Nihayet!

Bitti şükür.

Oh be!

Car car müzik.

Araçlar, sesler, trafik sıkışıkları.

Bitti!

Bitirdik!

Giden gitti gelen geldi.

Yine oh be!

Israrla ve yeniden söyleyeceğimi ki, bölgemiz ne kazandı?

Sonuç?

İşsizlik?

Ekonomi?

Gelecek?

Ve de umut ne alemde?

Var mı bir heyecan!

Evet bu kez değirmenin suyu halka akacak diyebilecek miyiz?

Yani, adı yerel yönetim olan belediyeler, yerel kültür, sanat ve ekonomiye omuz verecekler mi?

Bölgemizin tarihini tanıtma yönündeki adımlar atılabilecek mi?

Turizmin temeli olan ilkeler yine temcit pilavına malzeme olmaya devam edilecek mi?

Ve yine gemileri ilk önce terk eden fareler ortalıkta cirit atacak mı?

Ne değişecek?

Tabi ki değişim beklentisi olacak ve bu beklenti büyük.

Çünkü…

Bölgemiz kayıp içinde.

Bölgemiz dinamiklerini kaybediyor.

Yine  “ben” ve “Benim hemşehrim” saplantılı basitlikler geride bırakılmayacak mı?

Hele hele başarılar alkışlanmayacak ve de başarısız olanlardan hesap sorulmayacak mı?

Sorular çok!

Say sayabildiğin kadar.

Ardından da saydır!

Bu kez, evet bu kez tarih tekerrür etmesin.

Bu kez bölgemizin kültür ve sanatına yatırım yapılsın.

Bu kez bölgesel birliktelik gerçekleştirilerek ortak hedeflere omuz omuza gidilsin.

Bu kez ötekileştirme yerine, bölgesel çıkar konusunda herkes rozetini çıkarıp atabilme olgunluğuna destek versin.

Bu kez sevginin en önde koştuğu ve nefret dilinden vazgeçildiği bir ortam sağlansın.

Bu kez biz hepimiz sevgide buluşalım.

Bu kez başaralım ki, bizden sonrakilere güzel bir örnek bırakalım.

Bu kez!