Safiye diye biri Anıtkabir’e gitmiş ve sonrasında.

Küfür!

Ağzına ne gelir ise saydırıyor.

Kime mi saydırıyor?

Özgürlüğünü sağlayan şu canım ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e.

Neyzen Tevfik’in o ünlü şiirindeki sözlerle cevap vermek bize uymaz da, ama insan üzülüyor.

Üzüntüm ağzı bozuk olan birine değil.

Üzüntüm, böylesine gerçeklerden uzağa düşüp de bugün yaşamda olmasını sağlayanların liderine.

Ki bu insanlar kelle koltukça savaş verip de bu ülkeyi kurtardı.

Ki bu insanlar bu savaşı verirken, “katli vaciptir” fetvalarına rağmen korkmadılar.

Ki yedi düvele kafa tutup yıkılmış bir devleti küllerinden yeniden ayağa kaldırdılar.

Ve bugün Safiye diye bir kadın çıkıyor ve küfrediyor.

Ne  ayıp!

 

Sosyal medyada  Safiye’nin etekli fotoğrafları yayımlanıyor şimdi.

O mudur bilemem/beni de ilgilendirmiyor.

Fotonun altına döşüyorlar.

Neler neler var o yazılarda.

O yazıları okurken de utanıyorum.

Yazanların çoğu da bildiğim tanıdığım insanlar ve bugünün iktidar yandaşları.

Atatürk tek.

O lider.

Bu ülkenin kurucusu.

Nasıl dilin varıyor da, küfrediyorsun be Safiye?

İktidar yanlıları bile Safiye’nin o sözlerine öyle tepkili ki!

Okuyorlar Safiye’ye.

 

Son dönemde sosyal medyada, sürekli küfreden bir güruh var.

Bu güruh din adına Atatürk’e hakaret ediyor.

Din ve küfür!

İyi insan, güzel insan olmayı öğütleyen bir din mensubunun ağzına küfretmek yakışır mı?

Ama ediyorlar.

Sürekli küfür.

Sürekli hakaret.

Sürekli baskı.

Sürekli dayatma.

 

Soru: bu cesareti nereden alıyorlar?

 

**

 

Aile terbiyesi almış biri küfreder mi?

İftira atar mı?

Haksızlık yapar mı?

Kul hakkı yer mi?

Ve de yaptıkları ayıp ve çirkinlikleri din maskesi ile kamufle etmeye kalkar mı?