Yağmurlu bir sonbahar günüydü. Rüzgarla uçuşan bir sarı yaprak, soğuktan hastane penceresine sığınmış ıslak bir yavru güvercin hüzün veriyordu ona....
Uykulu gözleri kara bulutların arasında parıldayacak güneşi arıyordu. Burnundaki oksijen boruları bir bahar bahçesinin güzel kokulu çiçeklerini hissetmesine mani oluyordu sanki....
Ağır Hasta
Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip geceleri
Hastayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri
.......
Gözlerim artık fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle nasibi
Fazıl H. Dağlarca (1914)
Pertevniyal Lisesinde gençlik yıllarımdı. Tenefüslerde zaman zaman pencereleri açar hem temiz hava alır, hemde geçenleri seyrederken birgün karşıda Kitap adlı bir kitapevinin açılışını gördük. O gün akşam üstü büyük üstat Sn. Dağlarca ile ilk defa tanıştım babamın subay olması, şiir ortak konumuzdu.
Bazı zamanlar ona yardım eder oda bazı kitapları okumama müsaade ederdi. Orada en sevdiğim, vitrindeki “KARŞI DUVAR” yazısının altına koyduğu kendi şiirleriydi. Bu şiirler vitrindeki kitaplar kadar ilgi çekerdi. O zamanlarda kitap satışının az olması ağır masraflar yüzünden bu kitapevi kapandı ve onunla temasımız kesildi.
KİTABIM
Kitap en iyi arkadaş
Bana neyi sorsam söyler
Ne anlatsa en sonunda
Çalış, iyi, doğru ol der,
Geceleri uyumaz o,
Beni kaldırır erkenden
Okulum kadar güzeldir
Kitabı çok severim ben
Fazıl H. Dağlarca
Günlerdir Başkent Hastanesinin kronik Böbrek ve Zatüre Teşhisi yattığı hastane odasında 94 senelik şiirle dolu yaşamı eski bir film şeridi gibi gözlerinin önüne geliyordu kopuk kopuk ...
Süvari Yarbayı Hüsnü Beyin Oğlu
26 Ağustos 1914 doğumlu
1933 Kuleli Askeri Lisesi Mezunu
1935 Piyade Subayı
1950 Emekli Ön Yüzbaşı
52 – 60 İş Mühettişliği
Ve
İstanbul Aksaray’da Kitabevi Sahibi
Varlık, kültür haftası, aile, inkilapcı, gençlik, Yeditepe ve Türk Dili Dergilerinin şiirleri...
Çocuk, Atatürk ve Kahraman Metmetcik kutsal temalarıydı. Zaman zaman girip dinlediğim bir sigara içimi şiirleri içinde.
“Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulundunuz zamanı, hemde bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.” derken yön verirdi gençlere....
...Ödüllerini düşündü ne haz vermişti kendine bir bir...
1946 CHP Şiir Yarışması Üçüncülüğü
1956 Yeditepe Şiir Armağanı
1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü (Delice Böcek)
1966 Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Şiir Armağanı (Delice Böcek)
1077 Sedat Simavi Vakfi Ödülü (Horoz)
1967 İnternational Poetry Forum (Pittsbuq)
1974 Struqa (Makedonya Şiir Festivalinde Altın Çelenq Ödülü)
15 Ekim 2008’de ...
Şiir sevgisi az geldi çiçeğine
Besleyemedi yüreğinde
Bir son nefesle
Yüzü soldu....
Şimdi nerde diye soranlara onu şiirlerine gömdüm dostlar, çicekler, alkışlar arasında diyor. Bütün ideali kendi evinde kendi adına bir müze kurmak isteyen bu insanı saygıyla anıyorum.
Bir avludan mı kalkacak cenazem?
Nasıl indireceksiniz beni 3. Kattan
Asansöre sığmaz tabut
Merdivenlerse daracık
....
Nazım Hikmet
Yorumlar