“İş Sağlığı ve Güvenliği  Yasası”

 

Çalışma Hayatı ile ilgili en çok tartışılan ve uzun soluklu,İş Sağlığı ve Güvenliği konusu 29.06.2012 tarihli 6331 Sayılı Yasa ile düzenlenerek, yürürlük süreleri farklı maddelerle 30.06.2012 tarih ve 28339 Sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.

İş Yasalarında önce “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” olarak tanımlanan konu, 4857 Sayılı İş Yasasında Uluslar Arası tanıma  uyarlı İş Sağlığı ve Güvenliği adını aldı.

 

İş Hukuku ile ilgilenenler bilir ki,1475 Sayılı İş Yasasının 74. maddesi uyarınca 11.01.1974 tarih 14765 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yedi Kısım, On iki Bölüm ve 535 maddeden ibaret “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü”  de işverenleri, işyerinde işçilerinin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için  gerekli tedbirleri almak,araç ve gereçleri noksansız bulundurmak,işçilere de sağlık  ve güvenlik tedbirlerini öğretmek ve eğitmekle yükümlü kılmıştır.

 

İş hayatının kilometre taşı sayılan söz konusu Tüzük,1475 Sayılı İş Yasası’nın yerini alan  10.06.2003 tarih ve 4857 Sayılı İş Yasası gereğince de Yürürlükte kalmıştır.Ancak Yasa’nın  “Sağlık ve Güvenlik Tüzük ve Yönetmelikleri’ başlığını taşıyan 78.maddesine göre Tüzük düzenlenmeden,hukuk sistematiğine  ters Yönetmeliğin yayımlanması nedeniyle  ilgililerce  iptali için  Yargıya taşınmıştır.Danıştay 10.Dairesinin 2004/1942 Esasa Sayılı  İptal Kararına karşın, Bakanlıkça 4857 Sayılı İş Yasasında 5763 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılmış, 78.madde “İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmelikleri” başlığını almıştır.Böylece  Bakanlık Tüzük yerine, Yönetmelikleri düzenlemiştir.

 

Yazımızın ilk satırlarında ifade edildiği gibi 6331 Sayılı son Yasa,4857 Sayılı İş Yasasının öngördüğü İş Sağlığı ve Güvenliği konularını kendi bünyesinde toplamıştır.Yasa İş Sağlığı ve Güvenliğinin sağlanması,sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi amaçlı olup,38 madde,1 Ek madde ve 8 Geçici maddeden ibarettir. 4857 Sayılı İş Yasasının İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili 2.maddenin 4.fıkrası,63.maddenin 4.fıkrası,69.maddenin 4,5 ve 6.fıkraları 77,78,79,80.81,83,84,85,86,87,88,89,95,105 ve Geçici 2.madde hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

 

Çalışma Hayatında her alanda savunduğum İş Sağlığı ve Güvenliği konuları, Yeni Yasa ile, bugün için olmasa dahi uygulamalarla ve Yargı kararları ile sürdürebilirliği anlaşılacak. Artık İş Sağlığı ve Güvenliği özel ve yeni  bir Yasa ile sağlanacak.Yeni diyoruz..Yeniliği AB ve ILO normlarına uyum sağlamanın dışında bir farklılığı olmamasıdır.Yeni ve özgün bir anlayışı taşıyan Yasa beklentisi, ne yazık ki getirilmemiştir. 

Yasa Kamu ve özel sektör işyerlerinde faaliyet konularına bakılmaksızın çırak ve stajyerler dahil olmak üzere uygulanacak. Türk Silahlı Kuvvetleri,Genel Kolluk Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri,Afet ve Acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.Ev Hizmetleri,Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretenler,Hükümlü ve Tutuklulara yönelik infaz hizmetleri nedeniyle iş yurdu,eğitim,güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri Yasa hükümlerinden istisna tutulmuştur.

 

Bünyesinde kapıcı,güvenlik görevlisi ve yönetici gibi personel çalıştıran Apartmanlar da tehlike sınıfına göre işyeri hekimi ve iş güvenliği Uzmanı görevlendirmek veya bu yoldaki hizmeti satın almaları gerekmektedir.

 

Yine Yasa’ya göre işyerleri, içinde bulundukları tehlike sınıfına bağlı olarak alınması gerekli önlemler bakımından geçiş süreleri belirlenerek “Çok Tehlikeli”, “ Tehlikeli” ve “Az Tehlikeli” olarak sınıflandırılmıştır.Sınıflandırma Bakanlıkça yayımlanacak bir tebliğde gösterilecektir.

İş yerlerinin Tehlike sınıfı,çalıştırılması zorunlu iş güvenliği uzmanının Yetki Belgesi’ ne göre değişmektedir.Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde “A Sınıfı”,Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde “B Sınıfı”,Az tehlikeli işyerlerinde ise en az “C sınıfı” iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip kişiler çalıştırılacaktır. İş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali olduğu belirlenen İşyeri Hekimi veya İş Güvenliği Uzmanının, YETKİ BELGESİ ASKIYA ALINACAKTIR.

