Bu yazı Gezi, Montrö, Ergenekon, Osman Kavala’ya verilen ömür boyu hapis ve diğerlerini irdelemek içindir.
Bir Devleti ortadan nasıl kaldırırsınız?..
Bunun için klasik yöntem; silahlı güç ve/veya dış odaklı CIA gibi içimizdeki satınalınmış hainleri kullanarak yapılabilir. Başarıya ulaşma şansı ortadadır. Örneğin Irak, Libya ordusu subayları, üst düzey yöneticileri satınalınmış Saddam ve Kaddafi devrilmiştir.
Bizde ise Fetö ile denenmiş ama sonuç EĞRİLMİŞTİR.
Silahlı güce gelirsek PKK 1980’lerden beri buna uğraşmakta ama TC’yi yıkmayı başaramamıştır.
Bunun bir başka gerçeği de; TC nedense PKK’yı ortadan kaldıramamış veya kaldırılmak istenmemiştir. Bunların dışında devleti yıkmanın başka yöntemleri de vardır.
Bunlardan birini Chörcill söylemiştir. “Türkleri savaş meydanlarında yenemezsiniz. Onun yerine din adamlarını satın alın, onlar devleti parçalarlar.” Ki bu sözün ne kadar doğru olduğu ortadadır. Örnek; FETÖ, Adnan Oktar, İran’da Humeyni’nin babasının, Afganistan Krallığını yıkan Topal Hocanın İngiliz ajanı olmaları gibi..!
Buradan neden bazı din adamları adı altındaki kişileri Ülkemize yada Ülkelerine sadık değil diye sorabilirsiniz. Bunun birçok cevabı vardır. Aklımıza gelenler; biat kültürüyle yetişmeleri, düşünme, akıl yürütme, teknoloji, tarih, felsefe, BİLİM ve diğer konulardan habersiz olmalarıdır. Aldıkları eğitimin de bunu gerektirmesidir. Bu da İran, Libya, Afganistan ve bizde sorunlarla boğuşmamız anlamındadır.
Yine bir diğer yöntem; ekonomik parçalamadır.
Bu da borçlandırma, yeraltı-yerüstü zenginliklerini ele geçirme, topraklarını paylaşmaya gitme şeklinde olmaktadır. Tarihimizde Duyun-u Umumiye, Kapitülasyonlar şeklinde görmekteyiz. Komşumuz Ukrayna da şu an sadece ABD’ye 3,5 milyar dolar borçlanmış, AB’ye? Karşılığı ise ölüm, yıkım, parçalanmış Ülke ve hayatlar şeklindedir.
Günümüzde ise tarım alanlarının Trakya ve Ege’de 500 dönümü yabancılara satılmış bir kısmı ise işbirlikçileri üzerindedir. Nedense yabancılara arazi, ev, doğa zenginlikleri satma çabası hızla devam etmektedir.
Diğer bir yöntem; nüfus (demografik yapıyı değiştirmektir). Göçmen olarak (8 milyon kişi) yabancıları almak, beslemek, barındırmak, sağlık, eğitim hizmetini bedava vermek ve masrafları 150.000.000.000 (milyar dolar) Türk halkının sırtına yıkmaktır.
Göçmenlerin nitelikli olanları ABD/AB’ye giderken vasıfsız, eğitimsiz, şiddet eğilimli kitle bize kalmaktadır.
ABD’nin Ülkemizi bu yolla parçalama planı eski AKP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Pelin Gündeş tarafından açıklanmıştır.
Ülkesini savunmaktan kaçan bu insanlara vatandaşlık vermek, beslemek bu topraklar için canını vermiş Atalarımıza ve Türk halkına REVA mıdır?..
Ormanlarımız yanmış, yıkılmış, çıkan ağaçlar yok pahasına birilerine peşkeş çekilmiş, yanan alanlar farklı beyan edilip fazladan kesim yapılmış, devlete ait orman alanları sahte tapu kullanılarak devlet bankasından sıfıra yakın faizle kredi çekilmiş sonuçta kimse umursamamıştır.
Zeytinlikler maden arama ile yok edilmiş ve edilmektedir. Bir ton zeytin 3.200 $ ve her sene almak varken 1 ton madenden 200 ile 1200 $ alarak çıkar karşılığı feda edilmiştir. Maden arama alanında tekrar ağaç yetiştirme ve tarım yapmanın çok zor ve pahalı olduğu gözardı edilmiştir.
Meralar inşaata açılmıştır. Bize yıllarca yerleşimin tarıma elverişsiz yerlerde, Mera dışlarında yapılması gerektiği anlatılmışken bu ilke yok sayılmıştır. Böylece hayvancılık bitirilmiş, et-süt ve süt ürünleri ithal eder hale gelmişizdir.
Dünyanın çöpü, nükleer malzemesi ayrıştırma bahanesiyle Ülkemize getirilmiştir. Halk sağlığı gözardı edilmiştir. Paralı yollar, köprüler yapılmış, geçiş teminatı abartılı olarak verilmiştir. Bir senede ödenen para ile de 2 köprü yapılabileceği ortaya çıkmıştır. Çinde bizimkilerden üç misli daha uzun ve daha zahmetli köprüler bizimkilerin yarı fiyatına mal edilmiş ve Çin halkının hizmetine sunulmuştur. Olmayan dağlara tüneller açılıp birileri nemalandırılmıştır. Bu yanlışlara karşı çıkanlar İngiliz mahkemelerinde dava açmak zorundadır. Türk adaleti bypass edilmiştir…
Ordunun en seçkin Subay, Astsubay, General ve Amiralleri aslı olmayan davalarla suçlanmış ve emekli edilmiştir.
Dünyada tek örneği olan bugün Ukrayna savaşının büyümesini önleyen bizim de savaşa girmemizi engelleyen MONTRÖ Sözleşmesi tartışmaya açılmış ve yok sayılmaya çalışılmıştır. Montrö sözleşmesini savunan amiraller cezalandırılmak istenmekte ve halen tutuklulukları haklı olmalarına rağmen devam ettirilmektedir.
Ne Ergenekon ne de Montrö, Kavala, Gezi, Boğaziçi davalarında suç gösterilip, ispat edilmiş değildir.
Basında yolsuzluk, rüşvet, para aklama, yurt dışına kaçırma, tecavüz, yaralama, tehdit, cinayet vs suçları işleyenler suçları ispat edildikleri halde göstermelik ceza almakta veya dışarıda gezmektedirler. Bütün bunlara karşın yöneltilen suçları dahi ispatlanmamış emekli Generaller, Amiraller, Subaylar, Kavala, Gezi davası sanıkları, Boğaziçi öğrencileri hapiste tutulmaktadır.
TC Devletini yıkmaya teşebbüs etmekten hele Devletin BEKASI için çalışmış, sağlığını yitirmiş Komutan ve Ordu personelinin bu iddialara maruz kalması çok manidardır.
Ortada olmayan, ispat edilmeyen suç için hapiste tutulan, ceza verilen insanlar yukarıda yazdıklarımızdan herhangi birini yaptılar da mı bu durumdalar?!..
SİZ NE DERSİNİZ?