Ve ölmek ve yaralanmak! İşte durup dururken, başıboş ve serseri bir kurşunun bitirdiği hayatlar…
Sadece Türkiye mi, herkes ateş altında ve her an vurulabilirsiniz!
28 Eylül 2025 Bireysel Silahsızlanma günü ve Umut Vakfı’nın Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü…
Son yıllarda Avrupa'nın bazı şehirlerinde çete şiddeti yaygınlaştı. Brüksel'de sık sık yaşanan makineli tüfekli saldırılardan, İsveç'teki genç kiralık katil cinayetlerine kadar uzanan bu şiddet dalgası, kıtanın güvenlik algısını değiştiriyor. Dünya parçalanıyor, dehşet saçan silahlar çoğalıyor.
Euronews’da yayımlanan Sandor Zsiros’un (19.09.2025) haberine göre savaş bölgeleri dışında her yer ateşli silahlarla taranıyor ve ateş altında… Birçok ülke artık silahla işlenen suçları raporlamıyor, Avrupa başkentleri artık bu konuda istatistik yayınlamıyor.
Bu nedenle, ulusal istatistikler ve medya raporları önem kazandı. Avrupa şehirlerinin büyüklüklerine göre Brüksel bu yıl Avrupa'nın en tehlikeli başkenti oldu. Ağustos ayının ortasına kadar 57 silahlı saldırı kaydedildi. Brüksel savcısı Julien Moinil, "Herkesin, her Brüksel sakininin ve her vatandaşın, başıboş bir kurşunla vurulabileceğini" söyledi.
Stockholm; bir zamanlar Avrupa’nın huzurlu kentiydi. Bugün silahla işlenen suç merkezine dönüştü. Ağustos 2025'e kadar Stockholm'de 55 silahlı saldırı olayında dokuz kişi hayatını kaybetmiş . Uyuşturucu çetelerinin genellikle genç kiralık katilleri tutuyor, silahlı suçlarla işlenen cinayetler hızla artıyor. İsveç'in büyük bir bireysel silah sorunu olduğu biliniyor. Ülke genelinde 113 silahlı saldırı ve 33 ölüm kaydedilmiş.
Marsilya; artık uyuşturucu mafyasının merkezi olmuş. Mafyalar arasındaki savaşlardan dolayı geçen yıl yaşanan 49 ölüm vakasına kıyasla ölüm sayıları düşmüş gözüküyor. Ama kent şiddete bulaşmış ve 24 kişi silahlı saldırılarda yaşamını yitirmiş.
Habere göre Amsterdam’da daha az silahlı saldırı görülmüş ama daha çok patlama yaşanmış. Hollanda’da yerel basın, uyuşturucu çetelerinin rakiplerine karşı sık sık patlayıcı kullandığını bildiriyor. 2023'te 197 patlama kaydedilmiş. Bu sayı bir önceki yılın iki katıymış. Biri ölümcül olmak üzere yedi ciddi silahlı saldırı olayı tespit edilmiş
Paris, Marsilya veya Brüksel'den daha güvenli bir kent olarak görülüyor. Geçen yıl cinayetler artmış ve çoğu uyuşturucu çeteleriyle bağlantılı 2024'te 34 cinayet ve 2025 yılında ise en az dört ölümcül silahlı saldırı yaşanmış.
Kopenhag’da, çete şiddetiyle başa çıkmak için “arama bölgeleri” oluşturulmuş ve son iki yılda iki ölümcül olay dahil olmak üzere birçok silahlı saldırı rapor edilmiş.
Atina, “tehlikeli olabilir bir kent” statüsünde kabul ediliyor. Geçen yıl en az beş kişi vurularak öldürülmüş, bu yıl ise en az iki silahlı saldırı gerçekleşmiş.
Portekiz başkentinde geçtiğimiz yıl Lizbon’da ciddi silahlı suçlar yaşanıyor. Çeteler arasındaki savaşlarda bu yıl infaz tarzı üçlü cinayet de dahil olmak üzere ciddi silahlı suçlar var.
Roma’da ise mafya tarzı infazlar var. Son iki yılda Roma'da en az beş kişinin öldüğü sekiz silahlı saldırı tespit edilmiş.
