Öğretmene yönelik şiddette ve öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran uygulamalara karşı bir araya gelen 5 sendika Çaycuma Atatürk İlkokulu önünde basın açıklaması yaptı.
Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitim Sen, Eğitim-İş, Eğitim-Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcilikleri tarafından yapılan basın açıklamasında, "Üzülerek belirtmek isteriz ki eğitim öğretim yılının başladığı bu günlerde Çaycuma’da da öğretmenlerimize yönelik şiddet olayları ve öğretmenlerimizin moral ve motivasyonu düşüren durumlar yaşanmaktadır." denildi.
Farklı okullardan öğretmenlerin katıldığı basın açıklamasına veli ve öğrenciler de destek verdi.
"Öğretmeni koruyan kanun istiyoruz!, Öğretmene şiddeti durdurun!, Öğretmene şiddete hayır!" sloganların atıldığı basın açıklamasında sendikalar adına ortak basın metnini okuyan Hürriyetçi Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi Bülent Özcan şunları söyledi: "Bugün burada, okullarımızın en temel görevi olan eğitim-öğretim ortamını zehirleyen bir kangrenle yüzleşmek için toplandık: Öğretmene yönelik şiddet ve okullardaki güvenlik sorunları.
Ne yazık ki, 2025-2026 eğitim-öğretim yılına girerken, bu utanç verici tabloyu değiştirecek somut adımlar atılmadan yeni bir yıla başlamak zorunda kalıyoruz. Eğitim emekçileri olarak, geleceğimizi şekillendiren çocuklarımızı, gençlerimizi yetiştirirken kendimizi güvende hissetmek en temel hakkımızdır. Ancak son yıllarda artan şiddet olayları, bu hakkı sistematik bir şekilde gasp etmektedir.
Öğretmenlere yönelik şiddet gün geçtikçe artıyor ve yaygınlaşıyor. Hatırlayalım ki, 2024-2025 eğitim yılında Türkiye genelinde öğretmen cinayetlerine varan vahim olaylar yaşandı. İstanbul Eyüpsultan'da bir lise müdürü, öğrencisi tarafından silahla öldürüldü; Manisa'da bir veli okul müdürüne silahlı saldırıda bulundu; Diyarbakır Çınar'da öğretmenler kesici aletlerle darp edildi; Kocaeli'nde bir ana sınıfı öğretmeni veli tartışması sonrası beyin kanaması geçirdi. Üzülerek belirtmek isteriz ki eğitim öğretim yılının başladığı bu günlerde Çaycuma’da da öğretmenlerimize yönelik şiddet olayları ve öğretmenlerimizin moral ve motivasyonu düşüren durumlar yaşanmaktadır.
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ İTİBARSIZLAŞTIRAN UYGULAMALARLA ÖĞRETMENLER HEDEF HALİNE GELİYOR
Yaşananlar tesadüf değil, sistematik bir sorunun yansımasıdır. Şiddet fiillerine ve faillerine ilişkin ciddi bir “cezasızlık” algısının oluşması şiddet olaylarının artmasına neden olmaktadır. Toplumda şiddetin olağanlaşması okullara sıçramış durumdadır. Yapılan araştırmalar ve anketler okullardaki akran zorbalığı ve psikolojik destek eksikliğinin şiddeti körüklediğini ortaya koymaktadır. Türk Psikologlar Derneği'ne göre, sosyal ve duygusal eğitim programlarının yetersizliği, öğretmenlerin şiddet yönetimi eğitiminden yoksun bırakılması ve yetkililerin vakaları ciddiye almaması, bu döngüyü beslemektedir. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran uygulamalar sonucu veliler CİMER gibi araçları sopaya dönüştürerek öğretmenleri hedef gösteriyor. Sonuç? Okullarımız, güvenli limanlar olmaktan çıkıp tehlike sahasına dönüşüyor.
Peki, bu vahim tabloya sessiz mi kalacağız? Tabi ki hayır! Öğretmenlere karşı şiddet, caydırıcı cezaların olmamasından dolayı artmaktadır. Eğitim emekçileri olarak, acil ve köklü çözümler talep ediyoruz. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye, eğitimin gerçek bileşenlerinin sözünü dikkati almaya ve gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Öğretmeni koruyan bir kanun istiyoruz. Okullarda güvenlik personeli istihdam edilmeli, giriş-çıkış kontrolleri sıkılaştırılmalı ve ziyaretçi kayıtları zorunlu hale getirilmelidir. Yüksek riskli okullarda metal dedektörleri ve acil müdahale ekipleri devreye sokulmalıdır. Rehberlik servisleri güçlendirilmeli; veli, öğrenci ve öğretmenlere yönelik sosyal-duygusal eğitimler zorunlu kılınmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, "Okullarda Şiddetin Önlenmesi" genelgesini somut eylem planlarına dönüştürmeli, akran zorbalığı ve siber şiddet eğitimleri müfredata entegre etmelidir. Sınıf mevcutları 30'un altına indirilmeli; her okulda yeterli rehber öğretmen bulundurulmalıdır. Şiddet mağduru eğitimciler için hızlı psikolojik destek mekanizmaları kurulmalıdır.
Okullarımız şiddetin değil, sevgi ve bilginin yuvası olmalıdır. Hep birlikte, güvenli okullar için birleşelim! Şiddete karşı durmak, geleceğimizi korumaktır. Bir araya gelen sendikalar olarak şiddete hayır diyoruz! Şiddete uğrayan eğitim emekçilerinin yanındayız!"
