Geçtiğimiz hafta 4-10 Mayıs tarihleri arası  “ İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” idi.Dünyada ilk olarak 1987 yılında Ülkemizde gerçekleştirilen Hafta, 10 Bölge Müdürlüğünden  biri olarak Zonguldak Bölgesinde de merkez ve ilçelerinde (Karabük ve Bartın il olmadan)bir dizi etkinliklerle gerçekleştirilmiş idi.Daha sonra Ülkemizde tüm illeri kapsayacak biçimde Hafta çalışmaları yaygınlaştırıldı.Bölge Müdürlüklerinin olmadığı illerde dahi Sosyal Sigortalar Kurumu veya Türkiye İş Kurumu Müdürlükleri konunun taraflarıyla birlikte programlar düzenler oldular.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerinin İş Sağlığı ve Güvenliği sorunlarını tartışmak, bilgi ve deneyimlerini  aktarmak için yurdun her bir köşesine  koşup gittiklerini Bakanlık arşivlerinden öğrenebilirsiniz.Bölgemizde de bu haftanın adına uyarlı en etkin biçimde işçi ve işverenlerimize ulaştırılması için çaba gösterilmiştir.Üniversiteler,TTK Genel Müdürlüğünün İş Güvenliği Eğitim Daire Başkanlığı,Havzanın tek Genel Merkezi Zonguldak’ta kurulu Genel Maden İşçileri Sendikası,ERDEMİR Teknik Emniyet Müdürlüğü,  KARDEMİR Teknik Emniyet Müdürlüklerinin ve konuyla ilgili daha birçoklarının katkılarıyla önemli mesajlar alındı.Mesajlar verildi.Seminerler düzenlendi.Sergiler açıldı.Resim,kompozisyon,slogan ve şiir dallarında lise düzeyinde yarışmalar yapıldı.Yıllarca Zonguldak Anadolu Kız Meslek Lisesi öğrencileri Resim Dalında Türkiye birincisi oldu. Bu çocuklar maden işçilerimizin çocukları idi.Sorunlar en ince detayı ile irdelendi.Kamuoyu bilinci, sağlanmaya çalışılmıştı.Bize göre bu bilinç, Havzada gerçekleştirilmeye başlanmıştı.Ancak, bu çabalar 2006 yılına kadar sürdürüldü.Daha sonra ne oldu? Bilinmeyen nedenlerle  Hafta, afişlerle hatırlanılmak istenildi.

 

Bu yıl da yazılı ve görsel basından izlemeye çalıştım.İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası ile ilgili hiçbir bilgiye ulaşamadım.Ancak iş sağlığı ve güvenliği sorunları,can kayıplı iş kazaları tüm hızıyla gündemden düşmemektedir.Her geçen gün, bir iş kazası..Hayatını kaybeden işçi sayısı 10’unun altında olmaması iç acıtıyor.Yaralı sayısı ise bir o kadar  fazla..Bunlar basına ulaşan olaylar..Bir de kayıt dışı iş kazalarını düşünür isek, acımasızlığın insani boyutunu görmek mümkündür..diyorum.

Geçen yıl yakın başlıkla İş Sağlığı ve Güvenliği sorunları ile ilgili yazımızı, istatistiki  verilerle  irdelemiş ve birkaç öneri ile sonlandırmıştık.Ne yazık ki,Ülkemiz iş kazalarında Avrupa ve Dünya’da ilk sıralamada, ölümlü iş kazalarında da Avrupa’da birinci Dünya’da 3.cü sırada yer almaktadır.

Dünya’da yaşanan ciddi sorunlar ve önlenemeyen iş sağlığı ve güvenliği konuları Çalışma Yaşamının 2011 yılının Gündemini oluşturmuş,yasama yılı içinde kamu özel çalışanları ayırmaksızın yeni ve tek İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının yürürlüğe konulacağı söylenmişti

