“Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın” demiş Aşık Veysel.

Veysel gibi ve halen daha hatırlanıyor.

Daha ötesi unutulmuyor.

Nasıl unutulsun ki; geriye öyle eserler bıraktı ki, yürüdüğümüz uzun bir ince yolun kilometre taşlarında, kara toprağım vatandan hiç vazgeçmiyoruz ki.

Geçilir mi hiç!

O kara toprak bizim son dostumuz olacak çünkü.

 

Aşık Veysel’in “dostlar beni hatırlasın” dediği gibi kaç dostumuz var hatırlayabildiğimiz?

Sayısını siz söyleyin!

Ya siyasetçi?

Ya vali, kaymakam?

Ya belediye başkanı?

Ya bir başka yönetici?

Sayı verebiliyor musunuz?

Doğrusu ne kadar az değil mi?

Örneğin bir Kdz. Ereğli’nin eski Kaymakamlarından Mehmet Ulvi Ezgü’yü hiç unutmam.

Zonguldak’ın merhum valilerinden İsmet Metin’i ise asla ve asla unutmam/unutamam.

Belediye başkanı mı?

Siyasetçi mi?

Ha siyasetçi olarak DYP eski milletvekillerinden Necdet Yazıcı’yı  “iyi adamdı” diye unutmayacağımı özellikle söyleyeyim. O, Kdz. Ereğli’nin Eğitim Vakfı’nın kuruluşunda ve Kandilli’deki TTK sosyal tesislerinin fakülteye dönüşmesi  için verilen mücadelede en önde koştu. Bu koşuyu kesen de –ne yazık ki- aynı partinin milletvekili Köksal Toptan oldu ya!

 

Eski değil eskimeyen eskitilemeyen dostlarımız var çok şükür.

 

O eski dostlardan biri de eski Valilerimizden Sami Seçkin’di.

Sami Seçkin’in milletvekili olabilmek için yaşadığı büyük heyecanı o dönemin tanıkları çok iyi biliyor.

Herkesin siyaset yapma hakkı var.

Yapmalı da.

Ama demokratik yol ve yöntemleri savunarak.

Tepeden inme gelmeyecek siyasetçi.

Tabandan güç ala ala çıkacak zirveye.

 

Vali Sami Seçkin’in o dönem verdiği mücadele köylere hizmet olarak yağdı.

Çimento dağımı en başta muhtarlar abad oldu abad.

Zonguldak’ın tüm köylerinde belki de o dönemki gibi bir çalışma ve hizmet asla olmamıştır desem “hadi be sende” diyen olur mu ki?

Olabilir!

Benim söylemek istediğim ise aslında şu:

Kdz. Ereğli’de Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kurulması için yapılan yer tespit çalışmalarındaki kısırlığı dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı DSP’den CHP’ye geçen Bartın Milletvekili Hasan Akyol çözdü.

Doğruya doğru.

Sonrasında ise Alaplı OSB’nin adı konuşulurken, Vali Sami Seçkin Zonguldak-Ereğli arasındaki Yalı Köylerinin merkezi noktasında üçüncü bir OSB kurulacağını açıkladı.

O bölgeye hepimiz gittik.

Bu açıklama “seçim vaadi” olarak algılanmasa da, büyük bir heyecan dalgasının yol açtığı mutluluk dalga dalga büyüdü.

Ve:

“Gız ben seni almaycam dalga geçiyom dalga” der gibi bu günlere gelindi.

Şimdi yıl 2017.

Ve o bölgenin muhtarlarından Hasan Kural şimdi soruyor:

“Ne oldu bizim OSB işi?”

 

Yeni yöneticiler unutmuştur.

Bilmeyebilirler.

Ama…

Eski dosyalar bir kenarda duruyor.

Bakalım bu dosyaları tozlu raflardan kim çıkaracak da, bu alanın OSB geleceği ile ilgili bir söz söyleyecek?

Olur ya da olmaz!

Olur ise Sücüllü’den Zonguldak’a gaz uçururuz.

Olmuyor ise de vatandaş bu alanda çivi bile çakılmasına izin verilmeyen arazilerini başka türlü değerlendirmenin yolunu arar.

 

Devlette devamlılık vardır.

O devamlılığı da sonradan gelenler sağlar.

Bakalım yeni Vali bu işe ne diyecek?