Günaydın dostlar,
Bizim kuşak iyi hatırlar…
Eskiden Kandilli’de Cumhuriyet Bayramı bir başka olurdu.
Sabahın erken saatlerinde okullar sıraya dizilir, öğrenciler ellerinde bayraklarla marşlar söylerdi.
İşçiler iş kıyafetleriyle korteje katılır, alın teriyle Cumhuriyeti selamlardı.
O zamanlar büyük bandolar yoktu,
ama okulun trampet ve borazan takımı vardı.
O çocuklar, yürekten çalarlardı o borazanları…
Sesleri dağlardan yankılanır, sanki “Yaşasın Cumhuriyet!” der gibi
Sanki bir senfoni orkestrası gibi, coşkuyla, inançla çalarlardı.
Bayram sadece Kandilli’nin değil, çevre köylerin de bayramıydı.
Neyren köyü okulu ve halki sabahın erkeninde yola düşer,
ellerinde bayraklarla meydandaki kutlamalara katılırdı.
Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla herkes bir olurdu;
meydan dolup taşar, yürekler tek ses olurdu.
Bayramdan sonra “Cumhuriyet balosu” yapılırdı.
O balolarda gençler kız arkadaşlarıyla dans eder,
mütevazı bir orkestranın çaldığı valslerle, tangolarla
dans edilir gözlerde umut, yüreklerde gurur dolardı.
Kimse kimseye üstünlük taslamaz,
elbiseye değil, insanın yüreğine bakılırdı.
Akşam olunca Fener alayıyla Kandilli ışığa bürünür havai fişekler atılırdı
Biz o günleri yaşadık, o coşkuyu hissettik.
Şimdi torunlarımız için anlatıyoruz; unutmasınlar diye…
Cumhuriyetin nasıl emekle, birlikle, yürekle yaşatıldığını.
Çünkü Cumhuriyet, sadece bir yönetim değil; emeğin, eşitliğin, bilimin ve onurun adıdır.
Yaşasın Cumhuriyet!
— Kandilli’nin emekçi emekli kuşağından selâmlar
Bugünlerde kıymetini daha iyi anlıyoruz .
Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet özgürlük, eşitlik, bağımsızlık, kardeşlik ve barış içinde yaşamaktır. Bizlere bu güzel ülkeyi ve Cumhuriyet'i armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarına selam olsun. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Selçuk Özen 29 Ekim 2025/Ankara