Madrid’de birkaç silahlı saldırı var ama resmi verilere ulaşılamasa da geçen yıl iki ölü ve çok sayıda yaralıyla sonuçlanan sekiz silahlı saldırı olayı görülmüş.
Orta riskli kentler arasında sayılanlar bakımından Lefkoşa’da birkaç silahlı olay ve çatışma yaşanmış. Bir polis memuru silahla bir Pakistanlı göçmeni öldürmüş. Viyana’da artan suç oranları dikkat çekici ve son iki yılda ciddi silahlı saldırılar yaşanmış. Temmuz 2024'te Suriyeli ve Çeçen göçmen grupları arasındaki bir çatışmada kişiler birbirlerine ateş açmışlar. Riga’da üçlü cinayet görülmüş…Letonya'da ise 2024 yılında 67 cinayet işlenmiş. Bu sayı nüfusuna oranla AB'deki en yüksek cinayet oranları arasında sayılıyor. Bulgar basını geçen yıl başkent Sofya'da beşi ölümcül olmayan beş silahlı saldırı bildirmiş.
Bükreş’te trafik kavgası ve çoğu sokak veya trafik tartışmalarından kaynaklanan yaklaşık altı silahlı saldırı haberi yayımlanmış.
En güvenli şehirlerden biri olan Prag; okul saldırısı ile sarsıldı. Aralık 2023'te Charles Üniversitesi'nde 14 kişinin öldürüldüğü bir silahlı saldırı yaşandı. Ljubljana ise mafya tarzı infazlara sahne oldu. Ekim ayında bir Bosnalı erkeğin mafya tarzı infazı, Slovenya başkentinde yaşandı. Zagreb'de son zamanlarda, biri yaralanmayla sonuçlanan ve organize suçla bağlantılı olan iki silahlı olay tespit edildi.
Berlin, silahlı suçlardan nispeten uzakta. İrlanda’nın başkenti Dublin, halk için silahlı şiddet açısından genel olarak güvenli. Son iki yılda bir ölümcül olay ve birkaç silahlı suç rapor edildi. Helsinki’de geçen yıl bir okul saldırısı oldu bir ölü ve iki yaralıya yol açtı.
Avrupa’da bazı kentler az sayıda veya hiç silahlı saldırı kaydedilmediği için Vilnius, Budapeşte, Varşova, Bratislava, Lüksemburg, Valetta, Tallinn ve Malta halk için genellikle güvenli kabul ediliyor.
Bütün bunlar bireysel silahsızlanmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor…
Peki gözümüzün önündeki Gazze…
Herkesin gözü önünde soykırım ve insanlığa karşı suçlarla sarsılan, yok edilen, öldürülen, açlıktan ölen insanlar için Gazze’de “savaşta öldüler” demek insanlık için utançların en büyüğüdür.
BM insani yardım kuruluşları, her dört kişiden birinin açlık sınırında olduğu Gazze'de en az 576 bin kişinin yaşadığı felaketle ilgili korkunç uyarılar yapıyor… Gazze nüfusunun %85'ini oluşturan 1,9 milyondan fazla Filistinli zorla yerinden edildi.
“Akıl Almaz Bir Dehşet” başlıklı UNICEF açıklamasında Gazze Şeridi’nde 50.000’den fazla çocuğun öldüğü ya da yaralandığı bildiriliyor. Abluka nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde son 24 saatte biri çocuk, 4 Filistinli açlıktan yaşamını yitirdi. 7 Ekim 2023'ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 147'si çocuk olmak üzere 435'e yükseldi (A.A. Eylül 2025)
Nisan 2025 İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde en az 50.500 kişinin ölümüne yol açtı. Her 44 kişiden 1'inin öldüğü ve günlük ortalama 93 ölüm gerçekleşmiş demektir. Ölenlerin en az %50'si kadın ve çocuklardır. Yaralanmalar nedeniyle 70.000'den fazla ölüm meydana gelmiş. Yaralı sayısı 100.000'den fazladır; Gazze'deki 36 hastaneden sadece 17'si kısmen işlevseldir. Sağlık merkezlerinin %84'ü yıkıldı ya da hasar gördü. Yerel sağlık yetkililerine göre bugüne kadar 31 bin 184'ten fazla Filistinli öldürüldü ve 72 bin 889'u yaralandı.
