Eyüp Bektaş (Haber-Yorum) 2004 yılında sosyo ekonomik gelişmişlikte Türkiye’de (Ankara, İstanbul ve İzmir illeri dışında) 61 İl merkezini geride bırakarak 32. Sırada iken, 2022 yılında ise aynı araştırmada sadece 17 il merkezinin önünde kalabilen ve 199. Sıraya gerileyen Kdz. Ereğli’de çok garip şeyler oluyor. Adı “yıkıklar şehrine” çıkan Ereğli’de, (son dönemde ve de açıkça belirteyim ki Milletvekili Saffet Bozkurt’un girişimleri ile bazı iyi işler de yapılıyor) çok garip şeyler oluyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok daha yeni yaşanan iki olay var ki akıllara durgunluk verir. Ama bir de üçüncüsü var ki, artık “yuh ya bu kadar da olmaz!” dememek mümkün değil!
VARAN BİR: Eğitim Vadisi’nin yer aldığı Kırmacı (Kemer Yolu) üzerindeki okulların merkezine hafriyat deposu kuruldu. Hem de nereye? Lütfen dikkatinizi çekerim. Bilim Sanat Merkezi ile Gençlik Merkezinin tam ortasına. Bilmeyenler gidip görün. İşte pes demek de yetmez inanın. Oraya o depoyu kimin kurduğu değil, kimin izin verdiği daha önemli değil mi? Hangi el o iznin imzasını attı elbette herkes merak ediyor da, ortaya çıkan yok.
VARAN İKİ: Aynı bölgeden söz etmeye devam edelim. Ana sınıfından liseye kadar binlerce öğrencinin eğitim gördüğü alana bir de ne yaptılar biliyor musunuz? BEKAR İŞÇİ KAMPI! Yanlış yazmadım aynen böyle bekar işçi kampı. Sürücü kurslarının yer aldığı bölüme birleşik ve etrafı iki metrelik saç levhalarla çevrili alanın içine binalar yapıldı binalar. Sözüm o ki, orası ayrıca SİT alanı. Ya Allah’ını seven söylesin öğrencilere birleşik bekar işçi kampı olur mu? O olanın güvenliği, sosyal ilişkileri, çevresel etkileri hiç mi düşünülmedi? O alanda köleler mi çalıştırılacak? Etrafını korunaklı hale getirerek önlem almaya çalışanların hiç mi çoluk çocuğu yok? Liman inşaatına dolgu yapmak için bilim sanat merkezinin yanını hafriyat deposuna çevirenler, okullar bölgesine bekar işçi kampı kuranlar ve bu kampın yapımına izin verenlere soruyoum; Ereğli ve Alaplı’nın köylerinden her gün iki saatlik yoldan TTK’ya ve Erdemir veya başka kurumları ekmek parası için gelip gidenler insan değil mi? Neden güvenli ve toplumsal sıkıntı yaratmayacağı gibi, liman işçilerine de insan gibi yaşam koşullarına uygun yer bulup da kampı oraya konuşlandırmadınız?
VARAN ÜÇ: Tabi ki 18 Kasım 2023’deki büyük fırtınada zarar gören askeri liman onarılacak. Bu nedenle ihale açıldı ve prosedür işletildi. Bir firma da ihaleyi kazanarak işbaşı yapmak için harekete geçti. Buraya kadar kimsenin itirazı yok. Ancak bu firma gelip de eğitim vadisini hafriyat deposuna çevirir ve bir de bekar işçi kampı kurarsa bu şehrin sahibi biri ya da birileri var ise “Dur!” der değil mi? Kimse demedi. İzinler şıkır şıkır göbek atar gibi verildi. Sorduk soruşturduk ki Ankara’larda çok çok büyük yerlerden torpiliymiş firma sahibi Olsun bize ne? Gelsin işini yapsın ve parasını da kazansın kim ne der? Ancak niye rahatsızlık veriyor? Eğitim vadisine hafriyat deposu ve bekar işçi kampı kuran firma, şimdi üçüncüsünün peşinde. Edindiğim bilgilere göre de önünde hiçbir engel konulmuyor veya konulamıyormuş. Yani koskoca Ereğli’nin canına okunmasına yukarıdakiler izin mi veriyor şimdi? Sanmıyorum! Bir zamanlar Ereğli’de sahte müfettiş astı kesti ama sonrasında bu Ankara torpilinin doğru olmadığı da ortaya çıktı.
Şimdi bu firma, Ereğli için çok uzun mücadelelerle ilgili başlatılan kampüs inşaatının oradaki 8 dönüm araziye gözünü dikmiş. Erdemir’in yaptığı yüklü bağış ile inşaatı devam eden kampüsün bulunduğu alanda ne yapacakmış bu firma? BETON SANTRALI! Günde 2 bin metre küp beton kapasiteli beton santralı ile iki adım ötedeki limanda döküm yapacak. Yani nakliyeyi sıfıra çekecek. Bu ne demek daha çok kâr! Her gün ağır tonajlı en az 250 kamyonun trafikte cirit atmasına az kaldı az. Gerçek festival işte o santral kurulduğunda başlıyor. Beton santralı ile Adliyenin ve vergi dairesinin bulunduğu bölge başta olmak üzere çevresel kirliliğin de vatandaşı canından bezdireceği girişim için, ÇED raporu da istenmemesi için çalışmalar masa altından yürütülüyor (muş) dedim ve devam edeyim.
Soru şu: Kdz. Ereğli’ne beton santralları var ve liman inşaatına da beton verebilecek kapasitenin de üzerindeler. Neden Ereğli’deki santrallerden beton alınmıyor da, şehrin en güzel yerine deniz manzaralı beton santralı kurulmak isteniyor?
Kdz. Ereğli Kaymakamlığının kampüs inşaatını sürdüren Kdz. Ereğli Eğitim Vakfı olarak bu isteğe “hayır!” dediği bilgisine ulaştım. İyi güzel bu haber de, bu ülkede emir demiri değil çeliği bile kesip biçiyor. Ankara’dan torpilli olduğu belirtilen firma, bu işi aynı hafriyat deposu ve bekar işçi kampı gibi bitirirse, AĞLA EREĞLİM AĞLA!
Şimdi yazımın ilk spotuna geleyim:
Bu şehrin milletvekili, kaymakamı, belediye başkanı, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri, çevrecileri yok mu?