Kimi olaylar var ki insanın içi bir tuhaf oluyor.

Sanki eti kesiliyor insanın.

Biz gibi oluyor.

Yüreği hoplayıp yüzünü ateş basıyor.

Bu kez Nazmi’nin eşinin ölüm haberini alınca yaşadım bu duyguyu.

Çünkü…

Daha bir hafta önce aramıştım Nazmi’yi.

Ankara’daymış Nazmi.

Çok eskiden tanırım Nazmi’yi.

Kilimlili Nazmi heykel işi ile uğraşır döküm madenci heykelleri ile ekmeğini kazanır. Ayrıca Hürriyet’in Kilimli muhabiriydi. Cevdet Akgün’ün Zonguldak Büro şefliği yaptığı dönemde tanışmış ve dostluğumuzu ilerleterek dostluğu dostça yaşamıştık.

Arama sebebim de madenci heykeli  siparişimdi.

Mudurnu’ya gitmeden önce çam sakızı çoban armağanı dostlara  Ereğli’yi tanıtan madenci heykelleri götürmek istemiştim.

Siparişimi  vermeden  sözün  gelişi  “Hayrola ne var Ankara’da?” dediğimde, eşinin  kansere yakalandığını ve uzun süredir tedavi ettirmeye çalıştığını söyledi.

İşte o an yaşadım yüreğimdeki sızıyı.

Nedir bu ya….

Kanser…. Kanser…. Kanser….

Alıp götürüyor insanımızı…

Kimler gitmedi ki?

Daha yakın bir süre önce benim için can dost Bekir Sayan’ı da saklamıştık toprağa.

Off…..

Anlattı Nazmi hastalık sürecini.

Ankara’ya gidiş gelişlerini.

Kanserin tüm vücuduna yayıldığını kırık kırık olan ses tonuyla dile getirmeye çalıştı boğularak.

Ateş….

Düştüğü yeri yıkıp geçiyor…

İki çocuğu var Sema-Nazmi Özden ailesinin.

“Çocuklara kim bakıyor?” dediğimde, kendilerine bakabildiklerini ve kardeşi ile yakın oturdukları için bu konuda bir sıkıntı yaşamadıklarını anlattı ayrıntılarda.

Bir şey diyemedim.

Sustum.

Şimdi siparişin zamanı değil ki.

 

Sema Özden’in ölüm haberi geldi.

“Kurtuldu” diyebildim içimden.

Öyle ya; acıyı çeken bilir.

Sema Özden çekti o acıları.

Ve şimdi dindi acıları.

Uzanıverdi sonsuzluğa bir sabaha karşı ve veda etti yaşama.

Işıklar içinde yatsın.

Nazmi’nin, çocuklarının ve ailesinin acısı acımdır.

 

**

 

Şu termik santral yandaşlarını hiç anlamıyorum.

Zonguldak ölüyor.

Zonguldak öldürülüyor.

Ama yine de “termik santral zararsızdır” diyebilenleri çözemiyorum.

Bir birey bu kadar mı kör olur?

Bu kadar mı çocuklarını, torunlarını düşünmez?

Bu kadar mı kaderci olup var olan ölüm tehlikesine karşı direnmez?

Kanser hızla yayılıyor.

Hem de o bacalardan.

Yıkılası bacalardan….