Daha seçimlere çok ama… çok olmasına rağmen daha bugünden cumhurbaşkanı seçimlerine dönük o aday olacak mı bu aday olacak mı tartışmaları yapılıyor.

Hemen şunu belirtmek isterim ki, 12 Eylül darbesinin halkımıza dayattığı anayasa olmasını hatırlayanlar bilir. Dönemin tek televizyon kanalı TRT tek taraflı “evet” propagandasına çanak tutarken, oyların atıldığı zarflar da incecikti. Hayır oyu attığında zarftan gözüküyordu ve sayıma bile gerek yoktu. Sandık başındaki görevlilerin tek tek hayırcıları tespit ederken, yani hayır vermek yürek işiydi. Ben de hayır oyu verenler arasında olduğumdan halen daha büyük gurur duyuyorum kendimle. Ama bir o kadar da gurur duymadığım bir oy var ki, bu sıkıntıyı ömrüm boyunca yaşayacağım. O da Ekmeleddin İhsanoğlu’na verdiğim oydur. Bana o oyu verdirenlere yazıklar olsun. Niye boş oy atmadım? Niye o tuzağa düştüm? Ekmeleddin’e oy verip de pişman olanlardan biriyim. Ve bugün yine o tezgahı çevirenlerin, daha sonra Abdullah Gül’ü de aday yapmak için gündeme taşınan haberlere baktığımızda, “kimin eli kimin cebinde” demekten kendimi alıkoyamıyorum?

Ve de açık açık diyorum ki; Ekmeleddin’i aday yaptınız, Gül’ü aday yapmaya çalıştınız. Ve bu girişimlerimizin tümü de Recep Tayyip Erdoğan’ın değirmenine su taşıdı. Niye zorlanıyorsunuz ki, bu kez sürpriz yapın ve bu halkın enerjisini boşa israf etmeyin. Sizin de adayınız R. Tayyip Erdoğan olsun da şu kısır çekişmeler ile gündemi meşgul etmeyin.

Böyle siyasete böyle öneri gider çünkü.

*

Şimdi kendi görüşümü kaleme almaya gelince, bir önceki seçimde adayın kadın olmasını dikkat çekerken, sağcı, solcu, topçu, popçu her kesimin tanıdığı ve bildiği Gülse Birsel’in adını yazmıştım.

Niye olmasın.

Bunca gerginliğin ortasında en tepede güleç yüzlü bir kadın.

Esprisi bol.

Şu ağız bozuk siyasete sevgi ayarı da getirir.

Kültür ve sanat konuşulur.

Oh ne güzel hayat.

*

Şimdi de aynı çizgide yine bir sanatçı Volkan Konak’ın adını atıyorum ortaya.

Kuzey’in oğlunun entelektüel birikimi var.

Şiirleri de iyi seçiyor.

Türküleri yurdumun dört bir yanında coşkuyla dinleniyor.

Tezahürat tamam.

Ki, en büyük özelliği de “Mustafa Kemal Atatürk’ten başka lider tanımam” sözlerini “Dürüstlüğün ve mütevaziliğin timsali Ecevit’e götürüyor.

Volkan Konak böyle bir adam.

Neşeli.

Bilgili.

“Kadınım” derken, tüm kadınların oylarına da talip.

Bundan daha iyi bir aday mı bulacaksınız.

Şu parti bu parti ayrımı yapmadan toplumun her kesiminden de oy alır.

O zirveye de yakışır mı?

İşte lüküs hayat.

İşte sanat.

İşte Türkiye.

Bu ülkenin insanları gerilimden bıktı usandı artık.

Sevgiyle sarılmaya, coşkuyla bütünleşmeye ihtiyaç var çünkü.

Alın size isim.

Kuzeyin oğlu Volkan Konak.