 

İşyeri Hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam edilebileceği gibi, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi Belgesi bulunan kuruluşlardan da hizmet satın alınabilecektir. Hizmetin satın alınması işverenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

 

Kısaca İşverenler risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak,her türlü eğitimi vermek ve tedbiri almak, araç gereç sağlamak, mevcut durumun iyileştirilmesi konularında her türlü sorumluluğu üstlenmek,İşin yürütümü sırasında ortaya çıkacak korunma politikalarını göz önünde bulundurmak,işyeri hekimi, iş güvenliği uzman ve  diğer sağlık personeli çalıştırmak veya bu hizmeti satın almak zorundadırlar.

10 kişiden az çalışanı bulunan küçük işletmelerin bu yoldaki giderlerinin SGK tarafından finanse edilmesi,İş Kazalarının ve meslek hastalıklarının üç işgünü içinde SGK’ na bildirilmesi,Çalışanların işyeri Tehlike sınıfına göre Sağlık raporları alınmadan işe başlatılmaması,Çalışanların eğitimlerinin gerektiğinde değil,düzenli ve belirli aralıklarla yaptırılması,çalışanların görüşlerinin alınması ve yeniliklerle ilgili her türlü faaliyetlere katılımlarının sağlanması hükümleri getirilmiştir.

Asıl işveren- alt işveren ilişkileri olan işyerlerinde tek işyeri gibi kabul edilerek her iki işveren nezdinde çalışan işçi sayısı toplamı üzerinden sorumluluklar düzenlenmiştir.

 

İşyerlerinde acil durum planları,yangınla mücadele,ilk yardım, tahliye gibi konularda önceden tedbir almak ve tatbikatlar yaptırmak ve ekipmanlarını hazır bulundurmak,işyerinde ciddi ve yakın tehlike olması durumunda çalışanların gerekli önlemler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakları saklı tutularak Çalışanların da yükümlülükleri genel dikkat ve farkındalık çerçevesinde öngörülmüştür.Tüm bu çalışmalarla ilgili giderlerin işçi ücretlerine yansıtılmaması gerekmektedir.

 

Yasa maddelerinin değerlendirilmesinde,yeni düzenleme hükümlerinin tamamına yakını bundan önceki Yasa ve Yönetmeliklere paralel bildiğimiz hükümlerden ibaret olduğunu görmekteyiz.Ayrıca bir çok sorunun çözümünün de çıkarılacak Yönetmelik hükümlerine bırakıldığı anlaşılmaktadır.Bu da Yasama yetkisinin devri anlamına gelmektedir.Yürürlük süresi ise ayrı bir tehlike arz etmektedir.

 

İşyerleri yürürlük süresi bakımından  sınıflandırılmış,Kamu kurumları ile 50 den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 2 yıl,50 den az çalışanı olan tehlikeli, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 1 yıl,diğer işyerleri için 6 ay gibi süreler tanınmıştır.Tanınan bu sürelerle iş kazaları ve meslek hastalıkları risklerinin 2 yıl,1 yıl vb süreler sonra önlem alınabileceği anlayışıdır.Varsın iş kazaları meslek hastalıkları 2 yıl daha devam etsin…İşverenler bu sürelerle Yasanın yaptırım hükümlerinden korunsun.. 

 

Yeni ve özgün bir Yasa beklentisi gerçekleşmemiştir.Bu Yasa ile Zonguldak maden havzasında yaşanan kamu ve özel maden işyerlerinde veya kaçak kömür ocaklarında  her geçen gün hayatını kaybeden bir veya birden çok işçimizin bedelini ödeyemezsiniz.Yine bu Yasa ile iş kazaları sonucu hayatını kaybedenlerle yaralananların yakınlarının Galatasaray meydanında yürüttükleri “Vicdan ve Adalet Nöbeti” ne son veremezsiniz.Tersanelerdeki ölümler bitmez.Ankara’nın göbeğinde TBMM Atık Su Gideri inşaatında çalışan işçi Nadir Kekilli gibi işçilerin, toprak kayması sonucu göçük altında kalmasını önleyemezsiniz.Yürüdüğü kaldırım çöküveren ve hayatını yitiren çalışmak için Başkente gelen  Kadir Sevim gibi insanlarımızın hesabını kimse ödeyemez.

 

Bundan böyle iş kazaları ve meslek hastalıkları nedenlerinin önlenebilir, sistematik bir politikanın Yaşama geçirilmesi  ile çözümlenebileceğini düşünmekteyim.”Önlemek Ödemekten Ucuzdur.” anlayışı tehlike risklerini azaltacak,olumsuzlukları iyileştirecektir.

 

İş Kazaları  ve Meslek Hastalıkları,İş Cinayetleri olmaktan çıksın..Vicdanlar rahatlasın..

 

 

Sevgiyle,Sağlıklı Kalınız. 

 

 

[email protected]