Toplum mühendisliği çok duyduğumuz çok da önemli ama üzerinde durmadığımız bir konu. Bugün yapay zeka ile daha da ileriye götürülmüş durumda. Elektronik cihazlarla örneğin telefon gibi gittikçe yaygınlaşan akıllı sistemler akıllı ev, akıllı buzdolabı gibi nesnelerle kişisel veriler, bilgi ve tercihler toplanmakta vede bize karşı silaha dönüştürülmektedir.

Bunun nedeni hala bu zengin toprakların “barbar cahil Türklerin” elinde olması ve onlara bırakılmayacak kadar değerli olması. TC (Türkiye Cumhuriyeti) ile bu planlara ilk darbeyi vurmuştuk ki bu darbenin savuşturulup orijinal plana dönülmesi için M.K.ATATÜRK’ün kurduğu ULUS devlet yıkılmalıdır.

Bunun için:

1-    Finansın kontrolünün ele geçirilmesi, ülkenin borçlandırılıp itaatkar hale getirilmesi lazımdır. Bugünkü durum tam da budur.

Toplum bilinçli olarak son 20 senede üretmekten, tarımdan uzaklaştırılmıştır. Saman bile ithal eder hale gelmiştir. Dünyanın en verimli toprakları yabancılara peşkeş çekilmektedir. Buğdayından mercimeğine, şekerine kadar herşeyi borçla ithal etmekteyiz.

Borç alamadığımız takdirde AÇLIK kaçınılmaz olacaktır. Bunun sonucu KAOS/SAVAŞ ihtimalidir. Tarih de bunun böyle olduğunu göstermektedir. Lord CURZON’un Lozan’da İNÖNÜ’ye dediği gibi hiçbir isteğimizi kabul ettiremedik. Şimdilik cebimize koyuyoruz. Borç para istemeye geldiğinizde çıkaracağız sözü 100 yıl önce bu günü tarif etmektedir.

2-      Dinin kontrolü: tamamen tarikatların eline geçmiştir. Suudi Arabistan’da bile tarikat, şeyh, şıh yokken Türkiye’de 72’nin üzerindedir. Ve de çoğalmaya devam etmektedir.

CHURCHLL’in şu sözleri kulağımıza küpe olmalıdır; “Türkleri savaş meydanında yenemezsiniz din adamlarını ele geçirin onlar devleti yıkarlar” 100 yıl önce söylenmiş ama bugün Feto olayı örnektir.

İsrail hahambaşı Türkiye’de 72 tarikatı biz kurduk derken ne demek istediğini de düşünmek gerekir.

Bugün İslamiyet en güzel din derken; haramın, tecavüzün, devleti soymanın, rüşvetin, açgözlülüğün, pedofilinin, kibirin, adaletsizliğin, gösterişin ve daha birçok konunun İslamiyete aykırı olduğu ortadayken bunlardan din adamlarınca hiç bahsedilmemesi anlamlıdır. Bu da deizmi’in ön plana çıkmasına yol açmıştır. Tarikat uygulamalarının ve yukarıda bahsettiğimiz sakıncaların Yahudi TAYMUT kaynaklı olduğu da konuşulmaktadır.

3-   Zihin kontrolü: gençler özellikle cep telefonu, bilgisayar vasıtası ile bağımlı hale gelmekte tiktok, reels videoları izlemekte youtuber hayali kurmaktalar.

Zihin kontrolü demişken geçtiğimiz senelerde bilgisayar oyunları vasıtası ile intihar eden, evden kaçan, ailesini öldüren çocukların haberleri basına yansımıştır.

Gençler şimdiden sanal alemde METAWERS’de yer ayırtmaya çalışmaktadırlar. Ve bunun hayali içindedirler. Bilgisayar başında oturan, üretmeyen, sanal alemde yaşayan

bireyler olacaklardır.

Zaten ELON MASK’ın projelendirdiği HEROCHİN setleri geliştikçe ve uygulamaya girdikçe kontrol daha da hızlanacak, sertleşecektir. Kaldı ki bu olayın insan yaşamını kontrol etmeye de gideceği aşikardır. Gelecekteki hedef, 2030 tek dünya devletidir. Zihin kontrol edilip karar bir merkezden alınacaktır. Bu da kişisel özgürlüğün hürriyetin ortadan kalkmasıdır. Zihni kontrol edilen insanlara her şey yaptırılabilir. ABD’de anvetamin ve başka yöntemlerle çalışmalar yapıldığı bilinmektedir. Zihin kontrolü süper askerler üzerinde araştırma yapıldığı, geliştirilmeye çalışıldığı basında  da yansımıştır.

4-   Algı yönetimi: tüm dünyada uygulanmakta ve psikoloji sosyoloji bilimi de kullanılarak insanlar yönlendirilmektedir. Algı yönetimi ile doğrularımız değiştirilmekte, yanlış işler doğru gibi sunulup algılanması sağlanmaktadır. Suriyelilerle ilgili filimler yapılması sığınmacılara karşı olan algıyı ters çevirmeye son örnektir. Bu konuda sinema, müzik çokça kullanılmaktadır.

Yukarıda 4 maddede kısaca anlatmaya çalıştığımız ekonominin bozulup finansın kontrol edilmesi, tek elden yönetilmesi, toplumun birleştirici çimentolarından biri dinin parça parça edilmesi, basın, medya ve internetle zihnin kontrolü ve bütün bunlarla ALGILARIN yönetilmesi ülkemizi parçalanmanın, KAOS/SAVAŞIN eşiğine getireceği aşikardır.

TURGUT SIDAL