Dünya’da aynı işyerinde iş kazası sonucu hayatını yitirenlerin mezarlığı yapılmış olsa idi,sanırım en büyüğü Türkiye’de Zonguldak Maden Kenti’nde olurdu.

 

Zonguldak iline İstanbul yönünden geldiğinizde 5 bine yakın madenci şehidinin adı yıllara göre anıt üstünde yazılarak sizi selamlamaktadır.Yer altının binlerce metre altında göçük ya da kör bacalarda biriken metan gazının orasına veya burasına dokunmakla GRİZU Patlaması sonucu hayatını yitirenler Anıtta yerlerini almışlardır.Bir kentin varoluşunun nedeni Ülkenin  Ekonomik Kalkınmasının temel taşı  yüzde 100 koklaşabilir taşkömürünü çıkarmak için çalışır iken hayatlarını yitiren  maden işçileri,sizi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyor.Anıtı gerçekleştirenleri kutluyor,maden işçilerini saygıyla anıyorum.

 

Zonguldak yöresinde “Kör Bacaya Girme” diye bir söz deyim olmuştur.Şöyle der kıdemli ve emekli madenci işçileri” Girme kör bacaya, sonra karı gider Kocaya”

 

Zonguldak Maden kentinin acı sorunları yıllarca devam etmiş, maden işçisinin ensesinde ölüm acımasızca kendisini hissettirmiştir.Ocak’tan yeryüzüne çıkan her maden işçisine “GEÇMİŞ OLSUN” denir.

Diğer illerden İl Kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilenler veya özel sektör işyerlerinde çalışmak için gelenler kısa sürede maden işçisiyle birlikte maden havzasının sorunlarını da solumaya başlar. Ben de 1978-2008 tarihleri arasında bunlardan biri oldum.

Bölgede İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda en büyük sorun Maden işyerlerinde gerçekleşmekte ve haftada  bir ya da birkaç maden işçisinin ölümü,ya da her gün onlarca işçinin yaralanması ile sonuçlanan iş kazalarını öğreniyorsunuz.Çalışma Hayatını düzenleyen Bakanlığın Bölge Müdürü olarak acının beşiğinde yaşıyorsunuz.Kanıksamıyorsunuz ,isyan ediyorsunuz.

 

Grizu Patlaması,Göçükte kalan,yanan işçiler,kurtarma ekipleri,tek yolu bulunan şehir merkezinden geçen hastanelere ulaşmaya çalışan ambulansların siren sesleri içinizi acıtır.Geride kalan gözü yaşlı analar,babalar,sevgililer,eşler ve yetim kalan çocuklar..

 

Olayın büyüklüğüne göre yani ölen işçi sayısına göre Ankara’dan kente gelenlerin makam ve sayıları da orantılı olarak değişir.Cumhurbaşkanı,Başbakanlar,Bakanlar, Milletvekilleri ve Sendika Başkanları  daha bir çokları maden havzasına gelirler, giderler…Demeçler verilir,Politik vaatler,belki uyarılar veya ilk derece sorumluların görev yerlerinin değişiklikleri,sürgün gibi yönetsel kararlar alınır.

 

Mart Ayı Zonguldak Maden işçisi için Yas ayı olarak bilinir..Bu yıl da maden şehitleri anıldı.TTK Armutçuk Müessesesinde 7.Mart.1983 tarihinde 103 Maden işçisinin Grizu Patlaması ve 3.Mart.1992 tarihinde TTK Kozlu Müessesesi Ocaklarında  263 maden işçisinin ölümü ile sonuçlanan Grizu  ve  Kömür Tozu patlaması olaylarını birebir yaşadım.Türk Madencilik tarihine 3.Mart kara bir gün olarak geçmiştir. 

Önce Armutçuk Ocaklarında neler yaşadım.Anlatmaya çalışayım.Giruzu Patlaması sonucu hayatını yitiren 103 maden işçisinin Armutçuk Hastane bahçesinde sıra sıra Türk bayrağına sarılı tabutlarını gördüğümde evimdeki  babamın ölümü ile yaşadığım ilk acıyı hatırladım.Kadınların,çocukların.genç erkek ve kızların koşuşturmalarını  izledim.Çığlıkları halen duyar gibiyim.

O tarihe kadar bugünkü unvanıyla TTK Armutçuk Müessesesi Müdürlüğü.EKİ Armutçuk Müdürlüğü idi.Tüm havzada açılan her yeni pano, yeni bir işyeri olarak Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne bildiriliyor ve tescil ettiriliyordu.Böylece Bölge Çalışma Müdürlüğü kayıtlarında yüzlerce işyeri görünüyordu.Bu durum Dikkat çekici hukuken irdelenmesi gerekli bir konu idi. Bununla ilgili İş Yasasına göre işveren, işyeri tanımlarını yaparak yola çıkmak gerekiyordu.

