Nâzım Hikmet’in dizelerinden çaldım yazımın başlığını. Neden mi? Ben de usta şair kadar yürekten inanıyorum da ondan gelecek güneşli günlere. Ömrüm yetişmezse de çocuklarım, torunlarım, kadın mı erkek mi genç yoldaşlarım, emek arkadaşlarım, doya doya tadını çıkaracaklar özgür yaşamanın tadını. Barış içinde eşitlikçi, tüm canlılardan sevgi ve şefkatin esirgenmediği bir dünya kuracaklar kendilerine… Çevremizde dolanıp duran din bezirganlarının, beyinleri örümcek ağı bağlamış üfürükçülerin, yalan dolanla ülke yönetmeye soyunan siyaset esnafının esamisi okunmayacak güneşli günlerde. Emek kutsallaşacak, halklar barış içinde kardeş olacak. Sanatın her dalında ülke insanının yaratıları çağdaş toplumlarda hayranlıkla izlenecek. Alanlarda şarkılarla danslarla coşacak gençler. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar güvende olacak. Emekle üreterek büyüyen bir ülkede yaşam sürecek insanımız.

Ütopya diyebilirsiniz bu yazdıklarım için, bense inanç diyorum. Elbette yaşadığımız acılarla yoğrulu topraklarda karanlığın ortadan kalkması, toplumun aydınlanabilmesi için daha uzun bir sürece gereksinim var. Bunun bilincindeyim. Ama unutmayın ki her gün biraz daha gelişen, bilinçlenen kadınlı erkekli genç bir kitle hızla büyümekte. Emek yeniden kutsanmakta. İşçiler yeniden bir araya gelmenin, örgütlenmenin peşinde. Okuyor, yazıyor, çiziyor, görsel alanlarda seslerini duyuruyorlar. Evet dostlar güneşli günler göreceğiz. İlerlemiş yaşıma karşın ben inandım sizler de inanın, gençlere ve halkların direncine inancınızı hiç yitirmeyin.

Yazıyı dünya şiirinin usta isimlerinden Neruda’nın dizeleri ile sonlayalım; Hilmi Yavuz’un yetkin çevirisinden okuyalım: Böyledir Onlar:

BÖYLEDİR ONLAR

Adam iyiydi, kuşkusuz

Bir yaba, bir sabanı var

Düş görmezdi uyurken

Ona bile fırsat yok

Vakit dar

Çok yoksuldu, yoksuldu

Cirmi bir at kadar

Kaf dağında şimdi oğlunun burnu

Ardında otomobiller, arabalar

Bir bakan ağzıyla konuşur

Dolaşır burnu havada

Köylü babasını unuttu

Buldu kendine yeni atalar

Hacimli bir gazete gibi düşünür

Varsa yoksa gelsin paralar

Yatarken bile önemli adam

Oğlanın oğulları çok

Evlendiler, epey oldu

Boş oturup hazır yerler

Gülüşleri tomar tomar

Ya oğulların oğulları

Onlar nasıl bulacaklar dünyayı

İyi mi olacaklar, haylaz mı

Sinekle mi ölçecekler değerleri, buğdayla mı?

Sen bu soruları yanıtlayamazsın

Sorular ölmezler, sorular