Seyit Onbaşı!

Tarih yazdı Çanakkale Savaşı’nda.

Kimilerine göre 276, kimine göre de 214 kilogram top mermisini taşıdı Seyit Onbaşı.

Rakama bakar mısınız?

200 kilonun üzeri.

Aklın basmadığı ve almadığı bir rakamdır 200.

Bir insan ve 200 kiloluk bir yük.

Bugünkü nesil 5-10 kiloluk paketi kaldırınca fıtık oluyor fıtık

O zaman yok muydu fıtık da, Seyit Onbaşı o koskoca top mermisini sırtlayıverdi?

Nasıl?

Farkında mısınız, eskiden 50 kiloluk çimento torbaları vardı.

İnşaat işçisi 50 kiloluk çimento torbasını omzuna attıktan sonra iş arkadaşına “Bir torba daha at omuzuma” derdi.

100 kilo vız gelir, merdivenleri bile tırmanırdı o işçiler.

Ya şimdi?

Şimdi çimento torbaları 25 kilo.

İkinci 25 kiloluğu omzuna atabileni ben görmedim.

200 kilolardan 25 kiloya indikçe indik.

Sebep?

Beslenme mi?

Bizim analarımız tarlada en az yarım düzine çocuk doğurup, ağrısı sızısına bakmadan keseklere kazma sallamayı sürdürmüş.

İş mi?

Bana mısın demezmiş analar!

Peki ya şimdi?

Diyorlar ki, 50 yaşın altındakiler tarlada çalışmaz.

İleriki yıllarda tarım işçisi bulmak mümkün değil.

Yeni nesil niye çalışmaz?

Utanır mı, kazma sallamaktan?

Şimdi bir çocuk doğuran kadın dağılıyor abi!

Nerede bizim çalıştıkça paslanmayıp ışıldayan analarımız, nerede şimdikiler.

İnsan ömrü uzadı uzamasına da, ayar kaçtı.

Neden?

Rahat mı batıyor ne?