Armutçuk’ta  30 yıl öncesi 7.Mart.1983’de meydana gelen İş Kazası da Pano’da meydana geldi.Bu Pano’da İş Sağlığı ve Güvenliği konuları ile ilgili İş Müfettişleri denetimlerini kısa süre öncesi yapmışlar ve 12 madde halinde noksanlar tespit edilmişti.Yasal Prosedüre göre İş Müfettişlerinin Denetim Raporlarının sonuçlarını yerine getirilmesi için İşverene tebliğ edilmesi gerekmekte idi.Buna göre Rapor sonucu işverene tebliğ edildi.Ancak ne cevap verildi biliyor musunuz?...İşverenin iki satırlık cevabı ”Söz konusu işyeri panomuzu kapattık.

İş Yasa’larına göre işveren beyanları ile sorumlu ve bağlı bulunmaktadır.Böylece Bölge Müdürlüğü  işveren beyanına göre ayrı tescil numarası ile kayıtlı Pano işyerini Kanun Kapsamından çıkartılması gerekmiştir..Kanun Kapsamından çıkarılan  Pano’da aradan bir ay geçmeden İş Müfettişlerinin tespit ettiği noksanlara dayalı GRİZU PATLAMASI oldu.103 maden işçisi hayatını yitirdi.Arkasında Dul kalan kadınlar, nişanlılar, sevgililer  ve çocukları bıraktılar.

Ulusal Basın Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinin birinci sayfalarında olayla ilgili Çalışma Bakanlığı sorumlu tutuluyordu.İş Müfettişlerince gerekli denetim yapılmış olsa idi.İş kazası olmayacaktı.Yukarıda sunmaya çalıştığım gerçekler karşısında acaba olaylardan kimler sorumlu idiler.İşveren “işyerini kapattım.”diyor ise artık ilgili dairesince öyle bir işyeri yoktur.Kaldı ki Bölge Müdürlüğü görevini yapmış,iş müfettişlerinin denetim sonuçlarını işverene tebliğ etmişti.

Kozlu’da  3.Mart.1992 Grizu  ve Kömür Tozu Patlaması sonucu 263 maden işçisinin ölümü ve sonrasında yaşananlar da acılar getirdi.Sosyal sorunlar devasa boyutlarda Zonguldak ve ilçelerinde yaşandı.Evimin bulunduğu sokakta iki kadının çocukları ile birlikte yaşadıklarını hiç unutamam.Aylarca psikolojik tedavi gördüler.Aile yakınlarının desteği ile yaşadılar.

 

Gerek Armutçuk gerekse Kozlu iş kazası sonucu Ülke çapında yardım kampanyaları başlatıldı.Hürriyet gazetesi daha birçok kuruluş yardım için öncü oldular.Banka hesap numaralarında toplanan paraların şehit maden işçilerinin ailelerine dağıtımı Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası hükümlerine göre  yapıldı.

Yardım kampanyalarının sonucunda biriken yardımların birinci derecede hak sahiplerine dağıtımında 1983 yılında yaşadıklarımdan bir örnek vermek istiyorum.Dağıtım Komisyonunda görevli idim. İşçi yakınları özellikle baba’lar para almak için Amelebirliği’nin Zonguldak Nizam Caddesindeki binasına gelirler.Birinci derecede hak sahibi maden işçisinin eş veya reşit çocukları görünmezler.Daha açıkçası gelinin bu işlerden anlamayacağı görüşüyle kayınpeder dul eşi getirmez.Verilecek paranın kendisine verilmesini ister.Ancak biz Komisyon olarak böyle bir uygulamanın olamayacağını bildirince ortalık karışır...Tabii bundan sonraki gürültüleri siz düşünün.

Para hak sahibine verilmeli idi.Para yardımının Devlet Bankalarından  birinde açılacak hesap numarasına yatırılması biçiminde olmasını sağladık.Daha sonrasını izlemek mümkün olamadı.Acaba bankalara yatırılan paralar baskılarla çekilip kayınpederlere verildi mi?Bilemeyiz..     

Yasalar değişir.Yeni Yönetmelikler yürürlüğe girer.Ama iş kazaları devam eder.Yürekler yanar.Dul kalan kadınlar ve yetim kalan çocukların sorunları bitmez.

Hiçbir dönem kalıcı ve önleyici çözümler üretilemez.TTK Maden işyerlerinde hayatlarını yitiren maden işçilerimizin geride bıraktıklarının Sosyal Güvenlik ve Amele Birliği’nin sağladığı olanaklar insanların gelecekleri için Nedir ? Ne olmalıdır ? Bunlar tartışılmalıdır.

