Neredeyse her gün duyuyorum, bu soruyla karışık serzenişi.
"Alaplı'da siyaset nasıl gidiyor?"
Cevabım oldukça net ve kısa...
Alaplı'da siyaset var mı ki de gitsin, diye karşılık veriyorum.
Ne demek siyaset?
Hepimiz aşağı yukarı biliyoruz bilmesine de, resmi tanımına bir bakalım:
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre tam anlamı, "Politika; devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış." olarak tanımlanıyor.
Dikkat edelim; "yapılan icraat" denilmiyor, bunu gerçekleştirmek için ortaya konulan görüş ve anlayışı anlatıyor.
Bu tanımı, yerele indirgeyerek değerlendirelim.
Tanımından da anladığımız üzere, siyaset sadece siyasi partilere mensup olanlar tarafından yapılan bir iş değil elbette.
Ama, bizim siyaset anlayışımızda, siyaseti, siyasi partilere mensup olan yöneticiler yapar.
Biz, toplum olarak siyaseti böyle anlar, böyle biliriz.
Alaplı'da siyaset var mı?
Varsa ne kadar var?
Topluma yararlı bir hizmetin gerçekleşmesi veya zararlı bir çalışmanın gerçekleşmemesi gerektiğine ilişkin kişisel veya kurumsal görüşlerin açıklanması üzerine;
Basın toplantısı yok!...
Halkla fikirleri paylaşma yok!...
İyiye övgü, yanlışa yergi yok!...
Halkın isteklerini, sorunlarını dinleme yok!...
Halk toplantıları yok!..
Yerelde siyasi kimliği olup da siyaset yapanlar, kendi çatıları altında kendine ait görüşleri veya anlayışları uygulamanın peşinde.
Dış dünya ile iletişim olmadığı gibi, kendi aralarında da, karşılaştıklarında hal hatır sormanın dışında güçlü bir iletişim de yok.
Düğüne, cenazeye, açılışa katılmak elbette siyasetçinin insani ve vicdani bir sorumluluğudur.
Böyle durumlarda vatandaş siyasetçiyi yanında görmek ister ancak bunlar siyasi faaliyetler olarak degerlendirilemez ve değerlendirilmemelidir.
Bunlar, siyasetin genel tanımında olan, "Devlet işlerini düzenleme üzerine ortaya konulan bir görüş veya anlayış"a da uymaz. Bu, siyasetçinin de otesinde herkesin tanıdığına karşı gostermesi gereken insani bir bir durumdur.
Vatandaşın yerel siyasetten ve siyasetçiden beklentisi çok farklıdır
Mesela, vatandaş hem köy sınırlarında, hem de belediye sınırlarında bozuk olan yolların yapılıp yapılmayacağını veya ne zaman yapılacağını siyasetçilerimizden neden duyamıyor?
Mesela, vatandaş yeni yapılan Alaplı Devlet Hastanesi'nde, çevre yerleşim birimlerine ihtiyaç duymayacak şekilde sağlık hizmeti alıp alamayacağını neden bilmiyor? Kamu ile vatandaş arasında köprü olması gereken siyaset kurumu neden vatandaşı bilgilendirmiyor?
Mesela, su ücretlerinin iki kat artmasının sebebi vatandaşa neden açıklanmıyor?
Mesela, neden ilçedeki trafik sorununun çözümü üzerine siyasilerimizden herhangi bir görüş veya öneri ortaya konulmuyor?
Mesela, ilçeye yapılması gereken veya yapılmaması gereken yatırımlar noktasında, siyasetçiler neden görüş veya fikir beyan etmiyor?
Neden, siyaset kurumu, kamudan veya özel sektörden aldığı bilgiyi vatandaşla paylaşmıyor?
Mesela, siyaset kurumunun ilçenin geleceğine ışık tutacak önerileri, tavsiyeleri veya varsa icraatları kamuoyuna neden yansımıyor?
Mesela, ilçedeki otopark sorunuyla ilgili görüş, öneri neden dile getirilmiyor?
Bakın, bu yazının dün anonsunu yaptım, "OSB yolunu da yaz" demiş bazıları yorum yaparak.
O yol, köstebek yuvasına rahmet okutur.
Düşünsenize, o yol bizi kalkındıracak, geliştirecek, sanayi bölgesine ulaşımı sağlıyor.
Allah, her gün gidip gelmek zorunda olanların yardımcısı olsun.
Mesela, bu konuda da siyaset kurumundan çıt çıkmıyor.
Bu genel siyasi ortamda pek mümkün görünmüyor ama gönül isterdi ki, yerel siyasetçilerimiz arada bir araya gelip ilçenin sorunlarını ve çözümlerini tartışabilsinler.
Evet, haklarını yemeyelim, siyasi partilerimizde veya siyasi parti yöneticilerinde hizmete aracılık yapmak için çabalar var.
Mesela, cazibeli suyla ilgili sorunun çözülmesi ilçenin geleceği açısından çok önemli bir hizmet.
Bu hizmeti ilçeye kazandırmak için AK Parti İlçe Başkanı Altan Güngör'ün ilgili bakanlık, DSİ ve Belediye arasında mekik dokuduğunu yakından takip edenlerden biriyim. Bu, her ne kadar başlangıçta halktan bağımsız yürütülen bir girişim olsa da, halkın genel kabul göstereceği ve ilçenin geleceği de düşünülerek, Alaplı ve Gumeli belediye başkanlarının da desteği ve sağduyusuyla kazandırılan çok çok önemli bir hizmettir.
Ama, siyaset bu değil. Siyaset, bunu halkla paylaşabilme ve bu hizmete halkı da ortak edebilme sanatıdır.
Yanlış anlaşılmasın, biz siyasetçiler birbirlerini sert bir şekilde eleştirsin demiyoruz.
Biz diyoruz ki, hizmet için ortaya konulan bir girişimin, bir anlayışın eksikleri varsa veya siyaset kurumu bunda eksikler olduğunu düşünüyorsa, bunu yapıcı bir şekilde dile getirebilsin. Bu vesileyle en azından yapıcı bir tartışma ortamı açılabilsin.
Siyaset, karşılığını bulması için halkla temas halinde, halkla bütünleşerek yapılır. Halkın isteğine göre şekillendirilir. Halktan bağımsız siyaset yapılmaz. Hizmeti kamu yapar, siyaset kamuya yardımcı olur. Sizin siyasetçi olarak, kamuyla iletişim halinde kamu hizmetlerinin yapılmasına yardımcı olmanız siyasetin karşılığı değildir.
Siyaset yapabilmeniz için halkın içinde olmanız, halkı her yerde dinlemeniz gerekir.
İktidarıyla, muhalefetiyle, seçime üç ay kala halkın içine girmeniz de size genel kabul görmüş siyasetçi kimliği kazandırmaz.
Son söz:
Tüm bunlar bir yana, Alaplı'da bizim boyacı Hüseyin ile birebir seçime girsin, kaybedecek seçilmişler var.