Kısaca; parti-parti deyimine bakarsak anlamını da  görürüz .  Parça parça parçalamak, bölmek eş anlamlıdır.

Parti; bölme hedeften saptırmada iyi bir ENSTURUMAN haline gelmiştir ve Dünyada, etrafımızda da gözlenebilmektedir.

M.Ö 2500 tarihinde ARİSTOLES, İSKENDER’e ‘Parçala, Böl Yönetirsin’ demiştir.

Emperyalist çevreler bugün bunu çıkarlarına uygun en iyi şekilde kullanmaktadırlar. Sömürecekleri ülkeler de kendilerine hizmet edecek Kadro( Hainleri) satın alıp parti kurdurmakta böylece SAVAŞA gerek kalmadan o Ülkeleri yönetmekte ve Yönlendirmektedir. Bu yolla da Ülkelerin kaynaklarını sömürmekte Artı Değeri kendi ülkesine aktarıp kendi refahını arttırmaktadır.

BU konuda o kadar ileri gitmişlerdir ki kendi vatandaşlarını, Hedef Ülke vatandaşı gibi yetiştirip içeriye sokmakta parçalayıp sömürmeye devam etmektedirler.

Örneğin; Arabistan’da LAWRENS, Afganistan’da TOPAL HOCA, ABDÜLHAMİT’İN yakını olmayı başaran ŞAMLI HOCA REŞİT EFENDİ, IRAK’da ‘KENİZANİ Örgütü; Ordu, Saddam’ın karısı ve kızı dahil örgütlenip ABD’nin rahatça işgalini sağlamıştır.

Ülkemizde FETÖ Örgütü,  Adnan hoca, İsrail Hahambaşının dediği gibi ‘’72 tarikatı da biz kurduk’’ örneği verilebilir ve bu örnekler çoğaltılabilir de…

 Bizdeki partilere baktığımızda da fazla bir fark yoktur. Hepsi Yabancıların nasihatleri, Programlarının doğru olduğu iddialarındadır ve sonuçta açıktır…

‘’Yabancıların nasihatler ile kalkınan bir Ülke olamaz’’ M.K. ATARÜRK’ÜN sözünün de anlaşılmadığı ortadadır.

Rockefeller,  Rotshshild, Fullbright Bursu , Dizbağı Nişanları ,CİA’dan maaş alanlar ve memurları, Dünya Bankası çalışanları, Londra Chatam  House’dan icazet alanlar Papa ile fotoğraf çektirenler bizim ülkemizde olduğu gibi birçok ülkede de İktidarda yada en önemli mevkidedirler.

Saydıklarımızın hepsi  bize kendilerinin Doğruyu, muhalefetin ise Yanlışı gösterdiğini söyleyerek toplumları böldükleri bunda da sosyal medya, basın gibi kuruluşları kullandıkları ortadadır.

  Burada ‘’Suçlu Kim ‘’sorusu maalesef göz ardı edilmekte, tüm suç karşı tarafa yüklenmektedir.

Oysa oy kullanan suskun kitle, masum mudur?!?!

Olanların altında ezilmelerinin bir nedeni, gerçeği gördükleri halde menfaat peşinde koşmaları, suskun kalmaları, adam sendecilik, ‘komşuda pişer bize de düşer’ çıkarcılığı olma ihtimalini düşündürmektedir.

1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet fırkası denemesi Atatürk’ün ileri görüşlülüğü sayesinde parçalanmaya neden olduğu tespit edilmiş ve kapatılmıştır. Arkasından isyan başlamış ve İngiltere ile işbirliği belgelenmiştir.

1946 İsmet İnönü’nün çok partili düzene geçmesi ile PARTİ-PARTİ Politikası hayat bulmuş günümüzdeki duruma gelmiştir.

Gelişen yeni durum Başkanlık sistemine göre her ülkede iki parti uygulaması dayatılıp parçalama veya sömürgeleştirmenin bu yöne dönmesine de çalışılmaktadır.

  Her TC. Vatandaşının  kendine sorması gereken soru; benim doğrum başkasının doğrusu olur mu ve/veya her partinin doğrusu diğerinin, diğer kişilerin doğrusu olabilir mi ??!!

Eğer bu soruya; böyle süreceğini düşünüyorum derseniz İDİOT, düşünmek istemiyorum derseniz KORKAK, böyle gitsin bu benim çıkarıma olur diye düşünüyorsanız VATAN HAİNİSİNİZDİR.

Çünkü Ülkelerin, Ulusların hedefleri tek doğruları olur ve buna yol alınır, aynı deneyi yapıp aynı sonucu almaya devam ediyorsanız bu aptallıktır.

Birçok doğru olduğunu savunuyorsanız zaten hapı yutmuşunuzdur, sonuç kaçınılmazdır.

Kişilerin ve partilerin doğruları ile de ‘’Dalgalı denizde küreksiz ve dümensiz sandaldasınız’’ demektir.

                                                                                                                       TURGUT SIDAL