Alaplı Belediyesi'nde ilk defa yürürlüğe konulan bu uygulamanın mucidi kimdir bilmiyorum.
Alaplı Belediyesi, kuruluşundan beri yani 1966 yılından bu yana iki ayda bir tahakkuk ettiği su faturalarını, bir kaç ay önce ayda bir tahakkuk etmeye başladı.
Eskiden su abonesi olan bizler, iki ayda bir su faturamızı öderken, artık aylık olarak ödemek durumunda kalıyoruz.
Belediye yönetimi, bu uygulamayı, faturalarını aylık ödemeye alışık olan vatandaşa yapılmış bir "iyilik" olarak lanse ediyor.
Onlara göre, vatandaş, iki ayda bir olan su fatura ödemesini, aylık ödemeye dönüştürünce, bütçesini daha kolay dengeleyebilirmiş.
Yani, iki ayda bir tahakkuk ettirilen ve son dönemde vatandaşı çok rahatsız eden kabarık su faturalarının ikiye bölünmesi, vatandaşın daha "işine" gelirmiş.
Açıkçası, su abonesi olarak bu uygulama benim hiç "işime" gelmiyor.
Bu uygulama ile 59 yıldır cebimizde bir ay daha kalan su faturası bedeli artık, bir ay erken cebimizden çıkıyor.
Bu yüksek enflasyon ortamında, cebimden bir ay önce çıkan para neden "işime" gelsin ki?
Bir ihtiyacını karşılamak için bir ay sonra ödemeli kredi çeken vatandaş, bunun faizini ödemek durumunda kalırken, neden bir ay sonra cebinden çıkacak paranın bir ay önce cebinden çıkmasını istesin?
Kendi adıma, o bir ay erken ödediğim fatura bedeliyle, günlük haftalık zamlardan etkilenmeden, ihtiyacım olan bir ürünü almak benim daha çok "işime" gelir.
Üstelik, eskiden tahakkuk edilen iki aylık su faturasının son ödeme tarihi, iki ay sonraki ilk fatura tahakkuk tarihi iken, şimdi bu süre sadece 15 gün.
Yani, eskiden faturayı ödemek için iki aylık bir zamanımız varken, gecikmeden etkilenmemek için şimdi 15 gün içinde ödemek zorundayız.
Özetle, su faturalarının kabarmasının telafisi; faturaları aylığa düşürmek ve ödeme süresini 15 günle sınırlı tutmak olabilir mi?
Bu uygulamanın neresi vatandaşın lehine?
Tam aksine, bu zorlu ekonomik şartlarda, tamamen vatandaşın aleyhine olan bir uygulama var ortada.
Su faturaları bu kadar yüksek olmadan önce bu uygulamaya geçiş yapmış olsaydınız, bu kadar göze batmazdı.
Ama şimdi göze batıyor ve su fiyatlarından rahatsız olan vatandaşın bu yeni uygulama rahatsızlığını daha da artırıyor.
Suyun metreküp fiyatlarının vatandaşı zorladığını da gözardı etmemek lazım.
Belediye yönetimi, suya yapılan zam oranlarını gıda fiyatlarındaki artışla kıyaslayıp normal karşılayabilir.
Ancak, elektrik, doğalgaz gibi kamu hizmetlerine yapılan zam oranlarıyla kıyaslandığında, belediyenin su zamları bu oranların üzerine çıkmış, eskiden elektrik faturasının altında olan su faturaları şimdi epeyce üzerinde kalmıştır.
Belediyenin suyun metreküp fiyatlarında veya diğer vergiye dayalı fiyatlarda indirim yapması elbette vatandaşın arzusudur. Ancak, Belediye Meclisi içi muhalefetin indirim yapılması talebinin kabul görmediği göz önüne alınırsa, belediye yönetiminin en azından uzun süre su ücretlerine zam yapma talebinde bulunmaması, bu ekonomik şartlarda vatandaşı koruması gerekir.
İYİLİK Mİ YAPTINIZ?
Tuncay TOKAY
Yorumlar