin kırtasiye yardımına gönderme yapmıştım.
Anladılar mı?
Ne gezer!
Anlama gibi bir algı yeteneği olsa, zaten böyle bir çirkinliğin içinde yer almazlar ki!
 

**
 
Ülkemizde neler oluyor neler?
Bu “neler” den kesitler sunacağım bugün.
 

**
 
DİN TÜCCARLARI
 
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu:
 
“İslam akaidine apaçık aykırı fikirler üreten, çığırtkanlık yapan, hak hakikat davetçisi gibi ortaya çıkıp fitne üretmekten başka işe yaramayan, insanları yaftalayarak ayrışmayı ve kamplaşmayı körükleyen birçok din istismarcısına karşı yüksek sesle dur diyemiyoruz. Fitneyi büyütmeyelim, kargaşa olmasın diye susuyoruz. Diyanet de onlara değer vermiş olmamak için genelde cevap vermiyor. Fakat mahalli televizyonlarda her köşe başında bir din tüccarı ortaya çıktı. Her biri adeta Allah adına konuşmaya başladı; kutsal otorite imajıyla müşteri toplama peşinde. Bu iyi bir gidişat değil. Böyle devam ederse Türkiye’nin ne olacağını, bu gidişatın 20 sene sonraki halini merak edenler Yemen’e, Bangladeş’e, Pakistan’a baksınlar.” 
 
“…Namazını kılarken gözlerinden yaşlar akan Müslüman, ticaretinde, komşularla olan ilişkilerinde, trafikte, dünya hayatında başka bir insan olup çıkıveriyor. Dini sadece şekle, ibadete, belli alanlara indirgeyen bir dindarlık, ama diğer alanlarda hoyrat, dünyevi ve giderek maddileşmiş, dünyevileşmiş bir insan tipi. Yani zihnimiz iki ayrı kompartıman.”
 

**
 
TAHTAKURULARI
 
İnşaatı devam eden 3. Havalimanında işçinler geçen Cuma günü çalışma koşullarını, “insanca yaşamak istiyoruz” diyerek protesto etti.
Binlerce işçi, havalimanı şantiyesinde eyleme başladı.
İşçilerin makul taleplerinden birisi de yatakhanelerdeki tahtakurusu sorununun çözülmesiydi.
İşçilerin makul taleplerine çözüm üretmek yerine onları gözaltına aldıranlar ne çalışma koşullarına çözüm buldular ne de tahtakurusuna…
**

ADAMINI BUL!
Star gazetesi yazarı Ömer Ekinci:
Yıllar önce yanımda staj yapmış bir genç kız ‘Abi belediyeye alınmam için partiden referans gerekiyor, yardımcı olabilir misin?’ diye mesaj attı.
Ben de ‘Referans olarak beni ekle, numaramı yaz, ararlarsa referans veririm’dedim.
Bir süre sonra tekrar aradı genç kızımız, ‘Abi öyle olmuyormuş, senin araman lazımmış ki işim olsun.’
İstedikleri şu, arayayım belediyeyi, ‘Ben Star Gazetesi yazarıyım’ diyeyim. Beni tanıyorlarsa zaten sorun yok, tanımıyorlarsa da siyasi olarak hükümeti destekleyen bir gazetede yazdığım için etkim olur, sözümü dinlerler.
 

**

BEDELİNİ ÖDERLER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
Kriz filan bunlara sakın ha aldanmayın. Bizde kriz yok. Bunların hepsi manipülasyon. Bu ülkede dolarla avroyla kira mira yok, bu ülkede bundan sonra Türk Lirası geçer. Kiranı da TL ile verirsin, alışverişini de TL ile yaparsın. Türk Lirası kullanılacak, aksi halde bedelini öderler. Burası Türkiye, ABD değil. Burada Türk Lirası'nın hükmü vardır.


**

HACI OLUNCA
Adam hacdan gelmiş
Karısı bir süre sonra “Bey artık sen bana canım, ciğerim, bebeğim filan demiyorsun” diye şikayete başlamış.
Adam bir sabretmiş iki sabretmiş sonunda dayanamamış:
“Hatun artık hacı olduk, yalanı dolanı bıraktık.”