KASTAMONU (AA) - ÖZGÜR ALANTOR - Fotoğrafçı ve yazar Erol Bektaş, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2023'te giren Türkiye'deki beş tarihi caminin tanıtımı amacıyla çalışma yürütüyor.
UNESCO'nun 2023'te Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde düzenlenen Dünya Miras Komitesi'nin Genişletilmiş 45. Oturumu'nda 'Anadolu'nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Direkli ve Kirişli Camileri' alanında Dünya Mirası Listesi'ne Türkiye'den beş cami dahil edildi.
Fotoğrafçı ve yazar Erol Bektaş, Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Eskişehir Sivrihisar Ulu Cami, Kastamonu Kasabaköy Mahmut Bey Camisi, Ankara Ahi Şerefeddin (Arslanhane) Camisi ve Afyonkarahisar Ulu Cami'yi gezerek fotoğraflarını çekti.
Camilerin tanıtımı amacıyla 'Dünyanın Beşibiryerdesi Projesi'ni hazırlayan Bektaş, bugüne kadar Ankara ve Afyonkarahisar'da fotoğraf sunumu ve panel düzenledi.
Önce Kastamonu, ardından farklı illerde de panel düzenleyecek olan Bektaş, AA muhabirine, 1972 yılından bu yana fotoğraf sanatıyla ilgilendiğini söyledi.
Uzun süredir mimari, arkeolojik alanlar ve sanat tarihi alanlarında fotoğraf çekimi yaptığını belirten Bektaş, '2023 yılında Türkiye'deki beş cami, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kabul edildi. Bunlar Orta Çağ'da Selçuklu ve beylikler döneminde yapılmış camiler. Hepsi de karakteristik olarak birbirine yakın. Ortak yönleri ahşap direkli ve ahşap taşıyıcılı olmaları.' diye konuştu.
- 'Bunlar bizim için bir kültür ansiklopedisi niteliğinde'
Geçen yıl bu camilerin fotoğraflarını çektiğini ve bir proje oluşturduğunu anlatan Bektaş, 'Fotoğraf sunumları yapıyoruz. Aynı zamanda bu camilerin insani, sağlık ve kültürel değerleri ile ilgili bilim insanlarının katıldığı paneller yapıyoruz. Camilerin karakteristik ve tarihsel özellikleri, ahşap direkli camilerin Orta Asya'dan bugüne kadar gelişim süreçlerinden bahsediyoruz.' ifadesini kullandı.
Camilerin inanç merkezi olduğu kadar kültürel varlıkları da oluşturduğunu vurgulayan Bektaş, 'Bunlar bizim için bir kültür ansiklopedisi niteliğinde. Mimarlık tarihi, sanat tarihi, estetik tarihi, Anadolu'nun tarihi, Türklerin Anadolu'ya yerleşim tarihi bu camilerde nakış nakış işlenmiş adeta. O nedenle bu eserlerdeki değerleri, bize bıraktığı mirası inceleyerek kendi tarihimizi, kendi varlığımızı anlamaya çalışıyoruz.' diye konuştu.
Bektaş, Dünya Mirası Listesi'ndeki camilerin fotoğraf çekiminin yaklaşık 6 ay sürdüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
'Her bir camide ilk etapta 3 gün çalıştım. Tekrar gittiğimde bir 3 gün daha çalıştım. Her fırsatta bu camilerde çekimlerimize devam ediyoruz. Öncelikle o caminin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. İlk gün fotoğraf çekmekten ziyade o eserin tarihi ve sanatsal kimliğini anlamaya çalışıyorum. Orada pek çok usta çalışmış. Eseri neden yapmış, neden öyle yapmış, rengi, çizgisi, dokusu, hangi ruhu, hangi duygu ve düşünceyi camiye nakşetmek üzere işlemleri yapmış, onu anlamaya çalışıyorum. Sadece bir mimari fotoğraf çekmek değil, o mimari yapıdaki her bir figürün, her bir eserin, her bir birimin yapılış amacını, bize hangi mesajları iletmek istediğini, o gün o çağdaki yaşam biçiminden bize neler aksettiğini anlamaya çalışıyorum.'
- 'Dünyanın Beşibiryerdesi' kitabı hazırlanıyor
Erol Bektaş, camilerin fotoğraflarını çekmeden önce onlarla ilgili hazırlanan bilimsel yazıları da okuduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
'Sadece fotoğraf sergileriyle yetinmeyeceğiz. Bu camilerle ilgili 'Dünyanın Beşibiryerdesi' adı altında kitap hazırlıyoruz. Sanıyorum bu camilere yakışır, prestij niteliğinde bir kitap olacak. Beş ayrı eserin dünyada tek örnek olarak kabul edildiği bu camileri, ülkemizin eşsiz değerlerini önce ülkemize, sonra dünyaya tanıtmak istiyorum. Bunlar dünyada örneği az bulunur eserler. Sadece Asya kökenli ülkelerde, İran'da ve Türkistan'da bunun örnekleri var ama bugün yaşayan en önemli örnekleri Türkiye'de. Bunu hem Türkiye'nin hem dünyanın tanıması gerekir. Bu eserler neden dünya kütüphanelerinde, müzelerinde bulunmasın.'