Türkiye’nin dört bir yanındaki gönüllere girerek kendisi ve düşüncesiyle ilgili büyük bir sempati yaratanların en başında gelir Türkiye Komünist Partili (TKP) Belediye başkanı.
Belde belediye başkanı iken yaptıkları ile dikkat çekti,
İlgiyle izlendi.
Açık veya gizli çok alkış aldı.
Hatta toplumun büyük kesimi tarafından “öcü” gibi bakılan görüşleri bile sorgulanmadan “Aaaa ne kadar iyiymiş” bile dedirtti.
Bu rüzgar ile il belediye başkan adayı bile oldu.
Hatta bu adaylığı sürecinde bölücü terör örgütü tarafından “adaylıktan çekil” dayatmalarına kafa tuttuğu için “helal!” bile çektirdi.
Ve gün gelip sandık ortaya konulunca da, tüm rakiplerine “nanik” yaparak koltuğa oturdu.
Oh!
Benim gibi çok kişi O’nun bu çıkışını yazdıkları ile açık açık alkışladı.
Hatta, “Komünist mi olsak?” diye kendimizi sorguladık.
Gün günleri kovalarken, neşe dolu günler oradan gelen bir haber ile karardı.
Öyle ya, Türkiye Cumhuriyeti’nde o belediyenin kapısında yazılı olmayan “T.C” yi yazdırmasını beklediğimiz belediyenin başkanı, tuttu ve belediyenin adını değiştirdi.
Bu karar ile “Hoppala yârim yaz geldi! Topluma koskocaman bir dinamit yollandı.”
Biliyorsunuz Tunceli Belediyesi’nin adının değiştirilmesi olayını.
Okumuşsunuzdur!
O belediyenin girişinde “Tunceli” yazıyor ama Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltılmışı olan T.C yok. TKP’den belediye başkanı seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu’nun gülen gözleriyle oraya T.C’yi çakacağını bekleyenler büyük hayal kırıklığı yaşadı.
Ve ardından daha kötüsü olan Tunceli’nin adının “Dersim” yapılması konusunda Belediye Meclisi’nin oyçokluğu ile aldığı karar kamuoyuna açıklandı.
İnsanın hayallerinin yıkılması ne kadar acı.
Ve de üzüntü verici.
Fatih Mehmet Maçoğlu, ülkenin gündemine bir pimi çekilmiş bombayı koyup bıraktı.
Şimdi biz bu Maçoğlu’na hangi içerikli “Aferin”i koyalım?
Der misiniz “aferin” diye?
Ve bu kararının ardından O’na eski sempatinizle bakabilir misiniz?
Asla!
Maçoğlu bu çıkışı ile yara verdi.
Ülkeye, sevenlerine, komünizme.
Bir taşla üç güzel kuşu öldürdü.
Yani, çok ayıp etti çok!
