Konu; günlerdir sosyal medyada, sokakta, kahvehanede tartışılıyor.

Bir, "hain" yaftalaması aldı başını gidiyor.

Tartışmaya katılan herkes, kendisi gibi düşünmeyeni "hain" ilan ediyor.

Beyler!...

Birine "hain" demek bu kadar kolay mı ya?..

Medenice tartışmak, birbirinizi ikna etmek yerine, neden sizin gibi düşünmeyene "hain" damgası vuruyorsunuz?

Orta yolu, aklı selimi böyle mi bulacaksınız?

Birbirinize hakaret ederek mi, sorunu çözeceksiniz?

Bu yakışıksız tartışmalarla mı, İlçeye hizmet edeceksiniz?

Kendi adıma konunun uzmanı olmadığım gibi tarafı da değilim.

Çünkü, artısını, eksisini bilmiyorum.

Bence, bu tartışmaların içinde en keskin şekilde yer alanların çoğu da bilmiyor.

Kimi cebinden, kimi de cephesinden konuya bakarak hüküm yürütüyor.

Mesela, şu ana kadar her iki tarafın tezini destekleyecek bilimsel bir araştırma ne duydum, ne okudum.

Okuyup, duyana da rastlamadım.

Bildiğimiz, duyduğumuz şu:

Bu tersanenin bu alana yapılmasına karşı çıkanlar, tezlerine gereķçe olarak bölgedeki içme suyu kuyularını ve dere taşkınını gösteriyor.

Özellikle içme suyu kuyularının, olası kimyasallarla zarar göreceğini savunuyor.

Yapılmasını savunanlar ise bu tersanenin Alaplı'ya büyük bir istihdam sağlayacağını, katma değer kazandıracağını, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini ifade ediyor.

Tarafsız bir gözle baktığınızda, iki tarafın da, iki fikri savunanın da hassasiyetlerini anlamak mümkün.

 Anlayamadığımız, "hainlik" gibi son derece ağır bir suçlamanın bu tartışmaya dahil edilmesi.

"Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım" demek "hainlik" değildir.

"Bu kaşı yapalım" demek de "hainlik" değildir.

Beyler!...

Alaplı'nın, sağlığından, çevresinden, gelişiminden, kalkınmasına kadar olan menfaatlerini, siyasi çekişmelerinize, kişisel çıkarlarınıza kurban etmeyin.

Ben ve benim gibi, bu işten hiçbir kişisel çıkarı olmayan, tek derdi ilçenin sağlığını, çevresini de koruyarak gelişmesi, kalkınması olanların beklentisi, çok yönlü bilimsel bir çalışma yapılarak, herkesin gönlünün rahat olacağı aklı selimin ortaya konulmasıdır.

Son tahlilde, konuyu uzaktan takip eden biri olarak tespitim şu:

Aslında şu an, "gerekçeler" değil "niyetler" sorgulanıyor.