İSTANBUL (AA) - MAŞALLAH DAĞ - İstanbul'da yaşayan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Berna Şeyda Arslan, agresif seyirli lenfoma tanısıyla başlayan zorlu tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşarak üniversite eğitimine yeniden başlamaya hazırlanıyor.
Şubat ayında sol göğsünde fark ettiği kitle nedeniyle doktora başvuran Arslan'a, biyopsi sonucunda 'T-hücreli lenfoblastik lenfoma' tanısı konuldu. PET/BT taramaları da hastalığın ileri evrede olduğunu ortaya koydu.
Yaşının genç ve genel sağlık durumunun iyi olması dolayısıyla yüksek doz kemoterapi uygulanan Arslan'ın tedavisine, 2 kürün ardından vücudundaki lenfoma odaklarının kaybolmasıyla 4 kür kemoterapiyle devam edildi. Haziran ayında ise otolog kök hücre nakli gerçekleştirildi.
Yaklaşık 2 ay süren kök hücre nakli sürecini başarıyla tamamlayan Arslan, taburcu edilerek poliklinik takibine alındı. Tedavi boyunca eğitimine ara vermek zorunda kalan Arslan, şimdi sağlığına kavuşmanın mutluluğuyla üniversiteye dönmeye hazırlanıyor.
- 'Mümkün olursa çift ana dal ya da yatay geçiş yapmayı düşünüyorum'
Berna Şeyda Arslan, hastalık sürecini ve yaşadığı zorlu günleri AA muhabirine değerlendirdi.
Arslan, hastalığını sol göğsünde fark ettiği kitleyle anladığını, durumu ailesiyle paylaştıktan bir gün sonra da doktora başvurduğunu söyledi.
Biyopsi sonucu lenfoma tanısı konulduğunu dile getiren Arslan, 'Başlarda çok kötü hissettim, çok zor geldi ama hastalığı benimsedim ve bu şekilde daha kolay geçti süreç.' dedi.
Arslan, süreci ailesi ve doktorunun desteğiyle atlattığını, yakın çevresinden aldığı bu moralin büyük güç verdiğini anlattı.
Tedavi sürecinde yaşam alışkanlıklarında önemli değişiklikler yaşadığını aktaran Arslan, 'Günlük hayatımda en çok dışarı çıkmam kısıtlandı, sonra yemek düzenim değişti. Çok sağlıksız besleniyordum, bu sefer sağlıklı beslenmek zorunda kaldım.' diye konuştu.
Arslan, üniversitede iç mimarlık bölümünde hazırlık sınıfında okuduğunu ancak hastalık nedeniyle eğitimine de ara vermek zorunda kaldığını belirterek, şunları kaydetti:
'Bu yıl yarım kalan eğitimime devam edeceğim. Her şeye baştan başlayacağım, mutluyum, heyecanlıyım okul için. Bölümümü yüksek puanla bitirmeyi hedefliyorum. Mümkün olursa çift ana dal ya da yatay geçiş yapmayı da düşünüyorum.'
- 'İyileşeceğinize inanın'
Tedavi sürecinde moral desteğin çok önemli olduğunu söyleyen Arslan, doktoruyla kurduğu ilişkinin kendisini motive ettiğini belirtti.
Arslan, benzer hastalıklarla mücadele eden gençlere de seslenerek, 'Ben yaşadım, biliyorum, motivasyonu kaybetmediğinizde süreç hızlı ve güzel geçiyor, iyileşeceğinize inanın.' mesajını verdi.
- 'Evre 4 olsa bile tedavi şansı yüksek'
Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Hematoloji Uzmanı Dr. Gökhan Özgür, Arslan'a konulan teşhisin ardından çok hızlı bir şekilde tedavi sürecine başladıklarını anlattı.
Özgür, tedavi süreciyle ilgili şu bilgileri verdi:
'Hastadan önce kök hücre topladık ve dondurduk. Dondurduktan sonra hastaya son bir kez daha, umarım son olur, o kemoterapiyi verdikten sonra dondurduğumuz kök hücreyi tekrar hastaya geri verdik. Sonraki süreçte bazı kan takipleri devam etti ve son olarak görüntüleme yöntemiyle vücutta tamamen artık lenfomanın yok olduğunu tekrar teyit ettik.'
T-lenfoblastik lenfomanın agresif seyirli bir hastalık olduğuna dikkati çeken Özgür, 'Genelde erişkinlerde 5 yıllık bir sağ kalım oranı verebiliyoruz bilimsel veri olarak. Yetişkinlerde yaklaşık yüzde 50 ila 60 civarında bir başarı oranımız var. Kemoterapilerin gelişmesi, bakım standartlarımızın gelişmesi bu tarz agresif lenfomalarda bile başarı şansımızı artırıyor.' şeklinde konuştu.
Özgür, lenfomada evre 4 tanısının hastalığın riskini artırdığını ancak diğer kanser türlerinden farklı olarak ileri evrelerde dahi sağ kalım oranlarının yüksek seyrettiğini belirtti.
Lenfomalarda evreden bağımsız olarak belirgin bir tedavi şansı bulunduğuna işaret eden Özgür, T-lenfoblastik lenfomada evre 4'te bile 5 yıllık sağ kalım oranının yaklaşık yüzde 50 seviyesinde olduğunu kaydetti.
- 'Hasta, hekimine güvenmişse başarı oranı çok daha artıyor'
Özgür, 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü dolayısıyla farkındalık çağrısında bulunarak, gençlerin kendi vücutlarını tanımalarının önemine değindi.
Özellikle koltuk altı, meme veya boyun bölgesinde fark edilen kitlelerin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Özgür, 'Son 6 ayda istemsiz yüzde 10'dan fazla kilo kaybı, yoğun gece terlemeleri, iştahsızlık ve nedeni açıklanamayan, 3 haftadan uzun süren ateş lenfomalara veya kanserlere ışık tutabiliyor. Bu bulgular ortaya çıktığında ihmal edilmeden profesyonel sağlık yardımı alınmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.
Özgür, lenfoma ve lösemi tedavilerinde son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini, hücresel ve hedefe yönelik tedavilerin standart kemoterapinin yerini almaya başladığını söyledi.
Tedavinin psikolojik boyutuna da dikkati çeken Özgür, sözlerini şöyle tamamladı:
'Hasta-hekim ilişkisi çok iyi olmalı, hastanın mutlaka hekimine güvenmesini istiyoruz. Yeterli bilgiyi verdiğiniz sürece hastaya hekim olarak, hastalar genelde olumlu cevap veriyorlar. Hasta lenfomayı yenebileceğini düşünüyorsa, buna inanmışsa, hekimine güvenmişse ve bu yolda adım atıyorsa başarı oranı çok daha artıyor.'