Günümüzde daha esnek kurumlar oluşturarak eskinin ağır işleyen düzeninden ve ortaya çıkan sorunlardan kurtulmak istiyorlar. Ancak bu esneklik uygulamaları çoğunlukla kişi ve topluma baş eğdirecek şekilde uygulanıyor.

Topluma tek tip elbise giydirmek dini veya başka yöntemlerle onu sabitlemek hem gelişmeyi engellemekte hem de köleleşme ve sömürüye açık hale getirmektedir. Halbuki esnek davranışlar kişisel özgürlüğe bu da gelişmeye yol açar. İstenilen, önerilen ekonomi-politikalar ve siyaset daha katı ve dinsel bürokrasi yeni kontrol ve iktidar olma yapıları üretiyor. Bu da geçmişe olan özlemle birleşince bürokratik yapılar esneklikten uzaklaşmış ve aynı yapıyı tekrar eden kısır döngüye işaret ediyor.

Böyle bir sistemde değişiklik yapmak esneklik olmadığından mümkün değildir.

Örneğin Osmanlı İmparatorluk yapısı böyledir. Esneklik yoktur, stabildir.

Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün esnek düşünce yapısı üzerine kurulmuştur. Böyle olduğu için Atatürk’ün döneminde (15 sene) 46 fabrika, atılımlar ve devrimler yapılabilmiştir.

M.K. Atatürk geçmişi, yanlışı görüp terk edebilme, birden fazla cephede iş görme plan yapma yetisine dayanmaktadır. Bunları kabul edemeyenler onla beraber yola çıkanlar sağlığında ona uyum sağlayamamış ve beraber yürüyememişlerdir.

Bu da Cumhuriyetin temellerinin sağlam olmasına yol açmıştır. 15 Senede kendini yöneten, kulluktan efendiliğe geçip okuma yazma öğrenen, dışa açılabilen, üreten, gelişen, Osmanlı borçlarını ödeyebilen bir ülke haline gelmemizi sağlamıştır.

Toplum mühendisliği ile toplumu yeniden tasarlamaya, 21. Yüzyıldan 6. Yüzyıla taşımaya çalışmak kaos ve geri dönülemez değişimlere yol açma ihtimali vardır.

Şu an ülkemizde esnek olmayan uygulamalarla devletin vatandaşlarına sunduğu güvenlik ağı zayıflamaktadır.

Örneğin; SGK, Tapu Uygulamaları, Madencilik Yasaları, Ranta açılan tarım alanları ve bunun gibi birçok örnek ortadadır.

Devlet Özel Sektör birlikteliği DPT ortadan kaldırılması ile ülke stratejisi yok olmuş son üç senede 630.000 (altıyüzotuzbin) iflas ile girişimcilik gelişme ortadan kalkmıştır.

Az gelişmiş ülkelerde özel sektör ile kamu sektörü birlikteliği (karma ekonomi) modeli bugün batıda bile uygulamaya başlanmıştır.

Karma ekonomi ile akılsız bi-idrak Türkler, cahil halk imajı ortadan kaldırılmıştır. Toplumu kulluktan BİZ olmaya aynı zamanda Türk geleneğine döndürmüştür. Bunun tehlikesi de Batı devletleri tarafından fark edilip halen uygulanmaya çalışılan SEVR Anlaşması ve toplum mühendisliği adı altındaki uygulamalarla dayatılmaktadır.

Gidişatın nereye olacağını batı veya bizim dışımızdakiler değil biz karar vermeliyiz. Yada da verebilecek miyiz?!..

Ya onlara uyup istedikleri gibi köleleşme ve sömürüye giden yola gireceğiz  yada istiklalimize, hür demokratik Türkiye Cumhuriyetinde olacağımıza mı karar vereceğiz?..

Turgut SIDAL