“Bu savaş çocuklara karşı bir savaş. Çocukluklarına ve geleceklerine karşı bir savaş" sözleri BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Genel Komiser Philippe Lazzarini’nin. Gazze'deki son dört ayda en az 12 bin 300 gencin öldüğünü ve bu rakamın 2019-2022 yılları arasında dünya genelinde 12 bin 193 olduğunu gösteren son verilerini "sarsıcı" olarak nitelendirdi.
Bütün bu ölümler karşısında insanlığın utancına karşılık sessizlik, suskunluk…
İnsanlar şiddetle iç içe yaşıyor. Tesadüfen yaşanılan hayatların başına ne geleceğini bilmeden yaşayan insanlar başıboş kurşunlarla öldürülüyor. Artık çocuklar, kadınlar ve insanlar hedef alınarak katlediliyor. Bilinerek, hedef gözetilerek atılan bombalarla öldürülüyor, mezarları bile yok ve yıkıntılar arasından çıkarılamayanlar çürüyor. Artık insanlık çürüyor!
Bunun adına utanmazca savaş demişler!
Gazze’den sonra katillere katil denmez; haydut devletler canidir.
Savaş değil, yaşanan soykırımdır.
Bireysel silahsızlanmanın tam ortasında Umut Vakfı umutlarla kurulmuş bir Vakıftır.
“Geleceğin teminatı olan gençlerimize Atatürk’ün izinde önderlik yapacak kişilik ve beceriler kazandırarak, onları ülkemizin gelişmesine yardımcı ve insanlığa yararlı bireyler olarak yetiştirmek; kişilere hukukun üstünlüğünü benimsetip, uygulamasında katkıda bulunmalarını sağlamak; önderimiz Atatürk’ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" anlayışından yola çıkarak, uyuşmazlıkların çözülmesinde barışçıl yolları seçmeyi yeğletmek; bu bağlamda uzlaşma ve (barışı sürdürme ve geliştirme) becerilerini bireylere öğretip benimsetmek..." amacıyla çalışmalarını yürütüyor.. Acılar olmasın, ölümler olmasın bilinçli yurttaşlar çoğalsın derdinde….
Umut Vakfının verilerine göre öyle vahim bir haldeyiz ki; 20 Eylül tarihine kadar toplam 1.414 çatışma ve olayda 1578 kişi öldü, 2225 kişi yaralandı…
Dehşet veren ve daha korkutucu olan olayların 432’sinde kılıç, satır, balta dahil çoğunluğu bıçaklardan oluşan kesici aletler kullanılmış. Hatta 1982’sinde suikast silahları dahil her tür tabancadan, kalaşnikof dahil tüfeğe kadar ateşli silahlar kullanılmış…
Sessiz ve sedasız insanlığa bir şey hatırlatmak artık o kadar kolay değil.
Her yıl 28 Eylül tarihinin Umut Vakfı için simgesel anlamı vardır.
O gün Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü yapılır…
Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü; her yıl 28 Eylül’de meydanlarda, sokaklarda, insanların olduğu mekânlarda, yaşamın olduğu her yerde “Kırmızı Halı” serilerek gerçekleştirilen bir seremonidir. Sessiz ayakkabılarını yürüyüşü memleketin utancıdır, utanırsınız!
Kırmızı Halı üzerinde “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü”, “Bireysel Silahsızlanma” adına yapılır, acıyı ve ölümü hatırlatır. Ölenlerin ayakkabılarının üzerine konulduğu Kırmızı Halı ile birlikte yaşam ve tutulan yaslar anlam kazanır. Kaybettiğimiz her yakınımız için anılar onlarla ve onların “sessiz ayakkabıları” ile birlikte canlanır.
Böyle bir törendir…
Bu yıl Umut Vakfı, 28 Eylül’de “Kırmızı Halı” üzerinde “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” törenini; yaşadıklarımız, yaslarımız, yaşanan sorunlarımız nedeniyle yapmamaya karar verdi.
Umut Vakfının 2025 yılında 28 Eylül Bireysel silahsızlanma günü yaptığı çağrısı…
“Sessizliğimizle haykırıyoruz;
Şiddetin kin ve nefretin, ayrımcılığın ve ölümlerin olmadığı bir Dünya istiyoruz.
Umut Vakfı olarak yaşamların geride bıraktığı acıların yasını tutmak istiyoruz.
Sessiz ve sedasız…”