Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, BEUN Genel Sekreteri ve Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zehra Safi Öz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hande Aydemir, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baran Can Sağlam, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kadir Demir, Zonguldak Eczacılar Odası Başkanı Ecz. Esra Geyikli, akademik ve idari personel ile öğrenciler ve şehir halkı katıldı. BEUN Bilim İletişimi Ofisi, Eczacılık Fakültesi ile BEUN Pharmed Topluluğunun katkılarıyla hazırlanan programda; Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Emre Keskin, BEUN Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükran Öztürk, BEUN Teoman Duralı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Hamza Ekmen ve Doç. Dr. F. Gülden Ekmen konuşmacı olarak yer aldı.

“Arkeolojiden Mikrobiyolojiye: İnönü Mağarası’nın 5 Bin Yıllık Sırları”

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Zehra Safi Öz, programın anlam ve önemine vurgu yaparak multidisipliner bir çalışmanın ortaya konulmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Doç. Dr. Hamza Ekmen’in bilimsel danışmanlığında yürütülen İnönü Mağarası kazılarında elde edilen bulguların arkeoloji, mikrobiyoloji ve eczacılık alanlarıyla birlikte değerlendirilmesinin, bilim dünyası açısından yeni ufuklar açan değerli sonuçlar doğurduğunu belirtti. Prof. Dr. Safi Öz’ün ardından programın ilk sunumunu gerçekleştiren Prof. Dr. Emre Keskin, İnönü Mağarası’ndan alınan toprak örneklerinde bakteriyel toplulukları ve antibiyotik direnç genlerini analiz ettiklerini söyleyerek, “Bu çalışma, antik toplulukların çevreyle ilişkilerini mikroorganizmalar üzerinden anlamamıza imkân tanıyor” dedi. Araştırmanın, antibiyotik direncinin yalnızca modern tıbbın bir sonucu olmadığını, doğal ekosistemler ve tarihsel insan faaliyetlerinin de bu süreci şekillendirdiğini ortaya koyduğunu belirtti.

Programda ilgili konu üzerine bir sunum yapan Doç. Dr. Hamza Ekmen, bulguların mağarada yaşamış toplulukların hayvancılık, tarım, avcılık, toplayıcılık ve dokumacılık gibi faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti. Mağaranın volkanik yapısı, su kaynakları ve doğal minerallerinin bakteri topluluklarının şekillenmesine katkı sunduğunu anlattı.

Doç. Dr. F. Gülden Ekmen ise antik çağlarda uygulanan tedavi yöntemlerine değinerek, eski Mısır’dan kalkolitik dönemlere uzanan örneklerle tarihsel tıbbın zenginliğini gözler önüne serdi. Sert ekmeklerden kaynaklanan diş çürüklerinin kimyon ve keçiboynuzu ile tedavi edilmeye çalışıldığını belirten Ekmen, erken dönem hastalık anlayışına ilişkin önemli bilgiler aktardı.

Doç. Dr. Şükran Öztürk ise mikrobiyolojik bulguları değerlendirerek gastrointestinal hastalıkların antik dönem topluluklarında yaygın olabileceğine işaret etti. Antik toprak örneklerinde tespit edilen tetA, intl1 ve OXA58 gibi antibiyotik direnç genlerinin modern antibiyotiklerin keşfinden çok önce var olduğuna dikkat çekerek, “Bu bulgular insan faaliyetlerinin ve çevresel koşulların mikrobiyal ekosistemleri binlerce yıl boyunca şekillendirdiğini göstermektedir” dedi.

Rektör Özölçer: “Geçmişin bilgeliğini geleceğin bilimiyle buluşturuyoruz”

Programın sonunda değerlendirmelerde bulunan BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, üniversitenin bilimsel üretimi toplumla buluşturma misyonunu güçlü şekilde sürdürdüğünü belirterek şu ifadeleri dile getirdi:

Alaca Kaymakamı Dinçer'den 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Ziyareti
Alaca Kaymakamı Dinçer'den 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Ziyareti
İçeriği Görüntüle

“Bugün burada tanık olduğumuz çalışma, yalnızca bir akademik araştırma değil; geçmişin bilgeliğini geleceğin bilimiyle buluşturan örnek bir multidisipliner vizyondur. Arkeolojiden eczacılığa, tıptan biyolojiye uzanan bu ortak akıl, hem bilimsel üretimimize katkı sağlamakta hem de toplum sağlığına ilişkin farkındalığı genişletmektedir. Antibiyotik direncinin kökenlerini binlerce yıl geriye uzanan bir perspektifle ele almak, bilimin hangi noktaya ulaşabileceğinin de açık bir göstergesidir. Bu kıymetli çalışmayı ortaya koyan tüm hocalarımızı, Bilim İletişimi Ofisimizi ve emeği geçen herkesi tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum. Üniversitemiz; bilimsel merakı besleyen, disiplinler arası iş birliğini önceleyen ve topluma dokunan projeleri bilim dünyasına kazandırmaya emin adımlarla devam edecektir.”

Program sonunda Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmacılara teşekkür belgesi takdim etti. Teşekkür belgesi takdimi sonrasında fuaye alanında İnönü Mağarası kazılarına ait fotoğraf sergisi ile öğrenci topluluğu tarafından kurulan standın gezilmesi ile program sona erdi.

Whatsapp Image 2025 12 02 At 18.38.58 (4)Whatsapp Image 2025 12 02 At 18.38.59 (4)Whatsapp Image 2025 12 02 At 18.38.59 (2)Whatsapp Image 2025 12 02 At 18.38.59 (5)Whatsapp Image 2025 12 02 At 18.38.58 (2)

Muhabir: EMRE ÇİFTÇİ