Ya Maden’de taşoran işyerlerinde çalışan işçilerin geride bıraktıkları ne durumdalar.Önce Yöneticilerin reklama dayalı ilgileri.Sonra Unutulanlar..  

Havzada son yıllarda taşoranlaşma sonucu Maden işyerlerinde de sıkça toplu ölümler yaşanmaktadır.Karadon’da 2010 yılında 30, Kozlu’da 2013 yılının hemen ilk aylarında 8 işçinin ölümü Taşoran sözleşmesi ile oluşan işyerlerinde olmuştur.

Maden işyerlerinde taşoranlaşmaya karşıyım.Son 4857 Sayılı İş Yasasının 2.maddesinin 7.fıkrasının  tanımladığı  “ ……işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ….” Alt işveren olacağına göre maden ocaklarında lağım süren işçilerin yaptıkları işin uzmanlık yönünü sorgulamak  gerekir.Ayrıca işveren Taşoranların  inşaat sektörü işkolunda faaliyet gösterdiklerini öğrendiğimizde maden ocaklarında işleri ne olabilir? diye sormak geliyor insanın içinden... 

Havzada uzak ve yakın tarihli toplu maden işçisini kaybettiğimiz iş kazalarını özetle anımsar iken UNUTULANLAR’ın sorunlarını Gündem’e taşımak isteyen TMMOB İKK  KADIN ÇALIŞTAY’ ını kutlamak istiyorum.Kim bu UNUTULANLAR.Şehit Maden işçilerinin dul kalan eş ve çocukları..

Hepimizin tanıdığı çevre olgusunu Zonguldak’la tanıştıran İl Çevre Müdürü şimdi Bakanlık Müşaviri  Kimya Mühendisi Nazmiye Uzun,Maden Mühendisi  Emine Uzun,Dr. Maden Mühendisi Ayşen  Yavuzdoğan  ve Maden Mühendisi Şükran Uzun’un  başlattıkları 2012 yılı Kömür Kongresine yetiştirme amaçlı kadın ve çocuklara ulaşmak istemleri, psikolojik destek anlayışları önemli bir girişim ve örnek alınacak bir çalışma olarak görülmesi gerekmektedir. Geçtiğimiz Hafta İstanbul’dan bir grup bayan maddi destek sağlamak üzere  bu işçi yakınları ile görüşmek için Zonguldak kentimize geldiler.Üç gün kapı kapı dolaştılar.İncitmeden yardımlarını ulaştırdılar..

Ayrıca Kızılay’dan Eğiticilerin Eğitim Seminerine Katılan adı geçenler Zonguldak’ta Afet Zararlarını Azaltma Projesi kapsamında bir dizi eğitim vermekteler.Bu çalışmada da Kimya Mühendisi Nazmiye UZUN başkanlık yapmaktadır.Geçtiğimiz yıl Muhtarlar,Öğretmenler ve Din Görevlileri olmak üzere  1289 kişi eğitildi.Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiler..Daha sonra yardım etmek isteyenler, bu dört güzel insana ulaşmaya çalıştılar.Çalışmalar devam ediyor.İlçe ilçe dolaşıyorlar…Geçtiğimiz Salı günü Alaplı ve Kdz Ereğli de eğitim verdiler.Yine 3-4-5 Nisan günleri Kdz Ereğli’de çalışmalarını sürdürecekler..

Ama en önemlisi Şehit Maden işçilerinin geride kalan UNUTULAN  Dul eş ve çocuklarının sorunlarını çözmek için gösterdikleri özverili çabalardır.Bu çalışmalar il dışında da ilgiyle izlenmektedir..

İstenmeyen ölümlü iş kazaları ister TTK Ocaklarında veya ister taşoran işyerlerinde olsun.Nerede olursa olsun maden işçisi  yakınlarının Unutulmaması amaç olmalıdır.Onların her dönem başvurabilecekleri bir Danışmanlık Biriminin kurulması gerektiği inancındayım. Böylesi bir Danışmanlık Birimi Genel Maden İşçileri Sendikası veya ilk Sosyal Güvenlik Kuruluşumuz Amele Birliği bünyesinde oluşturulabilinir.Ölen maden şehitlerini anmakla olmuyor.Daha sonra yaşama tutunma savaşı veren geride kalanlar için Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp ALABAŞ’a görev düşüyor.Madenci madenciye emanet deniliyor.Ya geride kalanlar..

 

Sevgiyle,Sağlıklı Kalınız. 

 

[email protected]