AKP iktidara geldiğinden bu yana ülke ekonomisine büyük katkılar yapan kamu kurum ve kuruluşların satılmasını seyrettik.

Bilim yuvaları üniversiteler yeniden dizayn edildi. Bilim adamlarından ses seda çıkmadı.
Ulusal eğitimde geriye gidiş hızlı bir sürece girdi. 4+4+4 Eğitim sistemiyle başta kızlar olmak üzere çocukların okutulmaması amaçlandı.
Ülke hem eğitim, hem ekonomik hem de siyasi yok oluş sürecine girdi. Ülke gün geçtikçe paramparça haline getiriliyor. Türkiye’nin sesi çok cılız çıkıyor. Sesi çıkan, itiraz eden,  ülkesini seven yurtseverler, aydınlar,  gazeteciler suçlarını bilmeden cezalandırılıyor. Yine büyük bir ses yok.

Türkiye hızla tehlikeli bir döneme gidiyor. Ayrışma süreci hızlandırılıyor. Türk-Kürt ayrışması her mahallede, her sokakta hissedilmeye başladı. Birbirimize selam vermez hale geldik. Aynı kahvelerde bile oturmamaya başladık, Yakında aynı camide bile saf tutamaz hale geliriz. 
12 Eylül Anayasası’nı değiştirmeyen AKP, sözde yeni bir Anayasa değişikliğine gidiyor. Mecliste göstermelik kurulan Anayasa Komisyonunda muhalefetin sesi bile çıkmıyor, adam yerine konulmuyor. Komisyonlarda muhalefet adeta kukla muamelesi görüyor.

Anayasa değişikliği ile Başkanlık sistemi de tartışılıyor. Demokrasilerde Kuvvetler ayrılığını sağlayan kurumlar Danıştay, Yargıtay ve Askeri Yargıtay ortadan kaldırılmak isteniyor. Bunların yerine Temyiz Mahkemeleri getirilmek isteniyor. Böylece, padişahlara bile verilmeyen yetkiler  ‘’Tek adam’’ olan BAŞKAN’a verilmek isteniyor. O zaman ESAD’dan ne farkın olacak

**

Bakınız, dünyanın gözü önünde hukuk katlediliyor. Hasdal ve Silivri kamplarında neler oluyor.  ‘’Ergenekon’’ ve  ‘’Balyoz’’ ile benzeri davalarda hukuk guguk oldu. Hukukun H’si bile kalmadı…Bırakın bunu insanlar bile bile ölüme mahkum ediliyor. Sağlıkları bozulanlara hastane bile çok görülüyor. Suçunu bilmeden kaç kişi yaşamını yitirdi. 
 
İktidar 10 yılda ne söylediyse hep tersi oldu. Hep inkar yoluna gidildi. İmralı sakini için (Cezası belli, cezasını sonuna kadar çekecek) diyorlar ya demek ki tersi olacak.
Yakın bir zamanda ev gözetimine çıkar. Sonra partinin başına geçer 5-6 yıl içinde de Meclise girer. İdari yapı değişir eyaletler kurulur. Eyaletler arasında vize de konulur…

Ses çıkmaz ise elbette bunlarda olur. Türkiye’de bunlar yaşanırken muhalefet neyle uğraşıyor bilen var mı? Aslında herkes biliyor da.. Lafın gelişi söyledim… Muhalefet, (Mecliste elimizden geldiğince muhalefetlik görevimizi yapıyoruz. Ancak gazeteler, televizyonlar, onların elinde, bizim sesimizi dile getirecek medya yok) diyorlar. Geçin bunları…
Hey CHP, Türkiye dönülmez karanlık bir yola girdi. Bunda sizin de sessiz kalanların da payı var. 
Haydi CHP, silkin tatlı uykudan uyan Sine-i millete dön. Vatandaşa önderlik yap. Şu anda senden başka liderlik yapacak güç de yok.  Vatandaş lider görmek istiyor.


ÖLÜ OZANLAR GİBİ

Ölü ozanlar gibi ülkemin suskunluğu
Yunus gibi
Nazım gibi
Kerem gibi yanalım
Köroğlu, Pir Sultan olalım
Ölü ozanlar gibi ülkemin suskunluğu
Ne bu ölü (m) sessizliği!
Gelin Uğur Mumcu, Abdi İpekçi,
Çetin Emeç olalım
Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Tuncay Özkan olalım
Mahir olalım
Deniz olalım
Ulaş olalım
                               (03.02.2013 - Kdz. Ereğli-FC)