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğini yaptığı ILO,Uluslar arası Çalışma Örgütü ve ISSA,Uluslararası Sosyal Güvenlik Kuruluşları Birliğinin desteği ile düzenlenen 19.Dünya İş Sağlığı ve Güvenlik Kongresi ve Fuarı Açılış konuşmalarında yetkililer Yasa Tasarısının çalışma hayatına kazındırılacağını belirttiler.Ancak 2011 yılında Yasa Tasarısı, TBMM’ne gönderilemedi.Çünkü Bakanlar Kurulu imzası bir türlü tamamlanamadı. Ne yazık ki,İstanbul Esenyurt’ta Marmara Park  alışveriş merkezi inşaatı şantiyesinde 11 işçinin yanarak hayatını yitirmesi karşısında imzalar 17.03.2012 tarihinde tamamlandığını öğrendik.Şimdi TBMM’nin ilgili komisyonlarında Yasa Tasarısı görüşülüyor.Mesleki Kuruluşlar,Konfederasyonlar,Sendikalar ve diğer ilgili kuruluşlar görüşlerini açıklıyorlar. “Yasa Tasarısından sonuç Alınamaz.”görüşü ağır basıyor.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23.maddesinde “Herkesin kendi özgür seçimiyle belirlediği işyerinde, adil ve elverişli çalışma koşullarında Çalışma Hakkı vardır.”denilmektedir.

Anayasa’nın değiştirilmez ise 18,49,50,51,52,53,54,55,56,60,61,62 ve 173.maddeleri Çalışma Hayatı,dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliği konularıyla ilgili hükümler getirmiştir.Yine İş Yasaları İş Sağlığı ve Güvenliği konusuna geniş yer vermiş,çok sayıda tüzük ve yönetmelikler yürürlüğe konulmuştu.Yapılan çalışmalara,onlarca yasal düzenlemeye karşın iş kazaları ve meslek hastalıkları can almaya ve sakat bırakmaya devam etmektedir.Bir istatistiki veriye göre Ülkemizde her gün 176 iş kazası olmakta,3 işçi hayatını yitirmekte ve 5 işçi de iş göremez durumda kalmaktadır.

Balıkesir Dursunbey maden ocağında 13 işçi, Bursa Devecikonağı’nda 19 maden işçisi,Zonguldak Karadon’da 30 maden işçisi,Şebinkarahisar maden işçileri,Tuzla’da tersane işçileri,Ankara OSTİM’de ,Adana,Kahramanmaraş, Erzurum ve daha bir çok yerde toplu ölümlü iş kazaları,konunun hangi boyutlarda olduğunu göstermektedir.

 

Bilindiği üzere Sanayileşmesini tamamlamamış ,Yasa ve Denetim sistematiğinin gelişmediği Ülkelerde sorun devam etmektedir.Özelleştirme,sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma çalışmaları eğitimsiz kayıt dışı işçi çalıştırmalar dolayısıyla iş kazalarını da arttırmaktadır.

 

Öte yandan Ülkemizde Yasal düzenlemeler trafiğini yaşamaktayız.Bir Yasa yürürlüğe girmeden aynı konuda bir başka Yasa getiriliyor…

 

4857 Sayılı İş Yasası 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe konulduğunda konuyla ilgili 50’ye  yakın Yönetmelik ve 5 tebliğ çıkarıldı.İş Yasası’nın 5.Bölüm 78.maddesinin ”Sağlık ve güvenlik tüzük ve yönetmelikleri” başlıklı madde hükmü, tüzük ve yönetmeliklerin sırasıyla  çıkarılmasını emrettiği için, yayınlanan Yönetmelikler tüzük çıkarılmadan yayınlandığı, bir başka ifadeyle kanun yapma tekniğine  uygun olmaması nedeniyle Yargıya taşındı.

 

Danıştay 10.Dairesinin 2004/1942 Esasa Sayılı Dosyasında “İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği”nin iptal Kararı.

Danıştay 1.Dairesinin 2005/1187 Esas,2006/ 174 sayılı Kararı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü Taslağının Başbakanlığa iade eden Kararı,

Danıştay 10 Dairesinin 2004/6075 Esas,2006/ 2159 sayılı “İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” in iptali Kararlarına karşın, Yasa Koyucu 15.05.2008 tarihli 5763 Sayılı Yasa ile 4857 Sayılı İş Yasasının 78.maddesini madde başlığı ile birlikte içeriğini de değiştirmiştir.Yargı kararları yok sayılmıştır.

