23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile gazi meclisin açılışının 105. yılını kutlayan Ali Kocamanoğlu, genel merkezin talimatı doğrultusunda CHP Kdz.Ereğli İlçe Örgütü'nün yapılması gerekenleri eksiksiz şekilde yapmak için elinden gelen tüm çabayı ortaya koyduklarını söyledi.
Ereğli-Devrek karayolu, akıllı kavşak, zirai don ve alan bazlı destekler konularında da değerlendirmelerde bulunan Kocamanoğlu, şu ifadelere yer verdi:
YILAN HİKAYESİ EREĞLİ-DEVREK KARAYOLU
Unutuldu zannedilmesin, Ereğli-Devrek yolu hala bitmedi. Bitmesi de mümkün değil. Devrek yol ayrımı Türkiye’nin en akıllı kavşağı konusunda hala bir açıklama yok Ereğli halkı olarak bu çileyi çekmeye devam edeceğiz. Hala bu projeyi bu hale getirenler kamuoyu karşına geçip neden projeyi değiştirdikleri konusunda açıklama yapma cesareti gösteremiyorlar. Bu konu gündeme her geldiğinde hükümet yetkilileri bu sorunun çözümü için önce çevre yolunun yapılması gerektiğini söylüyorlar. Buyurun arkadaşlar elinizi tutan var. Kararı verende uygulayanda sizsiniz. Yıllardan beri yılan hikayesine dönen tıpkı Ereğli-Devrek karayolu gibi.
"YOL BİTMEYECEK"
Devrek-Ereğli karayolu inşaatı halen devam etmekte. Ülkeler arasındaki savaşlar bitti, dünyadaki çoğu ülkelerde rejimler değişti, hatta dünyada iklim değişti ama Ereğli-Devrek yolu hala bitmedi inanın bitmeyecekte. Çünkü orası biterse birilerinin Söyleyecek toplumu oyalayacak bahanesi kalmayacak. Çünkü orası biterse Ereğli halkı Kozlu hükümet konağı ile ihalesi yapılan Kozlu hükümet konağının eskidiği ama Ereğli’dekinin 2019’dan bu yana bitirilemeyen Hükümet konağını konuşmaya başlayacak, Bitirmek istemiyorlar çünkü orası biterse engelli hasta olan köy mahallerinde mahalleye çıkamayan ambulanstan bahsedecekler. Bitirmiyorlar çünkü yıllardan beri Ereğli köylerinde bu gün değil yarın inşallah yapacağız diye oy deposuna çevirdikleri ama bir türlü köylerde yapmadıkları kanalizasyon ve alt yapı konuşulacak. Bu iktidar sahipleri bilsin ki; dün Yozgat’ta isimlerini dünyaya duyuran çiftçilerimiz gibi Ereğli’de köylerde yaşayan vatandaşlarımız da gün geldiğinde sandıkta bunun hesabını soracaklardır.
ZİRAİ DON VE ALAN BAZLI DESTEK
Bölgemizde sanayinin dışında En önemli gelir kaynaklarından bir tanesi fındık üretimidir. ÇKS Sistemine kayıtlı çiftçilerimize yetiştirdikleri ürüne göre dönüm başına alan bazlı destek kredisi veriyor. Bu destekleme kredisi fındıkta 2009 da dekar başına 150 TL idi bu fiyat 2010, 2011 ve 2012 yıllarında aynı şekilde 2011 ve 2013 yılında 160 TL ye çıkarılan bu destek 2014 yılında 170 TL'ye çıkarıldı o yıldan bu yana da bu yıl dahil olmak üzere halen 170 TL olarak ödeniyor buraya kadar her şey normal. Peki size bir şey söyleyeyim mi arkadaşlar o tarihte çeyrek altın ne kadardı tahmin edecek varmı? Aralık 2009’daki çeyrek altın fiyatı 85,15 TL, 2013 yılında 131,75 TL 2014 yılında 142,99 TL Bugün itibarı ile çeyrek altın 6510 TL alan bazlı destek ödemeleri başladığında bir dekar ödemesi ile 1,77 çeyrek altın alan fındık üreticisi Bugün ise bir çeyrek altının anca 39 da birini alabiliyor bence başka bir hesap yapmaya gerek yok
"BİR ÇÖZÜM YOK"
Zirai dondan kaynaklı hasar tespit çalışmalarında durum hiçte iç açıcı değil, hükümet yetkilileri sürekli açıklama üzerine açıklama yapıyor ama her zaman olduğu gibi bir çözüm yok. Bu hükümetin uyguladığı politikalar zaten ülkede tarımı bitirmek üzere oluşturulmuştur. Size bir örnek vereyim; Daha dün akşam yandaş Tv kanallarının birinde Hop oturup hop kalkıyor 'Siz neden bahsediyorsunuz Türkiye un üretiminde dünyada birinci sırada’' bu arkadaş kesinlikle doğru söylüyor. Peki un neden üretiliyor? Buğdaydan. Peki Türkiye buğday ithalatında kaçıncı sırada? Peki Türkiye Buğday ithalatını hangi ülkelerden yapıyor bunlara cevap yok. Değerli basın mensupları Türkiye buğday ithalatında dünya da 9,8 milyon ton ile 3. Sırada bulunmaktadır. İşte un üretiminde birinci sırada olmamızın cevabı burada gizli Çünkü Türkiye’de ucuz işsizlik var.
"OLAN ÇİFTÇİMİZE OLDU"
Vatandaşlarımız da zaten sigorta yaptırma geleneği yok, yaptırmak istese ödeyecek parası yok. Yine olan garibana emeği ile geçinen çiftçimize oldu. Yine çaresizlik çözümsüzlük, yine umutsuzluk. İşte bu yüzden Anadolu’nun ortası bozkırında Yozgat çiftçisi dünyada gündem oldu. Artık herkes bıçak kemiğe dayandı değil yarını bu günümüzü bile kurtaracak geçim kaynağımız kalmadı diye haykırıyor. Herkesin söylediği haykırdığı tek bir şey 'Bugün ekmeğimizi çalan yarın bizi o ekmeğe muhtaç ederek başka değerlerimizi de alacaktır' diyor."
