Bir toplumu  toplum yapmasında rolü büyük olan, onu besleyen damarlarıdır gelenekler. Binlerce yıl önce kök salmışlıkları vardır, onun  için  kolay, kolay bırakılamazlar. Neden mi, çünkü beraber yaşanmışlıklar vardır, sevinçler, göz yaşları, özel günler, mutluluklar, zaferler, vardır. İşte bunlara geçmişimiz, tarih diyoruz. Sevinçlerimizi bayram, hüzünlerimizi yas ilan etmişiz. Bizi hep birlikte bir arada tutan, değerlerimizdir  bunlar.
Eğer bir toplumu, örf, adet, geleneklerinden mahrum bırakır ve yahut değiştirmeye kalkarsanız, hatta baskı yaparsanız, onlar sizin istediğiniz kalıba girmede zorlanırlar, toplumu sosyolojik ve psikolojik olarak yıkıma uğratırsınız, mutlu bir toplum olmaktan  da,  çıkarırsınız.
Bu  yazı dizimde yaklaşan kurban bayramında, adetlerimizi hatırlatmak istedim. Büyüklerimizi, mezarlarımızı ziyaret edelim istiyorum. Yanımızda çocuklarımızı da getirirsek, onlarda bu adetlerimizi kendi çocuklarına aktaracaklardır, buna inanıyorum.
Bizim kuşak bayramlarda, ilkönce anne babasının elini öper sonra, hep beraber büyükleri ziyaret ederdik. Sırasıyla komşularının kapılarını çalar her kesin elini öperdik. Görmediklerimizi görür, sohbetlerde zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık.  Çok şükür bu alışkanlığımız devam ediyor.
Elimiz kolumuz şeker ve bozuk paralar, mendillere dolardı. Bu bir dilencilik değildir. Sadece hatırlanmanın verdiği sevincin karşılığı hediyelerdir. Nasıl ki özel günlerde sevdiklerinize  hediye  verir gibi, bütün çocuklar bizim. Bayramlarda küslükler biter, yerini tatlı sohbetlere bırakır, hatırlar sorulur, eksikler tamamlanır.
Bayramlarda  bu coşkunun bir göstergesi olarak evlerimize bayraklarımızı assak, kapımız hep insanlara açık  tutsak. Milli bayramlarımızda törenlere çocuklarımızla beraber katılıp, sevincimizi beraber paylaşsak, orada iki dostla selamlaşsak, milli değerlerimizin kaybolmasına fırsat vermeyelim istiyorum.
Bayramlar çalışanlar için bir tatil gibi görünebiliyor. Eğer mevsim yaz ise, hemen memleket  değiştirilip  yazlığa  gidiliyor,  tabii ki  tercih meselesidir.  Ama, en azından birinci gününü büyüklerinizle geçirmek gerektiğine inanıyorum. Çünkü tatil dönüşünde belki de büyüklerinizle   geçiremediğiniz  son  bayram olabilir. Keşkeler olmasın hayatımızda.
Geçlerimiz, büyükleri ziyaret yerine, cep telefonları ile mesaj çekerek, görevini yaptıklarını sanıyorlar, oysa o büyüğünüz sizin sesinizi duymak ister, iki tatlı söz söyleseniz, onun için en büyük hediyedir. Teknolojiden  faydalanırken  kırıcı olmamak lazım.
Bu vesile ile herkesin kurban bayramını en içten duygularımla kutluyorum, her şey gönlünüzce olsun, nice bayramlarda görüşmek üzere.