 

İş Yasasının 78.maddesindeki değişikliklerle Ağır ve Tehlikeli İşler kapsamındaki işyerlerinin kurulmadan önce plan ve proje düzeyinde incelenerek  Kurma İzni,kurulduktan sonra İşletme Belgesi alma zorunluluğunun kaldırılması işin başında işçilerin sağlıksız ve güvenliksiz ortamda  işe başlamaları demektir.Yasa hükmü değiştirilmemeli idi.

 

Uygulamada birçok işyerinin olası sorunlarının plan ve proje üzerinde yapılan denetimle çözümlendiğini yaşadık.Teknik İş Müfettişlerinin denetimi ile bir çok sorun işe başlamadan çözümlenmiştir.İşletme Belgesi de aynı düzeyde işçi ve işverenler için önemli “İş Güvenliği Güvence Belgesi” niteliğini taşımakta idi.İşyerlerinde yapılacak değişiklikler için de Kısmi İşletme Belgesi alma zorunluluğu,işverenler aleyhine değil aksine güvenlikli ortamda üretim yapma olanaklarının sağlanması amaçlı idi.  

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği,İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Eğitimleri Hakkında Yönetmelik,İşyeri Hekimlerinin Görev,Yetki,Sorumlulukları ile Eğitimleri Hakkında Yönetmelik değiştirilerek yeniden düzenlendi.Ancak bu düzenlemeler de sorunlara çözüm getirmemektedir.

 

Yargı Kararlarının yok sayıldığı anlayışın sonucu birtakım yasal değişiklikler , iş ortamlarını olumsuz yönde etkilemektedir.Çalışma ortamının ve üretim modellerinin yetersiz ve olumsuz koşulları çalışanların en temel hakkı olan sağlıklı ve güvenlikli çalışma hakkını ortadan kaldırmaktadır.

 

Diğer taraftan Gündemdeki İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı,  kamu ve özel sektöre bütün işlere ve işyerlerine çırak ve stajyerlere, tüm çalışanlara uygulanacak.Böylece kamu çalışanları da İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamına alınacaklar.Yasa Kapsam itibariyle  yenilik doğurucu bir düzenleme olacaktır.Ancak bazı hükümleriyle İş Hukukunun “İşçiyi Koruma ” ve  “İşçi Lehine Yorum” İlkelerinin kaldırılmak istenildiğini medyadan öğrenmekteyiz.

 

Örneğin sorunların incelenebilmesinin işçi sayısına bağlanması, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerine uygulanmasına  ilişkin sınırlamalar sorunları çözümsüz bırakacaktır.

Özellikle Kadın ve çocuk  işçilerin Ağır ve Tehlikeli İşlerde çalışmalarına ilişkin yasaklayıcı hükümlerin kaldırılması,bu işyerlerinde 16 yaşın altında çocuklar ve kadınların da çalışmalarına izin verecektir.Dolayısıyla 4857 Sayılı İş Yasasının 85.maddesi kaldırılmış olacaktır.

Bizce Devlet Denetiminin sağlanması, kamusal bakış açısıyla sorunlara bilimsel değerlendirmelerle çözüm bulmak gerekmektedir.Devletin sorumluluğu korunmalıdır.

 

İşsizlik ve işten atılma olasılığı çalışanların riskler karşısında haklarını savunamadıkları bir dönem yaşanmaktadır.İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası veya hangi adla olursa olsun etkinlikler yapılmasa dahi işçi-işveren ilişkilerinde konunun tüm yönleriyle tartışıldığı yollar denenmelidir.Konuyla ilgili sendikalara, ilgili kuruluşlara önemli görevler düşmektedir.

 

Yasa Tasarısı TBMM ‘den çıkar ve onaylanırsa Çalışma Hayatı için neler getirip götüreceğini görmek şansımız olacaktır.Sorun hepimizin sorunudur.Ateş Düştüğü Yeri Yakıyor.Ancak İş Sağlığı ve Güvenliği Sorunları da Kamuoyu bilincinin gelişmişliğine bağlı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. 

 

 Sevgiyle,Sağlıklı Kalınız.  

 

[email protected]